saat dört yoksun

1 /
van den budenmayer van den budenmayer
nazım hikmet şiirlerini harmanlama sonucu ortaya çıkmış güzel bir zülfü livaneli şarkısı...

harmanlama sırası ise şu şekildedir:

1: çankırı hapishanesinden mektuplar - 1. bölüm - 1. kıta
2: piraye i çin yazılmış saat 21 22 şiirleri - 22 eylül 1945 (son 4 mısra eksik)
3: piraye i̇çin yazılmış : saat 21-22 şiirleri - 24 eylül 1945
4: piraye i̇çin yazılmış : saat 21-22 şiirleri - 23 eylül 1945
5: çankırı hapishanesinden mektuplar - 1. bölüm - 1. kıta
moonlight moonlight
ve belki kimbilir
kitap okurum
içinde sen varsın
şarkı dinlerim
içinde sen
oturdum ekmeğimi yerim
karşımda sen oturursun
çalışırım
karşımda sen


bu sözleri barından buram buram özlem kokan şarkıdır/şiirdir.
zülfüden dinlemek ayrı bi tad katar şarkıya...
siyanür siyanür
saat dört yoksun
saat beş, yok
altı, yedi, ertesi gün
daha ertesi ...

o aslında gelmeyecek olandır. ama ümit etmenin ne zararı var ki... onunla sadece konuşmak yeter aslında. en azından o an nerde olduğunu biliyorsun. ama onla görüşemediğin, onu görmediğin zamanlarda hep birşeyler eksiktir. o anda da zülfü livaneli'nin ''o şimdi ne yapıyor, şu anda şimdi, şimdi, şimdi ... '' dediğini duyar gibi olursunuz. can yakan bir şarkıdır. nazım hikmet çok güzel yazmış, zülfü livaneli mükemmel yorumlamıştır.
zinkafnun zinkafnun
neyi beklediğini, neyi aradığını, kendilerini neyin mutlu edeceğini bilmeyenler için; meçhule yazılmış 3 sözcüktür. o saat beş olur, altı, yedi, ertesi gün, daha ertesi...

beklediğinin, yanında olmasını istediğinin aslında sandığın olmadığını fark ettiysen, müthiş bir yanılgı içinde yağmur filan yağmamış bir sokağa bakıyor, hava durumlarına ve dahi altyazılara dahi güvenmemeyi öğreniyorsan... saat dört, gelmeyene değil yoksunluğa edilmiş iki kelamdır.

ve belki kim bilir...
ceket yok pantolon verelim ceket yok pantolon verelim
belki de yürüyordur, adımını atmak üzeredir
her kara günümde onu bana
tıpış tıpış getiren sevgili
canımın içi ayaklar
ve ne düşünüyor, beni mi?
yoksa ne bileyim
fasulyenin neden
bir türlü pişmediğini mi?
yahut insanların çoğunun neden böyle
bedbaht olduğunu mu?
o şimdi ne düşünüyor
şu anda şimdi, şimdi

saat dört yoksun
saat beş, yok
altı, yedi, ertesi gün
daha ertesi
ve belki kimbilir
kafasıüşüyenadam kafasıüşüyenadam
"en güzel günlerimiz /henüz yaşamadıklarımız" derken sanki hiç yaşayamayacağımızı da sinsice kulağımıza fısıldayan şarkıdır/şiirdir. çünkü aklı hep ondadır şairin ve hal böyleyken en güzel günlerimizi yaşayabilmek pek mümkün görünmemektedir. yapma şair, böyle yapma, saat 5,6,7, ertesi gün oldu..
1 /