
#18030430 ·
· 244
elimizdeki verilere göre yaklaşık 3 aylık sürecin değerlendirmesini yapma zamanı gelip geçti.
dün yani 31 mayıs 2020 itibariyle durum toplam 2.039.194 adet test yapılmış.
toplam vaka sayısı 163.942, toplam vefat sayısı 4.540.
127.973 kişi de iyileşmiş.
değerlendirmeye geçmeden önce vefat edenlerin hepsine allah'tan rahmet, yakınlarına da sabır diliyorum.
gerçekten çok zor bir süreç.
işin en kötü taraflarından biri ise cenaze törenlerinin haklı olarak sessiz sedasız yapılması.
düşünsenize acınızı paylaşacağınız kişiler sadece size görüntülü görüşme yoluyla ulaşabiliyor.
salgın ülkemizde yayılmaya başlamadan önce, yani yaklaşık bundan 3 ay önce birileri bize bu hastalıktan dolayı 4.540 kişi hayatını kaybedecek deseydi acaba nasıl tepki verirdik bunu düşünmemiz gerekiyor.
sağlık bakanlığının ve bilim kurulunun aldığı kararlar sırasıyla şu şekilde;
1) okullar ve kreşler kapatıldı.
2) cafe- bar- restoran- spor salonu, spa merkezleri ve masaj salonları kapatıldı,
3) 20 yaş altı ve 65 yaş üstü sokağa çıkma yasağı getirildi,
4) şehirler arası seyahat kısıtlaması getirildi,
5) sokağa çıkma yasakları getirildi ( haftasonu ve resmi tatillerde)
daha sonra da salgının hızındaki azalma ile, özetle; günlük iyileşen vaka sayısının, günlük hastalığa yakalanan vaka sayısından fazla olduğu durumda yavaş yavaş yasaklar yeniden kaldırılmaya başlandı.
bu sürece tepeden bakacak olursak kanımca sağlık bakanlığının aldığı en doğru karar 20 yaş altı ve 65 yaş üstü vatandaşların sokağa çıkmalarına koyulan yasak.
bu yasaklamayı akıl eden kişileri tebrik ediyorum...
düşünsenize 20 yaş altındaki gençlerin ve çocukların neredeyse hepsi bu hastalığı belirtisiz geçiriyor.
dolayısıyla bu bireyler bulundukları ortamda virüsü yayıyor.
annesine, babasına, dedesine, ananesine vs....
bu sayede virüsün bulaşma hızı bir miktar da kontrol altına alındı.
65 yaşın üstündekilere sokağa çıkma yasağı getirilmesi de muhteşem bir uygulama. bu uygulama olmasaydı ne yazık ki evde sıkılan 65 yaş üstü vatandaşlar metroda, tramvayda, vapurda fink atacaklardı.
epi topu, banka defterine hesabını işletmek için gereksiz yere bankaya gideceklerdi.
65 yaş üstü büyüklerimizin hastalanması ölüm oranını artıracağı gibi aynı zamanda hastalığın tedavi sürecini de uzatacaktı.
örneğin 40 yaşında herhangi bir kronik hastalığa sahip olmayan birey 10 günde bu hastalığı atlatıyorsa 102 yaşında bir vatandaşın bu hastalığı atlatması kaç gün sürecekti?
özellikle seyahat yasaklaması, umreden gelenlerin yurda yerleştirilmesi ( evet aslında umreye gitmelerine hiç müsaade edilmeyecekti) yurt dışından gelenlerin 14 gün boyunca karantinaya alınması, uçuş yasakları ve sokağa çıkma kısıtlamaları gerçekten tadında ve insanların psikolojilerini bozmayacak şekilde uygulanmaya çalışıldı.
arada ufak tefek hatalar yapıldı mı? tabii ki..
özellikle ilk sokağa çıkma kısıtlamasının duyurusunun gecenin bir saatinde yapılması ciddi bir hatadır.
ayrıca umreden gelen vatandaşlarımıza istisnasız 14 günlük karantina uygulaması yapılacaktı.
bir de tabii ki üniversiteler tatil edilince yurtların boşaltılması işi gençlerimizi rencide edici şekilde oldu. bu tür kararlar daha planlı alınmalıydı.
bütün olumlu yönlerin yanında ciddi bir plansızlığın ve bize bir şey olmaz kafasının da maalesef bu işin bu kadar uzamasına sebep olduğunu da göstermekte fayda var.
örneğin bu salgın ne zaman çıktı?
2019'da,
ayrıca, çin'in bu salgını kontrol altına alamadığı çok açıktı.
bu salgın çıktığı andan itibaren bugün uygulanan önlemlerin hepsinin uygulanması gerekiyordu.
neler mi?
mesela maske takma zorunluluğu, mesela sosyal mesafe kavramının zorunlu hale getirilmesi.
uçak, otobüs ve diğer yolculuklardaki kurallar, spor salonu, devlet dairelerindeki tedbirler.
bu tedbirleri bizim ocak ayında uygulamaya geçirmemiz gerekmiyor muydu?
ya da ocak ayında bu tedbirleri hayata geçirseydik daha iyi olmaz mıydı?
daha az can kaybıyla karşılaşmaz mıydık?
mesela 1 haziran 2020 itibariyle normalleşmeye geçiyoruz.
sağlık bakanlığı hemen hemen her gün ortalama 1.000 yeni vakaya rağmen sistemi açmaya karar veriyor ki ben de bunun gerekliliğini savunanlardanım.
bu ölçüde de tüm iş yerleri için alınması gereken önlemleri içeren rehberler hazırlıyor..
peki bu rehberler neden ocak ayında hazırlanmadı ki?
kafamda deli sorular.
özetle sağlık bakanlığının bu sürecin yönetimi konusunda şu ana kadar ki performansını, veriler ve yaşadıklarımızı değerlendirecek olursak;
yaptıkları hatalara rağmen vasatın üzerinde olduklarını düşünüyorum.
tabii ki gerçek hasta sayısı 165.000 mertebesinde değil. her gün yeni vaka ekleniyor.
bunu zaten sağlık bakanı da itiraf ediyor.
ancak yaşlılarımızı ve gençlerimizi koruyarak sağlık sistemimizin çökmemesini sağladıkları için başarılı buluyorum.
umarım türk gibi başladığımız süreci alman gibi işlemeye devam eder, ingiliz gibi bitiririz.
dün yani 31 mayıs 2020 itibariyle durum toplam 2.039.194 adet test yapılmış.
toplam vaka sayısı 163.942, toplam vefat sayısı 4.540.
127.973 kişi de iyileşmiş.
değerlendirmeye geçmeden önce vefat edenlerin hepsine allah'tan rahmet, yakınlarına da sabır diliyorum.
gerçekten çok zor bir süreç.
işin en kötü taraflarından biri ise cenaze törenlerinin haklı olarak sessiz sedasız yapılması.
düşünsenize acınızı paylaşacağınız kişiler sadece size görüntülü görüşme yoluyla ulaşabiliyor.
salgın ülkemizde yayılmaya başlamadan önce, yani yaklaşık bundan 3 ay önce birileri bize bu hastalıktan dolayı 4.540 kişi hayatını kaybedecek deseydi acaba nasıl tepki verirdik bunu düşünmemiz gerekiyor.
sağlık bakanlığının ve bilim kurulunun aldığı kararlar sırasıyla şu şekilde;
1) okullar ve kreşler kapatıldı.
2) cafe- bar- restoran- spor salonu, spa merkezleri ve masaj salonları kapatıldı,
3) 20 yaş altı ve 65 yaş üstü sokağa çıkma yasağı getirildi,
4) şehirler arası seyahat kısıtlaması getirildi,
5) sokağa çıkma yasakları getirildi ( haftasonu ve resmi tatillerde)
daha sonra da salgının hızındaki azalma ile, özetle; günlük iyileşen vaka sayısının, günlük hastalığa yakalanan vaka sayısından fazla olduğu durumda yavaş yavaş yasaklar yeniden kaldırılmaya başlandı.
bu sürece tepeden bakacak olursak kanımca sağlık bakanlığının aldığı en doğru karar 20 yaş altı ve 65 yaş üstü vatandaşların sokağa çıkmalarına koyulan yasak.
bu yasaklamayı akıl eden kişileri tebrik ediyorum...
düşünsenize 20 yaş altındaki gençlerin ve çocukların neredeyse hepsi bu hastalığı belirtisiz geçiriyor.
dolayısıyla bu bireyler bulundukları ortamda virüsü yayıyor.
annesine, babasına, dedesine, ananesine vs....
bu sayede virüsün bulaşma hızı bir miktar da kontrol altına alındı.
65 yaşın üstündekilere sokağa çıkma yasağı getirilmesi de muhteşem bir uygulama. bu uygulama olmasaydı ne yazık ki evde sıkılan 65 yaş üstü vatandaşlar metroda, tramvayda, vapurda fink atacaklardı.
epi topu, banka defterine hesabını işletmek için gereksiz yere bankaya gideceklerdi.
65 yaş üstü büyüklerimizin hastalanması ölüm oranını artıracağı gibi aynı zamanda hastalığın tedavi sürecini de uzatacaktı.
örneğin 40 yaşında herhangi bir kronik hastalığa sahip olmayan birey 10 günde bu hastalığı atlatıyorsa 102 yaşında bir vatandaşın bu hastalığı atlatması kaç gün sürecekti?
özellikle seyahat yasaklaması, umreden gelenlerin yurda yerleştirilmesi ( evet aslında umreye gitmelerine hiç müsaade edilmeyecekti) yurt dışından gelenlerin 14 gün boyunca karantinaya alınması, uçuş yasakları ve sokağa çıkma kısıtlamaları gerçekten tadında ve insanların psikolojilerini bozmayacak şekilde uygulanmaya çalışıldı.
arada ufak tefek hatalar yapıldı mı? tabii ki..
özellikle ilk sokağa çıkma kısıtlamasının duyurusunun gecenin bir saatinde yapılması ciddi bir hatadır.
ayrıca umreden gelen vatandaşlarımıza istisnasız 14 günlük karantina uygulaması yapılacaktı.
bir de tabii ki üniversiteler tatil edilince yurtların boşaltılması işi gençlerimizi rencide edici şekilde oldu. bu tür kararlar daha planlı alınmalıydı.
bütün olumlu yönlerin yanında ciddi bir plansızlığın ve bize bir şey olmaz kafasının da maalesef bu işin bu kadar uzamasına sebep olduğunu da göstermekte fayda var.
örneğin bu salgın ne zaman çıktı?
2019'da,
ayrıca, çin'in bu salgını kontrol altına alamadığı çok açıktı.
bu salgın çıktığı andan itibaren bugün uygulanan önlemlerin hepsinin uygulanması gerekiyordu.
neler mi?
mesela maske takma zorunluluğu, mesela sosyal mesafe kavramının zorunlu hale getirilmesi.
uçak, otobüs ve diğer yolculuklardaki kurallar, spor salonu, devlet dairelerindeki tedbirler.
bu tedbirleri bizim ocak ayında uygulamaya geçirmemiz gerekmiyor muydu?
ya da ocak ayında bu tedbirleri hayata geçirseydik daha iyi olmaz mıydı?
daha az can kaybıyla karşılaşmaz mıydık?
mesela 1 haziran 2020 itibariyle normalleşmeye geçiyoruz.
sağlık bakanlığı hemen hemen her gün ortalama 1.000 yeni vakaya rağmen sistemi açmaya karar veriyor ki ben de bunun gerekliliğini savunanlardanım.
bu ölçüde de tüm iş yerleri için alınması gereken önlemleri içeren rehberler hazırlıyor..
peki bu rehberler neden ocak ayında hazırlanmadı ki?
kafamda deli sorular.
özetle sağlık bakanlığının bu sürecin yönetimi konusunda şu ana kadar ki performansını, veriler ve yaşadıklarımızı değerlendirecek olursak;
yaptıkları hatalara rağmen vasatın üzerinde olduklarını düşünüyorum.
tabii ki gerçek hasta sayısı 165.000 mertebesinde değil. her gün yeni vaka ekleniyor.
bunu zaten sağlık bakanı da itiraf ediyor.
ancak yaşlılarımızı ve gençlerimizi koruyarak sağlık sistemimizin çökmemesini sağladıkları için başarılı buluyorum.
umarım türk gibi başladığımız süreci alman gibi işlemeye devam eder, ingiliz gibi bitiririz.