ölümsüzlük icat edilene kadar hayatta kalma çabasıdır.
son 10 yılda dünyanın aklını başından almış milyar dolarlık bir endüstri yaratmış, "wellness, anti-aging" vs. gibi türevleri de bulunan bir kasırgaya dönüşmüştür.
"insanları korkuları yönetir" demişti birileri. işte size tipik örneği.
2olerinde kızlar, yoga ve pilates yapıyor, etten uzak duruyorlar. bunu anlarım da hamilelik safhalarını gözlemler gibi göbeklerini sürekli gündeme taşımaları, kilo kontrolünü neredeyse saat bazında (yemekten önce ve sonra) tekrarlamaları rahatsız edici. üstelik sağlıklı olmak adına mahrum kaldıklarıyla da sürekli duygu sömürüsü yapıyorlar. sanki "isa'nın çilesi"ni çekiyorlar.
pahalıdır. nerden bulunacak
organik gıda.
yirmi yaş dişlerinin ikisinin birden tam olarak 20.yaş gününde insanın dünyasını karartmaya karar vermesidir. biyolojik saat bu olsa gerek. tik, tak..
sigara ve alkole ölene kadar sırt çevirmektir.
burgerda steakhouse üzeri, pelitte rokoko yemektir, eşlikçiniz güzel insanlarsa, kafanız da sağlığınız da, yaşamınız da güzel olur zaten...
çemberde bi' köşe, yok la yok nokta aq tamam.
ilk önce pizza yiyoruz, üstüne mayonez falan sıkan arkadaşları da ayrı bi köşeye pardon pardon, noktaya koyuyorum, ki obezler noktaya sığmıyolar bi' kaç noktaya koyuyorum onları.
evet ne dedik önce pizzaya abanıp sonrasında sağlıklı yaşamı destur ediniyoruz. yemeye eşek gibi para veriyoruz baştan, sonra por salonuna domalıyoruz ki, ruhumuz cüzdanımız yani bedenimiz dışında ne varsa hafiflesin, serinlesin.
sıcak mnakoyim!!!!!!
anca dergi için görsellerini ararken gördüğüm şey. bugünlerde sağlıklı yaşayan insan var mı ya? yok herhalde. gerçi bi elimde bira poşeti, bi elimde portakal, greyfurt eve kendimi attığım günler olmadı değil; ama portakallarla greyfurtlar bana ait değildi işte. çürüdü zaten onlar da.
özellikle de kışın bol su için. ter haricinde toksinleri atmanın bir başka yolunu sağlar size. ayrıca mideyi tok tutmaz ama dolu tutar. rezervuara fazla su harcamasın diye şaşal şişesi koymak gibi.
takıntı haline getirenlerin kulaklarına fısıldayabilirsiniz; adına sağlıklı yaşam dediğiniz kurallar bütünü semptomunuzun maske takmış hali. ritüelleştirmeye çalıştıklarınız ise sağlıklı değil, dindar yaşama giden yolunuz. sağlıklı yaşam üstbenin emirleriyle oluşturulmaya çalışıldığında önce kısırlaştırır sonra neşesizleştirir. bu ise temel sağlıksızlıktır. televizyonlarda onlarca "sağlıklı yaşam koçu"nun günün her saatinde verdiği tavsiyelerden de mi anlamıyorsunuz paslanmış ruhunuzun üzerine çekilmesi önerilen bu cilanın yapaylığını? pası kazımadıktan sonra o cilalar asla tutmayacaktır.
bazen gereken her şeyi yaptığınız halde kavuşamadığınızdır. vejetaryen olursunuz, her gün, üşenmeden, annelerinizin adını bile duymadığı çeşit çeşit sebzelerle, bakliyatlarla mis ötesi beslenirsiniz, spor yaparsınız, mutlu olursunuz, kin tutmazsınız, sigara içmezsiniz, alkol namına aldığınız tek şey haftanın iki günü birer kadeh şaraptır, bitki çayına gömülürsünüz, yoga- meditasyon yaparsınız, hayvanları seversiniz, doğayı kirletmezsiniz ama yine de kimin ahı tuttuysa bir türlü sağlıklı olamazsınız.
sağlıklı olmamak derken; epilepsi, anemi, düşük tansiyon, meniere sendromu, fibromiyalji, kanser riski taşıyan tiroid nodülü falan gibi şeylerden bahsediyorum. yazarken bile yorucu. tüm bunların üzerine arkadaşlarınıza, ailenize, yüksek lisansa ve tonlarca filme, kitaba vakit ayırmaya çalışırsanız gerçekten kafayı yersiniz. en iyisi kıçınızı kaşıyarak uyuyun ve bok gibi beslenin. nasıl olsa uğraşsanız da işe yaramıyor.
etrafta heidi gibi koşuşturduğum günleri çok özledim sözlük.
sağlıklı yaşam son derece kolay bir şey aslında. düzenli aerobik egzersiz yapmak ve tatlı yerine salataya abanmak yeterli. denedim oldu baylar bayanlar.
ilaçlar, hastalıklar, ağrı, gebelik, doğum, sağlıklı yaşam ve daha birçok sağlık alanında paylaştığımız içerikleri takip etmek için web sitemizi ziyaret edebilirsiniz.
Home