birşeyi tamamen sana ait olduğunu düşünüp, başkalarının ona yaklaşmasını engellemeye çalışmak,; onu korumak, kıskanmak.
sahiplenmek
hatun kişi için 'o benim namusum' sözü ile de ifade edilebilen hatta edilmiş durum
(bkz: ibrahim tatlıses)
(bkz: ibrahim tatlıses)
malik olma durumu.

#2046624 ·
· 1231
resmi olarak değilde uzaktan ve sadece elindeki değerleri sahiplenmek, emperyalizm.
ekonomik olarak sömürmek*, kapitalizm
ekonomik olarak sömürmek*, kapitalizm

#3059234 ·
· 1236
bir ilişkiye başlarsın, senin için ''herşey tamam'' zannedersin. sadece yanında durmak, birlikte vakit geçirmek, onu sahiplenmek anlamına gelir; öyle zannedersin.
yahut ona yanlış gözle bakan biriyle kavga etmek onu sahiplenmek gibi gelir sana.
asıl sahiplenmek bu değildir. sahiplenmek onun sıkıntılarında, yapmaya gücünün yetmediği şeylerde, haksızlığa uğradığında ona yardımcı olmak ve onun mutlu olmasını engelleyen ne varsa bu konuda ona ''destek'' olmaktır.
yahut ona yanlış gözle bakan biriyle kavga etmek onu sahiplenmek gibi gelir sana.
asıl sahiplenmek bu değildir. sahiplenmek onun sıkıntılarında, yapmaya gücünün yetmediği şeylerde, haksızlığa uğradığında ona yardımcı olmak ve onun mutlu olmasını engelleyen ne varsa bu konuda ona ''destek'' olmaktır.

#3059257 ·
· 1234
kıskanmadan önceki son çıkış.

#3799881 ·
· 1232
insanların tutkularından biridir.
kıskançlık, kibir, sinir de bundan çıkar; paylaşım, sevgi de.
(bkz: acı tatlı)
kıskançlık, kibir, sinir de bundan çıkar; paylaşım, sevgi de.
(bkz: acı tatlı)

#4188769 ·
· 1236
can baba şöyle der;
i̇lle de bir şeyleri sahipleneceksen,
çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
gökyüzünü sahipleneceksin,
güneşi, ayı, yıldızları
i̇lle de bir şeyleri sahipleneceksen,
çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
gökyüzünü sahipleneceksin,
güneşi, ayı, yıldızları

#4793136 ·
· 1103

#5353904 ·
· 1089
sevmek ile sık sık ilişkilendirilen kavram.. halbuki sevmek ve sahiplenmek arasında çok ince bir çizgi ve ilginç bir bağlantı vardır.. bu bağlantıyı da portekizli yazar jose saramago çok güzel özetlemiştir: "sevmek, sahiplenmenin en güzel yoludur herhalde. sahiplenmek ise sevmenin en çirkin yolu."

#5881870 ·
· 487
sahiplenmek nedir? birini severken farkında olmadan yapmak istediğimiz,yapmaya çalıştığımız şey mi?yoksa kendi bencilliğimiz mi?ikisinden de biraz var sanırım.sevmek yarı sahiplenmek istemektir bence ve her insan özünde bencildir.isteseniz de çok sevdiğiniz bir kişiyi mutlu olsun diye tamamen rahat bırakamazsınız.

#5881932 ·
· 507
''sevmek sahiplenmenin en güzel yoludur heralde, sahiplenmek ise sevmenin en çirkin yolu.''
jose saramago
jose saramago

#5882174 ·
· 489
sevmek ve sahiplenmek; oldukça kendi içinde diyalektik bir durum esasen. insan sevdiği bir şeyi olabildiğince kendilcilleştirmeye ister istemez çalışır. bir şeyin kendisine ait olmasından haz alır. bu durum güç ve güven sağlar kendisine. önce sahiplenip sonrasında sevmek, daha çok üvey bir evlatı evinize sokmaya benzer. öncelikle amaç korunak sağlamakken yavaş yavaş engellenemez bir sevgiye dönüşür. öyle ya da böyle sahiplenmek sevgiyi doğurur. sevgi ise sahiplenmeyi. önemli olan sanırım bunu ne şekilde yansıttığınız. çünkü sevginin rengi bellidir ama sahiplenmenin rengi belli değil ve kördür.
.
.
saplantılarımızın anası. her sahiplenme bir saplantı doğurur ve biz sahip olabileceğimiz yeni bir nesne veya insan bulamadığımız müddetçe hükümranlığımızı saplantıya dönüştürür; eskitir ve yıpratırız ruhumuzu. insan sahiplendiği şeye, sahiplendiği oranda bağımlıdır. dinin tasavvufi yönü burada doyurucu cevaplar verip enseye tokat yemişlik hissiyatı yaratabiliyor bazen. düşünüyorum da tanrı'nın malik-ül mülk sıfatının olması bile bizi sahiplenmekten alıkoymuyor. geçenlerde arabayla boktan bir yerden geçerken herifin biri elini kaldırıp otostop çekti. arabada yalnızdım. hatta öylesine bir sahiplikle kullanıyorum ki arabayı gören "görmemiş herif" bile diyebilirdi bana. hasılı herifi o ayazda bırakıp yoluma devam ettim. o an enseye tokat geldi tabi, "lan yavşak, aldığın nefes senin mi?" diye sordu vicdanım. sağa çekip durdum epey düşündüm, lan harbiden donsuz gelip donsuz gidiyorum. hayatı kendime bahşeden de bu hayatı elimden alan da ben değilim. yaşamımı sağlayan nefesimden tut, organlarıma hatta hücrelerime bile hükmedemiyorum ancak kendi bedenimi öylesine sahiplenmişim ki, öldüğümde bile kendimi hep bu bedenle dirilecek sanıyorum. sonunda anlıyorumki hayatta kendim dahil hiçbir şeyi sahiplenmeye hakkım yok. işte malik-ül mülk bu diyorum. anaokulu terk zekasıyla empati kuruyorum ardından, "lan ya orada bekleyen ben olsaydım.", sonra ayada it gibi titreyip otobüs beklediğim günler aklıma geliyor. anlıyorum ki bu hayatta sahiplenebileceğim tek şey ardımdan gelenler. geriye dönüp adamı almıyorum arabaya, ancak o an şunu düşünüyorum; paylaşmak bütün saplantıların panzehiridir.

#6400332 ·
· 488
günümüzde, daha iyisini bulana kadar edindiğimiz süreç eylemdir. eski zamanlara nazaran, sıklıkla.
jose saramago'ya göre "sahiplenmek, sevmenin en çirkin yolu" (bkz: #5881932)
yine, günümüzün tüketim müptelası insanoğlu için anlık hazlar sağlayan her şeyi "sonsuz" yakınsamaya değin ele geçirme, hazzı ebedileştirme iradesidir. haz kavramını düşününce; ironik olarak boşu boşuna.
"üzerime aniden yağan sağanak yağmur güzeldir. şematik, kurgusal, sahiplenilmiş zorlama bir yaşam değil." derim ben.
jose saramago'ya göre "sahiplenmek, sevmenin en çirkin yolu" (bkz: #5881932)
yine, günümüzün tüketim müptelası insanoğlu için anlık hazlar sağlayan her şeyi "sonsuz" yakınsamaya değin ele geçirme, hazzı ebedileştirme iradesidir. haz kavramını düşününce; ironik olarak boşu boşuna.
"üzerime aniden yağan sağanak yağmur güzeldir. şematik, kurgusal, sahiplenilmiş zorlama bir yaşam değil." derim ben.