salah birsel

1 /
arzavva arzavva
şiir tanımı ile beni benden alan şair.şöyle tanımlamıştı şiiri;şiir içinde yer alan ve yer almayan sözcüklerden oluşur.
biyolojiksaat biyolojiksaat
sen şimdi kocanın evinde oturursun
ve saçların artık eskisi gibi değil
geceleri yemekten sonra
çorap söküğü dikersin
belki de ellerin soğan kokar
senin kocan bir suratı çirkin adam
ağzı açık uyur
ve senin vücudun bozulur çocuk doğurdukça

salah birsel'in (23 yaşında) inkılapçı gençlik dergisinde, 1942'de yayınlanan bulut geçti isimli şiiridir.
komedi ise ardı;
tepkiler gelmeye başlar şiire; milli aile yapısına saldırı denir, evliliğin küçümsenişi.
refik halit karay'dan şu yorum gelir:
''bence bu şiir, yalnız evlenmeyi kötülememektedir; genç kızları da ele varmaktan, evli olmaktan şiddetle tiksindirdirmekten başka, onları sadece eğlence ve nefis köreltme vasıtası olarak tanıdığınıda anlatıyor, oynaşlığa, sürtüklüğe heveslendiriyor.''
bu dalgaya dönemin ünlü edebiyatçılarıda katılır.

salah birsel hakkında şiiri yüzünden dava açılır.ve hakim şiiri, son derece doğal ve gerçeğe uygun bulur.ama bitmez, haddi bildirilmelidir. dava da bilirkişiye başvurulmadığı gerekçesiyle yargıtaya başvurur istanbul cumhuriyet savcı yardımcılarından hilmi davaslıgil tarafından.şiire şu açıklama yapılarak.''aile mevcudiyetini ve aile olma esasını sarsacak ve kadınlığın ana olmak hususundaki fikri temayülünü zayıflatacak nitelikte olduğu ve salah birselin ''açıkca çocuk doğurmamayı telkin ettiği''...

karar; şair suçsuz.

(bkz: tuncay terzihanesi)
(bkz: sunay akın)

bir şiirin ne kadar yakıcı yıkıcı hatta soy tüketici olabileceğine dair gözlere görü salık verilesi güzel bir örnektir.
olanın, gerçeğin dillendirilmesine olan nasıl bir korkudur bu allaşkına.kurulan dengelere gelişi en ufak bir sıyrık bile kabus sebebi.denilen gibi bir etki yapsa idi fena olmazdı hani, nüfus aldı başını gitti.
ve hala aynı dizeler, yıkılmışlarının dahi ötesinde.
edmond dantes edmond dantes
dik şair:

"sevdim seni ey insan"

"ben ölmem
işimi bilirim ben
ecel zangoçlarını bile
bir çırpıda atlatırım

sıfır denize yuvarlasanız
lime lime doğrasanız kafamı
bu odalardan bu kitaplardan
ayrılamam ayrılamam

dört elle yapışırım sokaklara
mavilere beyazlara abanırım
güzellikler beni yormaz
inan olsun yaşlanmam

hiçbir şeyden ürkmem
kim ne derse desin
ey insan seni sevdim
ben ölmem ben ölmem"
cd temizleme bezi cd temizleme bezi
bu aşkın dal budak saldığı ay nisan'dır.
kız taksim'de oturan bir sarışındır.
geceleri 'ah' ile yatağa düşen oğlandır.
bu şiirse arzuhal hükmünde bir ilandır.

bir de ah beyoğlu vah beyoğlu isimli pek hoş, böyle kendinizi o zamanın beyoğlunda edebiyat çevresinde sohbet eder gibi hissettiren kitabı var. kendini okutan, eğlendiren hoş bir üslubu var bu amcanın.
kumuyebo kumuyebo
ah beyoğlu vah beyoğlu'nu okumuştum da beğenmiştim. rafta duran kitabı kuzenim görmüştü de, koskoca edebi derinliğin, zihinsel hazzın arasında adamın ismine takılıp "la isme bah la; salah! salah diye isim mi olur la amığa godumun salağa ahı ahı ahı" demişti. işte o an bu durumun daha önce hiç dikkatimi çekmediğini farkettim. açık vermeyeceksin hacı. salah birsel olmuşsun ama, annen baban kazık atmış sana; ileri görüşlü değillermiş.
sevinç dölleyen adam sevinç dölleyen adam
" şiirsel'in sıkışık sınırlarına sığmayacak kadar geniş kapsamlı bir güzelliktir, hatta ortalama ölçüye vurulduğunda "çirkin"e daha yakın bir güzel." denilmiştir tomris uyar tarafından kendisine.
1 /