savunma mekanizması

1 /
anosias anosias
insanın kendini korumak için farkında olmadan ortaya çıkardığı kalkandır. daha önceki olaylardan bilinçaltına yerleşenler sonucu tehlikeyi hissettiğinde bu kalkan otamatik olarak devreye girer. bunun en güzel örneği aşk çanları çaldığında aşık olmak istemiyorum demektir.
unruly unruly
hayal kırıklığı, kişisel yetersizlikler, sıkıntı gibi nedenlerle ortaya çıkabilir. ortama adaptasyon ve gelişim için gereklidir. ego yaratır kendini savunmak için. bir dolu türü vardır ve ilk olarak freud tarafından ortaya konmuş, sınıflandırılmışlardır.

teoriyi bir yana bırakıp, bunların en yaygınlarından birkaçını örnek üzerinde inceleyelim. daha iyi anlarız. deneğimiz de hayrettin demirbaş olsun mesela. kendisi için kabus gibi geçen bir maç sonrasında şöyle konuşmalara şahit olalım:

*-hayrettin, bugün yediğin birbirinden ilginç goller için ne demek istersin?
-yağmur yağıyordu, rüzgarlıydı hava. sahayı da görüyorsun işte. böyle havalarda yerden seken toplar kaleciler için büyük tehlike. (rasyonalizasyon)
-ama akıl almaz biçimde tuttuğun topla kaleye girdin?
-abi futbolda oluyo bunlar. adam kale aazında topu denize vuruyo. o zaman nasıl kazanır takım? bunu sormuyorsun bak.. (yansıtma)
-tamam hayrettin.

çocuk: hayrettin abi, hayrettin abi. formanı versene..
-lan sus çarparım bi tane... kaybol!! (yön değiştirme)
van den budenmayer van den budenmayer
a: narsisistik savunma mekanizmaları:

i nkar (`denial): gerçekliğin acı veren yönünün bilinçten uzaklaştırılması. represyon (bastırma) dürtü türevlerini ve duygulanımları bilinçten uzaklaştırken, inkar dış gerçekliğin görülmesine engel olur.

çarpıtma (ditortion ruhsal` ihtiyaçlara göre dış gerçeklik yeni bir şekil alır. `sanrı`sal büyüklük duygularının sürdürülmesini sağlamak için hallüsinasyon gibi algı değişimleri ve megalomanik (büyüklük) sanrılar da çarpıtma kapsamında değerlendirilebilirler.

i lkel idealizasyon: dış nesneler bütünüyle iyi veya bütünüyle kötü olarak görülürler. sıklıkla bütünüyle iyi nesne aynı zamanda omnipotent (herşeye kadir), ideal olarak, en kötü nesnenin kötü yanları tamamen kötü olarak büyültülür.

yansıtma (projeksiyon i ç dürtü`ler ve onların türevleri sanki dışarıdan geliyormuş gibi yansıtılır. psikotik düzeyde yansıtmada dış gerçeklik hakkında (genellikle kötülük görme (perseküsyon) sanrıları şeklini alabilir. yansıtılan dürtüler kaynağını `idden veya süperego`dan alsa da yansıtma süreci içinde şekil değiştirirler.

yansıtmalı özdeşim: kendiliğin istenmeyen tarafları diğer bir insana yansıtılır ve kişi kendisini karşısındakiyle aynı görür. kendisine benzer duyguları karşısındakinin de yaşamasına neden olacak baskılı bir yanı vardır.

bölünme (`splitting): dış nesneler hep iyi-hep kötü olarak bölünürken dış nesne hakkındaki düşünceler ve duygular hızla bir uçdan diğer uca değişebilir. kişinin kendisi hakkındaki düşünceleri ve kendini algılayışıdaki hızlı değişimler de bu sürece eşlik edebilir.


b: i lkel savunma mekanizmaları:

dışa vurma (`acting out): bilinç dışı bir dürtü veya isteğe eşlik eden duygulanımı bilinç düzeyinde yaşamamak için, o dürtü veya isteği eyleme dökme.

bloklama: düşüncenin geçici bir süre için durdurulması. represyona benzer. farkı bloklamada gerilimin oluşmasıdır.

hipokondriazis: yas, yalnızlık veya başkalarına karşı saldırgan duyguların ağrı, somatik hastalıklar ve nevrasteni olarak kendine yöneltilmesi. hipokondriazis sayesinde sorumluluktan kaçılır, suçluluk duygularından uzaklaşılır ve dürtülere karşı konulur.

i dentifikasyon (özdeşim ego`nun gelişiminde önemli rolü olan identifikasyon bazı durumlarda `savunma mekanizması olarak kullanılabilir sevilen bir obje`nin identifikasyonu o nesnenin gerçek veya hayali kaybı veya o nesneden ayrılma sonucu gelişecek bunaltı veya acıya karşı bir savunma mekanizmasıdır.

i çeatım (`introjection): nesnenin bazı özelliklerinin içe alımıdır. bir savunma mekanizması olarak kullanıldığında özne ve nesne arasındaki ayrımı engelleyebilir. sevilen bir nesne içe atılarak onun kaybı veya ayrılığının getireceği acıdan kaçılır. korkulan nesnenin içe atımıyla nesnenin agresif özellikleri kontrol altına alınmasına çalışılır.

pasif agresif davranış: diğerlerine yönelmiş agresyon kendisini pasiflik, mazoşizm olarak gösterir. başarısızlık, ağırdan alma, kendisinden çok başkalarını etkileyen rahatsızlıklar şeklinde kendini gösterir.

yansıtma (`projeksiyon): kendi duygu ve isteklerini eşlik edilen kabuledilemez duygular nedeniyle başlarına atfetme ve kendisinde değilmiş, dışarıdan kendisine yöneltilmiş gibi algılanması.

regresyon (`gerileme): i̇çinde bulunduğu gelişim dönemindeki gerilim veya çelişkiden kurtulmak için bir aşağı gelişim dönemine dönme. bir miktar regresyonun rahatlama, uyku için gerekli olması nedeniyle normalde de görülür. yaratıcılığın önemli bir unsuru olduğu düşünülmektedir.

somatizasyon: psişik dürtülerin vücuda yöneltilmesi ve bunaltıya psişik değil somatik (vücuda ait) yakınmalarla cevap verilmesi.


c: nevrotik savunma mekanizmaları:

kontrol etme: anksiyeteyi azaltmak ve iç çatışmaları çözmek için çevredeki olayları veya nesneleri aşırı bir biçimde kontrol etme ve düzenleme çabası.

yer değiştirme (`displacement): bir dürtü veya duygunun ait olduğu nesne veya düşünceden başka bir nesne veya düşünceye döndürülmesi. döndürüldüğü yerde dürtü veya duygu daha az bunaltı oluşturur.

disosiyasyon (`çözülme): duygularla başedebilmek için kişisel kimlik duygusunun değişmesi. kimlik, hafıza veya bilincin normal olarak gerçekleştirdiği bir araya getirme işlevlerindeki bozukluk veya değişiklik. bunaltı yaratıcı durumdan uzaklaşma amacıyla bilinç durumunun değiştirilmesi.

dışa atma (`eksternalizasyon): yansıtmadan daha genel bir mekanizmadır. kişinin kendi dürtüleri, `duygudurum`u, davranışları, düşünce biçimi ve kişiliğini dış dünyada ve dışardaki nesnelerde görme eğilimidir.

i nhibisyon: dürtüler, süperego veya çevresel güçlerle çatışmasını azaltmak üzere bilinçli bir biçimde ego fonksiyonlarının sınırlandırılması.

entellektüalizasyon (`düşünselleştirme): duygulardan uzaklaşabilmek amacıyla entellektüel süreçlerin aşırı kullanımı. dikkat dış gerçekliklere yoğunlaştırılarak iç duyguların ifadesinden kaçılır.

i zolasyon: birlikte olan duygulanımın bastırılarak bir düşüncenin bölünmesidir. sosyal izolasyon nesnelerle ilişkinin olmamasıdır.

usa vurma (`rasyonalizasyon): başka türlü kabul edilemez olan tavır, davranış ve inançların mantıklı açıklamalar getirilerek sunulmasıdır.

reaksiyon formasyon (`karşıt tepki kurma): kabul edilemez bir dürtü tam tersine çevrilir. ego gelişiminin erken devrelerinden itibaren sık kullanılırsa bir karakter özelliğine dönüşür.

bastırma (`represyon): düşünce veya duygunun kişinin kendi isteğiyle olmadan bilinçten uzaklaştırılmasıdır. birincil bastırmada düşünce veya duygular hiç bir zaman bilinç düzeyinde yaşanmamıştır. i̇kincil bastırmada ise bir zamanlar bilinçli olarak yaşanmış düşünce ve duygular bilinçaltına itilirler.


d: olgun savunma mekanizmaları:

diğerkamlık (`altruism): yapıcı ve ılımlı bir karşıt tepki kurma durumudur. kişinin diğer insanların çıkar ve iyiliğini kendisininkilere tercih etmesidir.

antisipasyon: gelecekteki muhtemel tehlikeli ve sıkıntılı durumların oluşturacağı duygulanımların önceden gerçekçi bir şekilde beklenilmesi ve hazırlanılması.

asceticism: yaşantıların zevkli yanları dışlanır. bazı zevklerin ahlaki açıdan değerlendirilmesi yapılır.

hümor (`nükte): katlanılması zor bir durumun, katlanılmasını kolaylaştıracak bir biçimde ele alınmasını, duygularını ve düşüncelerini açıklayabilmesini sağlar. duygulanımdan uzaklaştıran bir çeşit yer değiştirmedir.

sublimasyon (`yüceleştirme): gerçekleştirilemeyen istek ve dürtülerin toplumsal olarak da kabul edilebilecek bir biçimde yönlendirilmesidir.

supresyon: bilinçli veya yarıbilinçli bir biçimde bilinç düzeyindeki bir dürtü veya çatışmanın ertelelenmesidir. rahatsızlığın farkına varılır fakat azaltılmaya çalışılır.


kaynak: dotster - future home of a dotster-hosted websıte terapistim
iao iao
zarar görme anlarında ya da teşebbüsünde vücudun nazikçe windows'u güvenle kapamasıdır. aslında, kapamaya çalışması.

ama ortada ctrl alt del'le ortaya çıkarılmış "bu uygulama yanıt vermiyor" deyip "sonlandır"'a basıldığı halde ortadan gitmeyen programcıklar gezinmekte ve hard diskimizi ibibik gibi öttürmekte. windows çevirilerinden devingen bağlantı kitaplığına uzanan bu yolculuğu sürdürmek için oyun çubuğuna ya da çoklu ortam sekmesine basın.

yazılım eskimiş, hatta trojanlara, nuke'lere alışmış. acı patlıcanı kırağı çalmıyor. en azından burada emektar olmuş ama yeni pentiumlara gururla direnen bir elektronik beyinden bahsediyoruz.

zarar gördüysen, kalkanı çalıştırırsın. ecnebice adını da çok seviyorum bu yüzden: firewall. alev duvarı, medrano sirki, çemberden atlayan namibya leoparı misali. burada amaç çemberden atlarken hayvanı yakmak. o yüzden çemberi nazikçe oynatmak gerekli. ne oldu, leopar yolunmuş kirpiye döndü. aslında yakmak gerekli değil ama ben burada tüm sith ve gerçek kötüler adına konuşuyorum.

jedi ruhuna sahipler, gönül adamları, istikbale umutla bakanlar çemberi oynatmak yerine çemberin içini doldurup daireye döndürür sonra da leoparın kafasını çarpıp sylvestervari bir edayla yere düşüşüne neşeyle gülerler. buna da nasreddin hoca usulu cezalandırma ve savunma dedik, on puan on puan on puan kırk puanla şampiyon olduk. hem eğlendik, hem öğrendik.

çemberi boynuna geçirip "gül oya" diye devam edenler zaten leopar tarafından yarısı yenmiş bir şekilde ölü bulunduklarından savunma mekanizması kapsamına girmiyorlar, ama haneleri temiz, yürekleri aydınlık. mekanları da cennet elbette.

konunun başında anlatılan windows'a ne olduğu tabii hala merak konusu.

mevzubahis sirkli bölümün sekiz disketli bir windows oyunu olduğunu iddia edip tüm suçlamalardan kurtulmak yapılacak en mantıklı şey gibi gözüküyor.

sistem çok ciddi bir hatadan kurtarılamadı.

ben de fişi çektim.

bir dönem savunmanın kralları högh ile uche'dir. bu da yazının ana fikri.
leydich leydich
kişinin kendisini bile inandırdığı düşünceler bütünüdür. burda yalandan veya kandırmadan farklı olan; kişinin ruh sağlığını korumak amacıyla kensininde söylediklerine inanmasıdır.
mona rosa mona rosa
ruh sağlığı için üzücü olayların daha ciddi hasarlara yol açmaması adına kullanılması gerekir. bu yola kimi zaman insan bilinçli kimi zaman ise bilinçsiz başvurur. yalnız şu da unutulmamalıdır ki savunma mekanizmalarından her birinin aşırı kullanımı da beyinde ciddi hasarlara yol açmaktadır.
laberinto laberinto
güven patlamasıyla birleşince felaketlere neden olur. he deyip kaçanlar, tırmalanmış arkadaşlıklar, benim ne eksiğim vardı da gitti diye düşünülen sevgililer... biri hakkında size eleştiri yapıyorsa o zaman "he he" deyin, sakın ola dost acı söyler mantığıyla senin de şu şu hataların var demeyin abooooov dünyanın en rezili meğer sizmişsinizdir. eğer bu insanı böyle kabul edebiliyorsanız size tavsiyem sadece azıcık seviyesinde alttan alın, güzel günleriniz de olacaktır. ha seviye çok yukarıya çıkacak gibiyse zaten sevginiz de kalmaz saygınız da.
red dragon red dragon
hayatımda "gerçek anlamda" hayranlık duyduğum birkaç insandan biri olan ve bunu da bir gün derste herkese kill your idols diyerek yarattığı paradoks ile ciddi iz bırakan felsefe hocamın bu konuyla ilgili tanımı:

"savunma mekanizması öyle dehşet birşeydir ki farkına varıldığı an herşeyi alaşağı eder, en başta kendini".

işte o yüzden farkındalık daima sancılı bir süreçtir.
itukimtek itukimtek
her insan dengesiz ve tutarsızdır. bu dengesizlik ve tutarsızlığı da kabul etmez. en fazla bu dengesizlik ve tutarsızlığı açıklamaya çalışır. buna savunma mekanizması denir.
1 /