şenol karakaş

1 /
ecg ecg
tamam biliyorum esas sapkınlık ben de. hayır ne diye okuyorsun ki yazılarını? ne yazacağını az çok biliyor olmam lazım. zaten 10 yıldır farklı hiçbir şey söylemiş de değil. ancak bu son yazısı derin bir üzüntü bıraktı içimde. kaç yaşındadır onu da bilmiyorum. fotoğrafından anladığım hayatının ilk 50 yılını tamamlamış olduğu.

kim bilir belki insan yaşlandıkça akıl sağlığını da yitiriyordur. yani okuyup yazmak zor iş. tamam belki yazmıyor ama yine de yazıyor. zamanla akıl sağlığı yitiyordur. çünkü birazdan paylaşacağım cümleyi akıl sağlığı yerinde kimse yazamaz. hadi diyelim bir kahvede söyleyebilir ama yazamaz. çünkü yazmak başkadır kahvede konuşmak başka. insan yazdığından kahvede konuştuğu gibi değil başka türlü yazmalıdır. neyse uzatmayalım ve bu insanın karaladıkları ile işimi tamamen bitiren cümlesine gelelim.

"1923 yılında ilan edilen cumhuriyetin de bir özelliği, yani özel bir yanı, ilericiliği yoktur. hele hele, 1923 yılında değil de 2013 yılında olduğumuzu düşünürsek, padişahlık koşullarında yaşamadığımızı hatırlarsak üstüne bir de, tek parti diktatörlüğüyle sermaye birikimi rejimini devlet kapitalizmi temelinde örgütleyen, türk burjuvazisinin önünü açmak için tüm devleti yeniden yapılandıran bir sürecin ilerici olduğunu düşünmek için, rusya'da burjuvazinin olumlu yönlerinden söz eden menşeviklerden ya da çin'de emperyalizme karşı işçilerle köylülerin çin burjuvazisiyle devrimin ilk aşamasında uzlaşması gerektiğini söyleyen stalinistlerden fazlasıyla esinlenmiş olmak gerekir"

uzun bir cümle. herhalde cümleyi uzun tutarak akıl sağlığı yitimini gizlemeye çalışıyor ama olmuyor şenol olmuyor. otur 0

cumhuriyetinizin ilericiliği batsın! mustafa kemal heykellerinin önünde secde etmek, bunu on yıllarca uygulanan bir ritüel hâline getirmek, bir kurtuluş efsanesi yaratmak ve bu efsaney... marksist
ofansif sol bek ofansif sol bek
bu ak troll değişik bir adam. aslında değişik değil, standart bir ak troll de solcu geçindiği için değişik geliyor.

ahmet şık hakkında değişik tarihlerde attığı twitler:













bu da bu yıl attığı twit:




o kadar çamuru attın bu adamın üstüne şenol efendi, şimdi de "faşizme karşı ahmet şık ile dayanışmaya" diye name okuyorsun. hani bu adam ırkçıydı, ulusalcıydı bilmem ne idi? ya ahmet şık'a daha önce söylediklerinin hepsi palavraydı, herife düpedüz çamur attın, ya da şimdiki söylediklerin palavra. onca suçlamada bulunduğun bir adam için gelip dayanışma twiti atman dayanışma duygusundan olmasa gerek, ha şenol efendi?
ofansif sol bek ofansif sol bek
doğan tarkan cemaati denen ak troll tekkesinin günümüzdeki şeyhi. ben bu elemana ve bunun ak troll yoldaşlarına ak troll dedim diye bazıları ne anamı bırakmıştı, ne bacımı. bakın, son rt'lerinden birisi şu:




adam ak trollüğü öyle içselleştirmiş ki, şöyle bir twiti rt'leyebiliyor. yani bu ak trolle göre akp ve gülen cemaati'nin, ulusalcıların devletteki egemenliğine son verip kendi hükümranlıklarını ilan etmeleri iyi bir şey. bu ak trollün yoldaşları, kendi çaplarına ve cibiliyetlerine yakışacak şekilde benim kemalist olduğumu, eski cumhuriyeti savunduğumu falan iddia edebilirler. peşinen söyleyeyim ki öyle bir şey yok. iki burjuva kamp arasındaki iktidar çatışmasında taraf olmak gibi bir hataya asla düşmedim, düşmem de. sonuçta ben marksistim ve böyle durumlarda savunacağım şey bellidir. gel gelelim, kendisini marksist olarak tarif eden bu yaşam formu, sanki "eski cumhuriyet" yıkılıp da yerine sosyalist bir işçi devleti kurulmuşçasına coşkuya kapılıyor. sonra da bu ak trolle ak troll deyince ben suçlu oluyorum. bunlar güce tapıyorlar, güce. chp'nin dyp ile koalisyon ortağı olduğu dönemlerde chp'ye oy isteyen, akp ile gülen cemaati'nin devleti ele geçirdikleri dönemlerde siyasal islam savunuculuğunu kimseye bırakmayan bir güruh bunlar. yarın öbür gün mhp iktidar olsun, bu şenol gibiler ellerinde üç hilalli bayraklarla miting yaparlar. sanki bilmiyoruz ne olduklarını.
anabacı vokke anabacı vokke
samimiyetle ne yapmaya çalıştığını anlamıyorum. yahu dağhan gene tartışmada sana en yakın düşecek şeyleri yazmış. sen tutup dağhan'a "hayır tarihe karışmadık" diye çemkirerek ne elde edeceksin, anlamak güç:

twitter.com

ki çoğu dsip'li de meseleyi nihayetinde bir aile içi tartışma olarak görüp, topa girmemiş. bu şenol'daki keskinliği anlamak güç...

aslında güç falan değil, doğan tarkan'ın kardığı dsip hamuruyla ilgili bir şey biraz. şenol da onun en iyi öğrencisi bana göre... bu arada yeni yetmeler için şunu belirtelim, doğan tarkan'ın yetiştirdiği adam sağlamdır. barışa rock'ta bir cümle liberale karşı az arkamızı toplamamıştır.

nasıl bir adamdı rahmetli? bir kere taktik esnekliği kesinlikle olmayan bir adamdı. teorinin hayatın içinde dolaysızca ortaya çıkmasını beklerdi. işin açığı swp yeni toplumsal hareketleri keşfedene kadar hep saf bir devrim beklentisi içinde oldu rahmetli. hala bile dsip'lilerin kafasındaki devrim projeksiyonu çok püriten bir şeydir mesela...

taktik esnekliği olmadığı için ekonomist oldu. işçi sınıfının salt ekonomik sorunlardan doğru sosyalist bilinçle zuhur edip, devrim yapacağına cidden inandı. bu yüzden kurtuluşçulara "hepimiz fabrikalara girip işçi olalım" dedi örneğin. çünkü kafasındaki devrim de işçi sınıfı partisi de çok püriten bir şeydi. teorideki püritenlikte yürümeyen, fabrikalara pek yansımayan anti faşist mücadeleyi de işçi sınıfı devriminin dışında bir şey olarak gördü. ama disk'in fabrikalarda rahatça at koşturabilmesinin sebebi de faşizmin okulları ve mahalleleri teslim alamamasıydı. oralarda işini bitirebilse sıra fabrikalara da gelecekti. gelgelelim marx devrimi öğrenciler ve mahallenin işsiz gençleri yapacak dememişti işte...

teorinin hayatta dolayımsız görüngülerini yarattığına inandığı için sovyetler birliği tartışmasız sosyalistti ona göre o yıllarda. çünkü ekonomik altyapı sosyalistti. bu yüzden sol hareket içinde bir nevi tkp'den önceki son durak olan kurtuluş'un tkp'ye en yakın kanadıydı. gene de tkp'li olmamasının sebebinin devrimci damarı olduğu söylenebilir. tkp'nin o dönemki ileri demokrasi programına ve uzlaşmacı sendikal çizgisine ikna edemezdiniz doğan'ı... bence tam da bu damar sayesinde sbkp tarihini daha doğru kaynaklardan öğrendikçe troçkizme meyletti. sonrasında troçkizm içerisinde benzer bir sol eğilim olan tony cliff'e... bu arada o zamanki swp'nin her seçimi boykot ettiğini de belirtelim. tony blair bu işleri çok iyi bileyır demlerine var daha...

neyse aynı dogmatiklikle tony cliff ve swp'ye bağlandı bu sefer. swp ne yapsa ikna etti, o da türkiye'ye gelip darlaya darlaya dsip'lileri.... ikna edemedikleri? gittiler. ikna edemedikleri ikna edebildiklerinden çoktur bu arada. "tony blair bu işleri çok iyi bileyır demelerine var daha" demiştik. 1995 seçiminde swp tony blair'i destekledi. bunlar da o zamanlar "tony blair bu işleri çok iyi bileyır" diyen deniz baykal'ı... işte bu oylar chp'ye afişinin sebebi bu:




sol sol ale ale ahjfsdsjsshshsss...

bu arada gençler bilmezler, bunlar oylar chp'ye afişlerini matbaaya gönderiyorlar. 99 seçimlerine kadar swp'nin ingiliz işçi partisine olan tutumu değişiyor, dolayısıyla dsip'in de chpğ'ye tutumu değişiyor. ama afişler asılmış oluyor bir kere ahjsdsdsss. bu da yurdum troçkizmi içinde dilden dile anlatılan komik bir hikayeydi. ama ne yalan söyleyeyim hiç olayın yıldız savaşlarına döneceğine, roni'ye boya moya dökecekleri hiç aklımıza gelmezdi... boya döken çocuklardan birisinin gene ödp'li olan babasının dediği gibi: "ne istediniz allahın ermenisinden"

neyse rahmetlide hiç taktik esneklik yok demiştik. şenol da en iyi öğrenciisi demiştik. arkadaşlar için siyaset eşittir teori olduğu için yetmez ama evet'in konjonktürel bir pozisyon olduğunu göremiyorlar. yani o referandumda yetmez ama evet demek de, boykot etmek de, hayır vermek de konjonktürel ve dolayısıyla taktik tutumlardı. dolayısıyla referandum geçince tarihe karışmaya mahkumdular. ama şenol için taktik de teorinin dolaysız bir yansıması olduğu için tarihe karışamıyor, tarihe karıştığı anda bütün teorinin çökeceği sanılıyor. yani dsip'liler ampirik gözlem yoluyla "bu kadar keskin olmasak mı" dese de aynı ekolden yetiştikleri için alternatifini sunamıyor.

ha bu arada doğan tarkan'ın stalinistken de troçkistken de mao'yla arası iyi olmamıştır, bu dogmatizmden dolayı. ama maocu olmayın, mao'suz da kalmayın derim. adam büyük taktisyendir. her zaman ara güç diye bir kategorisi vardır. şenol da ara güç diye bir şey yok... doğan'da da yoktu.
9
ofansif sol bek ofansif sol bek
sosyalistlerin işinin cemaat düşmanlığı olmadığını iddia eden, sosyalist olma iddiasındaki kişi.

twitter.com




partisinin gençlik örgütü olan antikapitalist öğrenciler ise aynı görüşte değil:

marksist.org




bir yanda partinin merkez komite üyesi, günümüzde ise başkanlığını yapan kişi, öbür yanda ise partinin gençlik örgütü ve taban tabana zıt iki görüş. daha kendi içlerinde bu denli bariz
bir çelişkiye düşen dsip'lilerin kalkıp başkalarına ders vermeye çalışması ilginç. siz önce kendi içinizde düşünsel bir bütünlük sağlayın, sonra gelin başkalarına sarın.

şenol karakaş'ın "cemaat düşmanlığı sosyalistlerin işi olamaz" sözü saçmalıktan öte bir şey değil. sosyalistlerin işi, cemaat vb. yapıların yoksul halk yığınlarını din istismarı ile uyutmasının, hak arama bilincini ortadan kaldırarak yoksulluğuna şükreden, başına gelen her türlü melaneti kadere bağlayan cahil yığınlar haline getirmesine karşı mücadele etmektir biraz da. yani evet, cemaat düşmanlığı sosyalistlerin işidir. çünkü o cemaatler, soğuk savaş döneminde "komünizm tehlikesine" karşı burjuvazi tarafından palazlandırılmıştır. ergenekon ve yetmez ama evet süreçlerinde yan yana durdukları gülen cemaati'nin lideri fethullah gülen'in siyasi kariyeri bile komünizmle mücadele derneği erzurum şube başkanı olarak başlamıştı.

ben artık şenol karakaş ve yoldaşlarının saçmalıklarına şaşırmıyorum. dsip'in mk'sinde yer alan çağla oflas da bundan birkaç ay önce dsip'in yayın organlarından birinde mhp'yi anti-emperyalist olarak nitelediği bir mhp analizi yapmıştı. kurucu lideri abd'de öğrenim gören, cıa ajanı ruzi nazar ve bnd elemanı enver altaylı'nın cirit attığı, 6. filo'yu eylemlerine saldırıp cinayet işleyen, 6. filo'yu kıble yapan tiplerin üyesi olduğu, abd karşıtlığını vatan hainliğiyle eş tutan, koalisyon ortağı olduğu hükümetlerde emperyalizme hizmette kusur tanımayan mhp var ya, işte o mhp anti-emperyalistmiş. bunları temel fıkralarına koysan sırıtmazlar ya, sosyalist solun içine koyunca acayip sırıtıyorlar. ağızlarından işçi sınıfı sözünü düşürmüyorlar, ama meselelere sınıfsal bakmıyorlar. meselelere baktıkları yer, burjuvazinin iç hesaplaşmaları. o yüzden bir chp'nin, bir akp'nin peşinde sürüklenip duruyorlar. ufuk uras gibi çıkıp dürüstçe marksist olmadıklarını ilan etseler sorun kalmayacak aslında, ama bütün bu düzeniçiliklerini devrimci marksizm adıyla yaptıkları için sinir bozuyorlar. arkadaş, marksizm böyle bir şey değil. sizin yaptığınız leş gibi bir sol liberalizm.
ofansif sol bek ofansif sol bek
büyük laflar edip sonra da o lafları yemek zorunda kalan liboş. iki örnek:

twitter.com

2011'de "orhan miroğlu akp adayı olacak" diyenleri chp yandaşlığıyla suçlamış. ama orhan miroğlu akp milletvekili adayı oldu ve seçildi.

bu da bir başka twiti. yalancılıkla itham ettiği sırrı süreyya önder için oy istemek zorunda kaldı:

twitter.com

böyleyken böyle işte.
ofansif sol bek ofansif sol bek
twitter'da partisini eleştiren yazar zafer aydın'a hakaret eden küfürbaz haydo.




yakın bir geçmişteki akp ve cemaat destekçilikleri kendilerine anımsatılınca bu küfürbaz haydo, şekilden şekle giriyor. bu konuda yazdıkları ise tam komedi. teker teker bakalım:

1) "biz ermeni soykırımı anmaları yapan partiyiz, bizi nasıl aydınlıkçılarla kıyaslarsınız" yazmış bu kıdemli ak troll. 12 mart dönemindeki tiikp davası savunmasında doğu perinçek ve arkadaşları da ittihat ve terakki iktidarının ermenilere soykırım uyguladığından söz ediyordu. sizin soykırım anmaları yapmanız, aydınlıkçılardan farklı olduğunuzu göstermez ki.

2) "kürt halkının kendi kaderini tayin hakkını savunan bir partiyle 'hdp kapatılsın' diyen partiyi aynı kefeye koyamazsınız" demiş. bu küfürbaz haydo'nun yakın tarihten hiç haberi yok galiba. halbuki biraz 2000'e doğru dergisini incelese, doğu perinçek'in hep genel başkanı fehmi ışıklar'a gönderdiği mektubu, öcalan ile perinçek'in bekaa'da girdikleri muhabbet bağına baksa böyle laflar etmeyecek.

3) "askeri vesayetin uşaklığını yapan baro zihniyetine karşı eylem yaptık, akp için yapmadık" demiş. malum referandum sürecinde akp ve cemaat karşıtı her kişi, kurum ve oluşumu "askeri vesayetin uşağı" olarak yaftaladığı için bu ithamın ne kadar ciddiye alınabilir olduğu tartışma konusu.

velhasıl-ı kelam, bu küfürbaz haydo, suçluluk psikolojisi içinde ağzından salyalar, köpükler saçarak önüne gelene saydırınca gerçeklerin üstünün örtüleceği gibi bir yanılgının içine düşmüş. keşke düşmeseydi.
ofansif sol bek ofansif sol bek
suçluluk psikolojisiyle saçmalayan, saçmaladıkça kendini trajikomik bir duruma düşüren yetmez ama evetçi liboş. birgün gazetesinin 2010 referandumuyla ilgili yazısına ilişkin şöyle bir şeyler karalamış:

marksist.org

öncelikle yazının başlığı bile başlı başına fiyasko, hatta uydurma. "sol milliyetçi" ne lan? sol milliyetçi mi olur? haydi bülent ecevit'ten, deniz baykal'dan falan söz etse anlarım da gidip ödp/sol parti'ye, sip/tkp'ye falan da milliyetçi sol demezsin. haydi ulusolcu veya kemalist solcu desen ona da tamam. yazı başından itibaren "ben fiyaskoyum" diye bas bas bağırıyor adeta ama devam edeyim.

yazının başlarında "yalanlarıyla ve ulusalcılığıyla meşhur olan bir gazete; dsi̇p, eşitlik ve demokrasi partisi, ufuk uras ve çalışma arkadaşları ve birikim çevresi gibi grupların hepsini topluca liberaller diye bir bohçaya soktu, siyasal çevreleri akp'nin bugün dönüştüğü ve özellikle 2016 yılından sonra devletin derinleri, mhp ve ordunun geleneksel kesimleriyle birlikte inşa ettiği rejimin sorumlusu ilan etmeye çalıştı" ifadeleri var. yani 2010 referandumunun yapıldığı dönemde akp gayet demokratmış aslında ama 2016'dan sonra demokrasiyi rafa kaldırmış. o dönemi yaşamasak inanabiliriz. ama o dönemde de kck ve devrimci karargah gibi operasyonlarda bir sürü sosyalist ve kürt siyasetçi akp-cemaat ortaklığıyla hapse atılıyordu. tabi kendisi ve doğan tarkan ağabeyi o vakitler sistemin cici solcuları olarak erdoğan'dan teşekkür aldıkları için, yine doğan ağabeyi cemaat paçavralarına "türkiye solu koyun gibidir" demeçleri verdiği, kendilerinin sistemin cici solcuları olarak sırtları sıvazlandığı için hissetmemiş olabilir.

"bu akıl yürütmelerin köklü ideolojik ve siyasal yanılgılardan kaynaklandığını defalara tartıştık. öncelikle, tartışmanın marksistler arasında sürmekte olan bir tartışma olmadığının görülmesi lazım. tartışma görülmemiş bir cüretle hortlayan kemalizm'in rüzgarını arkasına almaya çalışan sol kemalistler ile marksistler arasındadır" diye devam etmiş. belki de kurduğu tek doğru cümle, bu tartışmaların marksistler arasındaki bir tartışma olarak görülmemesi gerektiği cümlesi. içinde dsip'in olduğu bir tartışma "marksistler arası bir tartışma" olamaz, zira dsip marksist değil. ama şenol karakaş kendini marksist, bu tartışmaları da "sol kemalistler ile marksistler arası bir tartışma" olarak görüyor. zamanında baykal'ın chp'sine oy isteyen bendim sanki. hem baykal'ın chp'sine oy iste, hem de başkalarına kemalist de. insan biraz geçmişine bakar.

yazının devamında "bu yalan beyanda bulunmayı solculuk yapmak sanan gazete "yetmez ama evet" sloganı ile anayasa değişikliğini destekleyenlerin – en başta elbette dsi̇p'in adı yazıyor burada– "akp ve cemaatin türkiye'yi demokratikleştireceğini savundu"ğunu yazabiliyor. eğer yalanın sözlük anlamının "aldatmak ereğiyle söylenmiş gerçeğe aykırı söz" olduğunu bilmeseydik bile bu gazetenin yaptığından bu tanımı çıkartabilirdik. diğer siyasal çevreler kendi açıklamalarını yaparlar elbette, ama dsi̇p adına vurgulamamız gereken şudur: i̇ddia edilen bu cümleye benzer tek bir cümle dahi bulamazlar. demokratikleşme, ne bir partinin, hele hele ne de bir cemaatin ürünü olabilir" ifadeleri de mevcut. yahu, sen değil miydin "sosyalistlerin işi cemaat karşıtlığı yapmak değildir, o kemalistlerin işidir" diye tweetler atan? komünizmle mücadele derneği kurucusu fethullah gülen'in başında olduğu cemaate karşı olmak sosyalistlerin işi değilmiş, bak sen! madem akp-cemaat ittifakından demokrasi beklentiniz yoktu, o zaman ne halt etmeye bunların peşine takıldınız? ne halt etmeye başkanınız zaman'a "türkiye solu koyun gibi" diye röportaj verdi? erdoğan size ne diye teşekkür etti? devrimci karargah davasında sdp'liler ve töp'lüler tutuklanırken başkanınız ne halt etmeye zaman paçavrasına "o arkadaşlarda bir şeyler olduğunu sezinliyordum zaten" minvalinde beyanlarda bulundu? alemi sersem, sadece kendini mi akıllı sanıyorsun?

"bir grupçuğun böyle yalanlara başvurmasının bir sebebi, genelde bu türden her grupçuğun yaptığı gibi, bir resmi tarih icat etme arzusudur. zira siyasal alandaki hemen tek başarısı, içinden 10'dan fazla yeni partinin çıkmasını sağlamak olan bir partinin tarihindeki olumsuzlukları "liberallere" yükleyip 2010 referandumunda devrimci tutum alanları düşmanlaştırmak, 12 sene sonra bu tartışmaları bilmeyen insanların inanabileceği hoş bir resmi tarih icat etmektir" şeklinde ifadelerle devam ediyor yazı. insan başka partilere grupçuk derken bir kendi partisine bakar. laf çaktığı ödp/sol parti'den daha kitlesel bir parti olsalar yine neyse, ama öyle bir şey de yok. ha, eskisi gibi kendi partisini akp'nin organik bir parçası gibi görüyorsa o ayrı, o zaman ödp/sol parti'ye grupçuk diyebilir. ama öyle bir şey yoksa çok saçma. kaldı ki bu kısımdaki tek falsosu ödp/sol parti'ye grupçuk demesi değil. yetmez ama evet tavrının "devrimci bir tavır" olduğu saçmalığını dillendirmiş. akp ve fethullahçıların peşine takılmak, onların hazırladıkları bir anayasa taslağına evet demek, demeyenleri ergenekonculukla, darbecilikle vs. suçlamak ne zamandır devrimci tavır olmuş? çocuk kandırıyor sanki.

yazının devamında 2010 referandumundan önceki süreci özetleyen kısa bir paragraf var. paragrafta önemli gördüğü kimi olayları sıralayıp sonunda "2010 yılına gelindiğinde, sanıldığı gibi askeri darbeci güçler, cuntacılar gerileyen bir güç değillerdi. üstelik, hem özgürlük için mücadele eden sosyalistlerin liberal olduğu tezleriyle bu milliyetçi sola destek veren tuhaf bir ulusalcı troçkist eğilimin de sanmış olduğu şekliyle, bu durum burjuva fraksiyonları arasında yaşanan bir çelişkiden ibaret değildi. 2007'den 2010'a kadar aşağıdan mücadelelerin öne çıkan özgürlük, demokrasi, eşitlik ve vesayetçi güçlerle hesaplaşma eğilimini anlamadan, hrant dink'in arkasından yürüyenlerin yarattığı toplumsal basınç kavranmadan 2010 referandumunda alınan tutumu değerlendirebilmek mümkün değildir" ifadelerini kullanmış. vallahi mesele bal gibi de burjuva fraksiyonlar arasında yaşanan bir çelişkiden ibaretti. ha, akp ve o dönemki biricik müttefiki gülen cemaati'ni devrimci cephe içerisinde görüyorsa o ayrı. ama o zaman da kalkıp "akp ve cemaatten demokrasi beklentisine girdiler" diyen birgün yazarlarına köpürmeyecek bunu diyen kişi. kaldı ki hrant dink'in tabutuna omuz veren sadece kendisi değildi. söz gelimi, bugün ulusalcı diye itham ettiği ödp'liler de o gün o cenazedeydiler. ama ergenekon duruşmaları sırasında "hrant'ın katili ergenekon devleti" diyen, böylelikle cinayette sorumluluğu olan fethullahçı polis şeflerini ve hrant dink'i tehdit eden akp'li vali yardımcısını görünmez kılan da yine dsip'lilerdi. o yüzden, bence hrant dink meselesini hiç açma, sen zararlı çıkarsın şenol aga.

2010 referandumundaki değişikliklerden söz ederken "hsyk'nın yapısı daha çoğulcu ve temsilî hale getirildi" diye bir ifade kullanmış. yani yargının fethullahçıların bir aparatına dönüşmesi çoğulcu demokrasinin bir örneği oluyor şenol karakaş'a göre. sadece o da değil. "referandumun ardından hem 12 eylül darbecileri hem de 28 şubat, 27 nisan darbecileri ve diğer vesayetçi hamlelerin sorumluları yargılanmaya başladı" diye yazmış. gördük canım "27 nisan darbecilerinin" nasıl yargılandığını! yaşar büyükanıt'ı altına emeklilik ikramiyesi en lüks otomobilleri çekerek pek güzel yargıladılar. keşke beni de öyle yargılayan olsa.

""yetmez ama evet" kampanyasını eleştiren tüm ulusalcıların o çok nefret ettikleri fethullahçı darbecilerin yolsuzluk tapelerini nasıl kullandığını biliyoruz" diye yazmış yazının devamında. bu artık tam akp ağzı. halbuki "çaldılarsa çaldılar, ne olmuş yani? adam günah işleme özgürlüğünü kullanmış alt tarafı" deseler hiç mesele yoktu yani değil mi? akp'lilerle düşe kalka artık sol içi muhataplarına akp ağzıyla suçlamalar yöneltir olmuş şenol efendi. ne de olsa körle yatan şaşı kalkıyor.

yazının son bölümünü ise "ulusalcı sosyalistlerin sorunlarına" ayırmış. bu kısım artık düpedüz niyet okumaya giriyor. elinde hiçbir objektif veri yokken, sırf yaftalamak ve karşı tarafı suçlu çıkarmak için saçmalayıp durmuş. açalım:

""yetmez ama evet"çilere kin kusanların asıl sorunu, askerlerin ve vesayetçi yargının vakti geldiğinde i̇slamcı iktidardan hesap sormasını engellemiş olmamız" demiş. evet, "vesayetçi yargı" islamcı iktidardan hesap sormadı, akp ve cemaat eliyle oluşturulan ve "vesayetçi olmayan" yargı kck davasında kürt siyasetçileri, devrimci karargah davasında sosyalistleri hapse tıktı. tabi kendisi o ara erdoğan'dan teşekkür aldığı için bunları fark etmemiş olabilir, anlayışla karşılamak lazım.

"ermeni soykırımı anmalarının gerçekleşmiş olması" demiş. güya yetmez ama eveti eleştiren sol, ermeni soykırımı anmalarının gerçekleşmesinden rahatsızmış. ne alaka lan? duydun mu öyle bir şey? hayır, ama dsip'i ve yetmez ama eveti eleştirdiyse kesin soykırım savunucusudur. senin o liboş mantığını sevsinler!

"aşağıdan mücadeleyle kısmi bir özgürlük ortamının gelişmiş olması" da bir başka rahatsızlık nedeniymiş şenol efendiye göre. referandumdan sonra devrimci öğrenciler üniversitelerde ögb ve polislerden dayak yerken, hopa'da metin lokumcu gaz bombalarıyla katledilirken, kck ve devrimci karargah davalarıyla muhalifler sindirilirken, hatip dicle'nin milletvekilliği gasp edilirken çok özgürdük, doğrudur. tabi "ulusalcı" metin lokumcu katledilirken kendi partisi sistemin cici sosyalisti olarak akp ve cemaat medyasının gözdesiydi. akp ve cemaat tarafından bakıldığında özgürlük ortamının geliştiği doğrudur.

"2010 yılında kenan evren ve diğer darbecilerle, mhp ile, perinçek'le aynı zeminde kampanya yapıp demokrasi karşıtı bir tutum aldıklarını unutamıyor olmaları" yazmış. e sen de akp ve gülen cemaati ile aynı kampanyayı yürütmeni unutamamışsın, o yüzden suçluluk psikolojisiyle saydırıp duruyorsun. kaldı ki o referandumda evet oyu verenlerin içinde bbp ve saadet partisi de yok muydu? ne o, bunlar devrim cephesindeler de bizim mi haberimiz yok?

"darbeciler, milliyetçiler, devlet laikliğini sosyalistlerin savunabileceği bir ilke olarak ele alanlar 2010 yılında çok ağır bir yenilgi aldılar. hem sandıkta hem de entelektüel olarak" yazmış. valla sandığı bilmem de entelektüel yenilgi alan sizsiniz şenolcum. baksana, akp-cemaat koalisyonunun türkiye'ye demokrasi getirdiği teziniz referandumdan birkaç ay geçtikten sonra çöp oldu.

"darbeci komutanların yargılanması ise hiç unutamadıkları bir sızı haline dönüşmüş olsa gerek" yazmış. kim yargılanmış lan? ölüm döşeğindeki kenan evren ve tahsin şahinkaya'yı sözüm ona yargılamışlar, ölüp gittiklerinde de devlet töreniyle gömmüşler. bu mu lan yargılama? kaldı ki senin doğan ağabeyin darbeden londra'da şefçilik oynarken, "darbecilerin yargılanmalarına üzüldü" dediğin insanlardı o darbecilerin gadrine uğrayan.

sonlara doğru "akp'nin 20 yılında devrimci sosyalistler, özgürlükçü sosyalistler her mücadelenin içinde yer aldılar. ulusalcıların kimlik mücadelesi diye aşağıladığı direnişlerin içinde de, kadın hareketinde, lgbti̇+ mücadelesinde, göçmenlerle dayanışma kampanyalarında, cumhuriyet tarihiyle yüzleşme mücadelesinde, "özür diliyorum" kampanyalarında da yer aldılar, gezi direnişinde de kürt halkının eşitlik ve özgürlük mücadelesinde de, işçi direnişlerinde de 15 temmuz darbesinin ardından kurulan ohal rejiminin her bir zerresine karşı yürütülen direnişlerde de sosyalistler her zaman oradaydı. diğer bir deyişle sosyalistler sadece akp'ye değil, devlete karşı da mücadele ettiler" diye yazmış. bu eylemlerin ve kampanyaların hemen hemen tümünde o "ulusalcı" dediği sosyalistler de vardı. üstelik, bunlar erdoğan'dan teşekkür falan da almadılar ama bunun şenol karakaş için bir önemi yok tabi. maksat "ulusalcı sosyalistlere" sallamak ne de olsa.

"ulusalcılar ise son 20 yılı laiklik penceresinden ele almaktan bir türlü kurtulamadı" diye bitirmiş. halbuki bir sosyalistin laikliği savunması gerekir. ama bu arkadaşa göre "sosyalistlerin işi cemaat düşmanlığı olmadığı" için laiklik denilince kimyası bozuluyor. ben bunlara boşuna doğan tarkan cemaati demiyorum ki. cemaat savunuculuğu var bunlarda.

velhasıl, suçluluk psikolojisiyle gerçekleri işine geldiği gibi anlatmaya çalışmış ama ı-ıh yemezler.
ofansif sol bek ofansif sol bek
tip ve hdp ekseninde yürüyen tartışmalarla ilgili şöyle bir tweet atmış:

twitter.com

kendi partisi dsip, vakti zamanında akp, gülen cemaati, saadet gibi oluşumlarla ittifak halindeydi. ne şenol karakaş, ne de dsip'liler bu durumdan en küçük bir rahatsızlık duymadıkları gibi hala o ittifakları, "yetmez ama evet" kampanyalarını, nazlı ılıcak, abdurrahman dilipak, oğur kardeşler gibi kişilerle yaptıkları darbe karşıtı (!) yürüyüşleri, mehmet uçum, hilal kaplan gibi kişilere marksizm anlattırmaları savunuyorlar. dsip'lilere islamcılarla ittifak yapmak ağır gelmedi ama sol içindeki karşıtlarından birisiyle, kendi tabirleriyle "ulusalcı sosyalist" tip'le ittifak yapmak çok ama çok ağır geldi. tip'in seçime ayrı girmek gibi bir siyasi intihara girişmesi, en çok bu arkadaşları sevindirir. kendileri tip'le ittifaka karşılar, ama bunu açıktan dile getiremezler. zira hala sol içinde kabul edilebilmelerini, yıllardır yanlarında dolaşıp itibarını sömürdükleri kürt partilerine borçlular ve bu yüzden hoşlarına gitmese bile ittifak politikalarını savunmak durumundalar. tip, sosyal medya rüzgarına kapılıp bir hata yaparsa en çok şenol karakaş gibi kişileri sevindirir.
anabacı vokke anabacı vokke
buraya uzun bir şey döşerdim de gerek yok, evladım sen boşa nefes tüketiyorsun. benim kulisim sağlamdır, yakınlarda sağlam bir kaynaktan şunu duydum. yeşiller ve sol gelecek'in arka plandaki asıl beyninin bülent forta olduğunu söyledi adam. hani şu sol parti'nin ve sgb'nin panel konuşmacısı bülent forta... ne kadar doğrudur bilmem ama adam bu partinin kurucularından birisiydi, o grubun da tamamına yakınını tanır. bugüne kadar da kimseye iftira attığını görmedim. eğer doğruysa boşuna liberallere sardınız yani... bu roni'ye boya dökülmesi falan hep haybeyeymiş yani... 12 yıldır bu adamlara nefretin durup durup harlanması da boşaymış. abiler, abimiz denilen adamlar o sardığınız partiyi de yönetiyormuş. 12 eylül'cüler için denir ya kardeşi kardeşe kırdırdılar diye, adamlar resmen aynısnıı ödp'de yapmış. sen de ödp'lilerden aldığın gazı bıkmadan, yılmadan 15 yıldır sürdürüyorsun. enayiliğine doyma...
ofansif sol bek ofansif sol bek
meselenin bülent forta ile, ödp'nin sol liberaller ve sol kemalistler olarak ikiye bölünmesiyle, bülent forta'nın yeşil sol parti'nin arkasındaki asıl beyin olduğu şeklindeki kulis bilgileriyle (!) falan zerre-i miskal alakası yok. mesele, islamcılarla ittifak yapan, bugün bile o ittifakı savunan, hatta daha da ileri gidip "cemaat düşmanlığı sosyalistlerin işi değil" diyebilen (bilmeyen dde fethullah gülen, komünizmle mücadele derneği kurucusu değildi sanacak) şenol karakaş'ın "ulusalcı sosyalist" dediği tip ile olan ittifaktan gocunması ve ilk fırsatta bunu açığa vurması. dsip zaten malum, ancak kürt siyasi hareketinin yamacında dolaşarak kendisine sol içinde bir yer bulabilen bir oluşum. şenol karakaş da o oluşumun önde gelen kişilerinden birisi.
anabacı vokke anabacı vokke
peki sol kemalistlere neden bu kadar öfkeli değilsin? hadi dsip sol-liberal bu yüzden katli vacip ya... yok hayır, bu meselerin viral zamanalrında doğan çocuklar bonzai içecek yaşa geldi. roni'ye saldıranların bile götü kadayıf gibi ağardı. sen hala gençlik muhalefetindeki ergen gibi o kafalardasın... tamam, onların da ciddi bölümü o kafalarda ama yoruldu. ha yorulmasalar ne olacak? bu sikimsonik bir kavgada taraf oldukları gerçeğini değiştirmiyor. düşün liboşlar, devrimci önderleirmiz abilerimiz diye bir dönem kafayı bunlarla bozuyorsun. ama senin abilerin onların da abisiymiş meğerse... yıl olmuş 2023, hala sikilmiş götün davasında olmak da ne bileyim... bir kere sana o gün öğretilen her şeyin yalan olduğunu kabul edip başlayacaksın işe. yoksa aha böyle aynı yerde dolanıp durursun.

kürt hareketinin yamacında dolanmakla ilgili de iki kelam etmek isterim. kimse kusura bakmasın, sosyalist işçi ilk kurulduğu günden bu yana kürt halkının dostuydu. kurucularından birisi tekoşin'in kurucusu seyfi cengiz'di, konuk yazar olarak fuat önen de yazardı. kardeşi hala dsip üyesidir misal. kürdistan'ın sömürge olduğunu da türkiye'de ilk söyleyen ekiplerden birisidir, tip bunu hala kabul etmez mesela. piyangodan çıkmış değil yani bazıları gibi... ama prestij devşirmekse tip bir prestij devşirmiştir. yoksa "sıçam böyle eylemin içine ben nazım'da çay iömeye gidiyom ya" diye dalga geçilen bir siyasetti, bugünkü konumunu hdp'ye borçlu... kendi ergenlik hezeyanlarınızı tatmin etmek için gerçek bu kadar eğilip bükülmez.
ofansif sol bek ofansif sol bek
sol kemalistler de "cemaat düşmanlığı sosyalistlerin işi değildir" türevi saçma sapan sözler söyleyip kendilerine "biz devrimci marksist" deseler, yine sözüm ona devrimci marksizm adına islamcılarla ittifaka girseler onlara da bu öfkeyi duyardım. kaldı ki ben sol kemalistleri de gayet eleştiriyorum. ama bunu yaparken "ödp ile edp'yi yöneten üst akıl bülent forta'ymış biliyon mu" gibi amatörce komplo teorilerine başvurmuyorum. kaldı ki benim eleştirdiğim sol kemalistlerin bugün yaptığını 28 yıl önce şenol karakaş gibileri yapıyordu. baykal'ın chp'sine oy isteyen adamları "sol kemalistlere niye bu kadar öfkeli değilsiniz" diye savunmak, nereden bakarsan bak oksimorondur. bak, sana bir öneri: her sakallıyı deden, dsip'i her eleştireni de ödp'li sanma. ben eskiden ödp'liydim. oradan ayrılalı neredeyse on yıl oldu. ödp ile ilgili görüşlerim şu entryde (ben gençlik muhalefeti başlığına yazdım ama sen onu ödp olarak da okuyabilirsin. sonuçta aynı yapı)

(bkz: #18250181)

diğer meselede de bildiğin yanıldığına yetmiyor kardeş. sad but true. hadep ve dtp, akp döneminde kapatılırken, dtp'li yüzlerce siyasetçi akp-fethullahçı ortaklığıyla kck davalarında yargılanırken, fethullahçı hakimler ve savcılar dtp'lilere ceza yağdırırken şenol gibilerinin o fethullahçı hakim ve savcılara, akp iktidarına nasıl methiyeler yağdırdıklarını da biliyoruz. bu mu kürt halkının dostu olmak? akp bunlara kapıyı göstermese ne kürtler umurlarında olurdu ne de hdp. hayır, bir de fethullahçı hakim ve savcılara methiye düzenler kendileri değilmiş gibi "ulusalcı sol, fethullahçı darbecilere destek verdi" diye yazı yazmıştı şenol efendi. ne o lan, eski reisine mi şikayet ediyorsun "ulusalcı solcuları"? o yüzden diyorum, ancak kürt siyasi hareketine yanaşarak sol içerisinde kendilerine bir konum elde edebilen bir grup liboşun başkanıdır bu kişi. tip, hdp ile ittifak yapmasa sol içerisinde kendine yine yer bulurdu ama dsip'in hdp'ye yanaşmaktan başka bir şansı yoktu. hdp'liler de bu liboşlara o fırsatı çokça sunuyorlar ama bu gidişle günün sonunda en büyük pişmanlığı da kendileri yaşayacaklar. bu durum fuat önen'in kardeşiyle, şenol karakaş'ın emmoğluyla, roni margulies'in dayı kızıyla falan değişmeyecek denli ayan beyan ortada olan bir durum.
anabacı vokke anabacı vokke
hakikaten adamı ozan güven moduna sokuyorsunuz...




olum sen dsip tarihiyle ilgili ne biliyorsun lan? yani ekşi sözlük kolpacısı uco zamanında chp'ye oy çağrısı yaptığı afişleri ve gazete başlıklarını bulmasa diyecek neyin var yani? hiçbir bok yok. ama merak etme, dsip o zaman da kürdistan'a sömürge diyor ve kürt illerinde örgütlenmenin kürt sosyalistlerinin işi olduğunu söylüyordu. öyle sizin gibi 29 ekim'lerde, 19 mayıs'larda şebeklik yapmıyordu... o işler öyle "x siyaset zamanında şunu dediydi zaaaa" diye olmuyor. oluyorsa da benim de sana vereceğim cevap "zaaaa iks deeee" olur. çünkü daha eğitim sen'de nuriye'leri kimin tasfiye ettiğini bilmeden, bu konuyla ilgili kim ne yaptı onu da bilmeden osurup osurup salladığın şeylere sadece böyle yanıt verilebilir.

ha fettullah meselesine gelince... evet, fettulah gülen ve adamları dostumuz değildi. ama kemalistler de değildi. kürt siyasetçiler de ilk kez tutuklanmıyordu. dolayısıyla burada sizin gibi nasırımız yok, siz kendi nasırınızla oynayın. dediğim gibi onların kavgası benim kavgam değildi. sen illa bir pozisyon alacaksan al ama bu beni bağlamaz.

dsip hiçbir zaman sol içinde çok büyük bir varlık olmadı. ama olduğu kadarını da zerre kürt hareketine borçlu değil. kürt hareketi olmasa da yaklaşık bir o kadar adamı toplarlardı herhalde... hatta hiç bu kürt-ermeni olaylarına girmese daha güçlü bir varlık da olurlardı, o kesin. ama tip bugün bile kemalizm konusunda karnından konuşuyor, ortayolcu laflar ediyor. ama hdp'yle vekil pazarlığında da çok fütursuz... yoksa mesele varlık olmak değil, odak dergisinin de bir varlığı var bugün. ama hdp olmasa tip bugünkü rüzgarı yakalar mıydı? o imkansız işte. hdp el uzatmasa tip, tkp ismini kaptırmış haziran hareketinden de umduğunu bulamamış bir durumdaydı. kendi mahallesinde tecrit edilmişti, sgb'ye alınmazdı mesela. hdp onları meclise taşıdı da bugünkü konumuna geldi. o yüzden kim kürt siyasetine yapışıp da yükseliyor, o işler hiç senin anlattığın gibi değil işte...

bu arada benim gençlik muhalefeti entrimi zerre anlamış değilsin. o örgütlenme modelinin sonucu sensin ve ödp'nin o dönemine bulaşan kimsenin de akılı mantıklı insan olduğunu görmedim. iyi insan belki ama iyi niyetle siyasi akıl aynı dğeil işte... sen hala o dönemki ezberlerle konuşuyorsun. ayrılman sonucu değiştirmiyor ki gençlik muhalefetinden ayrılmak için siyasi bir sebep de gerekmiyor zaten. adamlar cidden bir meczup topluluğu... herhangibir sebepten ötürü de ayrılabilirsin oradan. ama orada duduğun ettiğin, yüzde 1 oranında bile kalsa başka bir şeye evrilemiyorsun. cidden zararlı bir çevre adamlar... her şeyi siktiret, 2010 sonrası sol'un iç ilişkileri bu kadar kötüyse onların başalttığı liberal cadı avı başlıca sebep. tkp'den bile büyük payları var orada...
1 /