sevan nişanyan

1 /
rahatsız rahatsız
12-13 dil bilen, marx'ın grundrisse kitabını çevirmek için 3 ay eve kapanıp almanca öğrenmiş ve kitabı çevirmiş, şirince'de evini restore eden köylülere öyle yapmayın böyle yapın (aslına uygun) dediği için suça teşvikten hapis yatmış, hapiste bir mahkuma kuran okumayı öğretmiş adı gavur hoca'ya çıkmış, türkçe'yi etimolojik sözlük yapacak kadar türklerin %99.99'undan daha iyi bilen ermeni yazar, genç sivil (`ruhu genç), süper insan.

edit: 12-13 dil bildiğine dair rivayetler yalanmış 7'si iyi 9 dil biliyormuş.
earendill earendill
yakın türkiye tarihi konusunda en iyilerden biridir. çok yönlü bir adamdır, genç sivillere çokça takıldığını biliyorum. yüzü kırmızı gözlükleri ve şu aralarda bıraktığı bıyığı ile veli küçük'ü andırır zihninin aksine. fakat eşinin üzerine dışkı boşalttığını duyunca bir tuhaf oldum. görünce ilk işim kendisine sormak olacak.
baschar baschar
şu sıralar feministler tarafından protesto edilen araştırmacı yazar.


"sevan nişanyan'ı protesto ediyoruz

yazın dünyasında ve muhalif çevrelerde yazar, araştirmaci, dilbilimci, öğretim üyesi sıfatiyla bir yeri olan ve ayni zamanda turizmcilik yapan sevan nişanyan’ın, dışkısını doldurduğu kavanozu karısının üzerine boşaltmasını kadına yönelik şiddetin en yaralayıcı biçimlerinden biri olarak protesto ediyoruz.

sistemli sahiplik ve tahakküm ilişkisinden kaynaklanan erkek şiddeti, kendisini yalnızca dayakla, tecavüzle göstermez, aşağılama, hakaret, kadının kimliğine yönelik saldırılar erkek tahakkümünü yaratan patriyarkal sistemin korunup güçlenmesini amaçlar. kadına yönelik şiddetin hedefi onu toplumsal alanlardan kovmak, sindirmek, böylece ucuz işciliğe, ev içi hizmete, cinsel köleliğe, yoksulluğa, ikincil yan etkisiz toplumsal konumlara mahkûm etmektir. bu durum şiddeti uygulayanın toplumsal kimliğine bağlı olarak değişmez.

sevan nişanyan, bu davranışta bulunurken, yazın ve bilim dünyasındaki yerinin ve muhalif kimliğinin kendisini koruyacağını düşünmüş olmalı. ne yazık ki biz feministler bu türden beklentilerin çoğu kez haklı çıktığını gördük ve görmeye devam ediyoruz. buna bir son verilmesi, hukuki süreç bir kenara bırakılmadan, nişanyan'in önce karısından ve sonra tüm kadınlardan özür dilemesi gerekmektedir.

biz feministler, sevan nişanyan'ın gösterdiği pislikli şiddet karşısında tarafız. sevan nişanyan'ı her yerde teşhir edeceğiz. sevan nişanyan’ın çalışmalarında yer aldığı kurum ve çevreleri de feministlerle birlikte tutum almaya çağırıyoruz. sevan nişanyan’ın yazılarını hala yayınlamaya devam eden agos yönetiminden ve genel yayın yönetmeni etyen mahçupyan’dan da erkek şiddetine taraf olmaktan vazgeçmesini istiyoruz.

feminist kolektif "
jeriko jeriko
taraf gazetesi'nde verdiği mülakatla beni koparmış adam. bok atması karısıyla sınırlı değil yani. "ne şeriat ne darbe" diyenlere alternatif "ne darbe ne darbe" mitingi düzenleyen genç bir sivil olması da yine bu anlamda şaşırtıcı değil. "ne şeriat ne şeriat" der birileri de tabii, destek de bulur bayağı... demokratik olarak...

yolladığım cevabımın demokrasi beşiği taraf gazetesi'nin yorum köşesinde yer almaması da bir başka ilginç durum. ayrıntı için

(bkz: neden sevan nişanyan )
excalibur excalibur
entel tayfasının müthiş bir yüzsüzlük ya da ikiyüzlülük ile savunduğu adam, tabi ki adam falan da değil aslında.

sorunun cehalette olmadığını, eğitimin kültürün sorunları çözemediğinin "sembolik jest"i olabilir olsa olsa.

bir de anlamadığım bu yaptığı suç oluşturmuyor mu?
izalesuyu izalesuyu
çıkardığı etimoloji sözlüğü ile hayatıma renk katmış kişidir.bakıyorum da son zamanlarda itü sözlük te geçirdiğim zamandan bile daha fazla zaman geçirir oldum onun etimoloji sözlüğünde.kesinlikle bakılması tavsiye olunur.okuyanın türklere ve türk diline olan bakış açısı değişecektir.karısını bok atması ise çok çirkin bir davranış olmasına rağmen beni ilgilendirmemektedir.yaptığı işe bakılması gerekir,özel hayatına değil.etyen mahçupyan ı;sevan nişanyan ı, karısıyla olan tartışmasından dolayı işten çıkarmadığı için,daha da çok beğenir oldum.
karahisari karahisari
yazdığı kitapla kemalistleri bir hayli kızdıran, ardından yaptıklarıyla feministlerin odağı haline gelen araştırmacı yazar. kendisi yanlış cumhuriyet kitabını 1994'te yazmış o açıdan zaman vurma zamanı ateşiyle 10 günde bir kitap hazırlamamış. o zaman neden yayınlamamış o tartışılabilir bak! neyse okunabilecek ve ondan sonra üzerine dışkı boşaltılabilecek bir yazar kanaatimce, yoksa kitapta yazanlara karşı reddiye yazacak bir sürü aydınımız var değil mi, neden bu kriz?
zagnem zagnem
bana gece gece teke tek programında dumurlardan dumur beğendiren insan.onca bilgi sahibi, aydın, entelektüel giysileri altında programa çıkarılmış, anadan doğma kaldı.hakkında kitaplar yazdığı, yazılar yazdığı, fikirler yürüttüğü konular hakkında zerre araştırma yapmamış olduğunu dehşetle izliyorum.

acı ama gerçek edit: liberallerin ve taraf'ın üzerine bal sürerek sunduğu bu zat-ı muhteremi, tuncay özkan sorularıyla ve göt etmeleriyle tam anlamıyla kesti kenara koydu.
choban choban
sözlerin soyağacını yazmış ve kavanoza dışkılayıp eşine fırlatmış kişidir.

sözlerin soyağacı için ellerine sağlık, ne güzel okuyoruz. her ne kadar taraf tuttuğunu çok yerde belli etse de; ki özel hayatındaki tuttuğu tarafı bile sonuna kadar saklayamadı, kavanozdan çıktı, yine de güzel eserdir, okuyoruz.

hala kasıyor, uğraşıyor, didiniyor rol için. olmadı be sevan; bırakıver gayri güzel kardeşim. sal içindekini özgürce dışarı. olmaya çalıştığın adam değilsin; olduğun adam ol; sal gitsin; rahat ol. zaten devir de değişti; artık taraflar sizden taraf...
punica punica
teke tek programında tuncay özkan tarafından ayar üstüne ayar yemiş kişidir. hayır madem söylediklerini savunamayacaksın ne diye çıkıyorsun televizyona. sen git küçük otelleri anlatmaya devam et. gerçi iyi oldu bir bakıma, akşam akşam güldük eğlendik.
1 /