şiddet

eğitimle hiçbir alakası olmayan, popüler kültürde yaygın kendini ifade etme şekli. canlı bir başkasına zarar verme amaçlı tüm davranışlara verilen isim.
(bkz: fiziksel şiddet)
(bkz: psikolojik şiddet)
(bkz: ekonomik şiddet)
(bkz: cinsel şiddet)

çözüm için ise (bkz: aikido)

1 . bir hareketin, bir gücün derecesi, yeğinlik, sertlik.
2 . hız.

kaynak :http://www.tdk.gov.tr/TR/SozBul.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF4376734BED947CDE&Kelime=%c5%9fiddet

üçüncü ve dördüncü anlamları da var, ama asıl dikkat çekmek istediğim ilk iki anlamıydı.

karşıdakine fiziksel zarar verecek şekilde yapılan eylemler bütünü. şiddet en temel içgüdülerimizden birisidir. herkesin hayatında, modern veya geri toplumlarda olmazsa olmaz bir durumdur. trafikte, alışverişte, yolda gezerken, eğlence mekanlarında, kısacası heryerde şiddete maruz kalabilir ya da şiddet uygulama ihtiyacı hissedebilirsiniz. boyutlarına göre değişen şiddet insan mantığını aştığı zamansa vahşet halini alır. insan hayatı, sağlığı, değerleri hiçe sayılabilir. kadına uygulanan şiddet, çocuğa uygulanan şiddet, cinsel içerikli şiddet aslında ne kadar hayvansal duygular taşıdığımızın açık kanıtıdır. insan hakları bildirgesinin birinci maddesinde olduğu gibi "herkesin yaşama hakkı ve özgürlüğü vardır." ancak bunu iç dünyasına ve aklına anlatamayan varlıklar bu şekilde hayatı ve dünyayı kirletmektedirler.

kimi ortamlarda ahmet kaya'nın müziğini marcel khalife'ten arakladığı söylenen şarkı... halbuki ahmet kaya şarkının bulunduğu "sevgi duvarı" albümünün kapağına telaffuzuyla "marsel halef" yazarak müziğin marcel khalife'e ait olduğunu belirtmiştir...

"kamer genç'in yaptığı her hareket" recep tayyip erdoğan (türkiye cumhuriyeti başbakanı)

kendisini minimuma indirmek -tamamen yok edileceğini sanmıyorum- için kendisinin önemli ölçüde kullanılmasını gerektiren nane.

(bkz: ezilenlerin şiddeti)

(bkz: devrim)

ara sıra insan türüne değişik şekillerde uygulanabilir olduğu yönünde bir fikir var kafamı kurcalıyor tee ne zamandır. var mı? ola da bilir. olmaya da bilir. bu muallak fikir inceden yer ediyor gibi kafamda. bakın ''yer ediyor gibi'' diyorum. kendine yer yapmaya çalışıyor yani. yuva.
karısını döven adamla, vatandaşını coplayan polis şiddeti değil ama sözünü ettiğim. daha farklı. nedeni öfke değil. nedeni ibnelik. benim ibneliğim yani. hem kız nicki ile prim yapmaya çalışıyorum, hem haksızım hem de ibneyim. sorunları bu şekilde çözmek daha cazip geliyor. hayali ihracat yapar gibi şiddet uygulamak istiyorum. şimdilik hayali. hayali şiddet. hayali şiddet hayali kurmanın inanılmaz hafifliği.
mesela; anlamayanın kafasını gözünü patlatarak anlatmak, izah etmek istiyorum. gözü kafası patlak ama nihayetinde olayı anlamış. mesut bahtiyar. ismi mesut göbek adı bahtiyar.
kırıtarak tatil yapmaya gelen silikon dudaklı kadınların dudaklarını koparmak istiyorum ki silikon sorunu kalmasın. hastanelerde hastalara kötü davranan hemşireleri burunlarını kopararak hastane penceresinden aşağı sallamak suretiyle akıllarının başlarına gelmesine bir nebze katkıda bulunmak istiyorum. süper market kasiyerlerini saçlarından tutup sürüyerek dışarı çıkarmak istiyorum ki alış ve veriş kavramı ortadan kalksın. herşey beleş, herşey bedava olsun.
izdivaç programına katılan amca, hala, dayı ve teyzeleri lağım fareleri ile evlendirmek istiyorum ki yılların abazan farelerine gün doğsun. ofis halkını üzerlerine asit damlatarak bir kısım yerlerini eritip çöp torbasına doldurup abd'ye göndermek istiyorum. abd daha çok kirlensin. telefonum hiç çalmasın, ben de güzel bacaklarımı uzatıp internette kite, snowboard, pilates falan yapayım. canım isterse ama. istemezse ne işim var burda.
geceleri aleme akıyoruz ayağına sürü şeklinde süslenip, püslenip kendilerini dışarı atıp ne bok yiyeceğini bilemez bir halde dolaşan, ortalığa sürekli ''hayatımız tatil bizim'' tandansıyla bakışlar atan zavallı tatilci müsveddelerinin gözlerini oyduktan sonra afrika'da ki aç insanlara bağışlamak istiyorum. artık karınlarını mı doyururlar, köle diye satıp paraya mı çevirirler orasını ben bilemem.
karısını aldatan ama boşanamayan, kocasını aldatan ama boşanamayan, buldukları her fırsatta birbirlerini yiyen, kedi köpek gibi dalaşan, birbirlerinden ölesiye nefret eden ama cesur davranamayan evli çiftleri birbirlerine japon tutkalıyla yapıştırıp ebeveylerinin evlerine sanat eseri olarak asmak istiyorum.
seda sayan pepsi derken donarak ölsün istiyorum. hamam böcekleri yesin onu. gülgün feyman imana gelsin. imana gelmeyenin imanı gevresin.
asgari ücret, asgari ücret kavramını icat edenlerin götüne girsin ve orada kalsın bir süre sonra patlasın istiyorum.
facebook'a her girdiğimde kendimi öldürene kadar dövmek istiyorum. içimde iyilik adına kıpırdayan küççücük bişe olduğunda kendimi parçalamak istiyorum.
bilmemkimi okumak istiyoruz diye dövünen sonra ortadan kaybolan sözlük yazarlarını usturayla traş etmek istiyorum. feminist kadınları yola getirmek istiyorum. yol. tek yol. devrim.
ve daha şuan aklıma gelmeyen bissssürüü şey olsun şu hayatta cehalet yer yarılsın da içine girsin olmadı cahil insanlar geldikleri gibi gitsinler istiyorum.
vumak, kırmak ve yok etmek suretiyle şiddet uygulamak istiyorum. tüccar olmak, hayali şiddet alıp, satmak ve sonra ihraç etmek istiyorum. kazandığım parayla yüzen bir gemi alıp önce denize, sonra okyanusa açılmak istiyorum.
herkes o geminin ardından bakakalsın. '' amına kodumun ibnesi harbiden gitti lan '' desin.

fantastik edit: sigarayı bırakmak zorunda kalınca içinde sigara fantezisi olan hayal kuramıyormuş insan. beni sigarayı bırakmak zorunda bırakan akciğerlerimi sigara ile yakmak istiyorum ek olarak, ne gereği varsa.

öyle birden olmaz pata küte, ağır ağır, sindire sindire... en güzeli öyle.

freud'a göre anal dönem'i (1-3 yaş, tuvalet eğitimi zamanları) olumsuz şekilde geçmiş olanlarda daha bir rastlanan davranış.
o halde iyi tuvalet eğitimi al(a)mamış bireyler büyüdüklerinde terörist olur.
"o zaman derinlere inmek ve terörizmi önlemek için, işe "tuvalet açılımı" ile başlamak gerekiir" sonucu çıkar*

(bkz: anal dönem/@etipuf)

"...ancak şiddetle tamamlanan kimi şeyler vardır yaşamda: bedensel sevgi şiddetsiz düşünülemez"
-milan kundera, varolmanın dayanılmaz hafifliği, sayfa 120

"bir devrimdeki şiddetin ta kendisi, kitleyi bir anlığına büyük ve görkemli kılabilir".
oscar wilde / sosyalizm ve insan ruhu.

ahmet kaya şarkısı. sözleri hasan hüseyin korkmazgil'den.

ya dinle, ya dinle, ya dinle ya dinle yada git
bu şiddet olmazsa hiç olmaz,
ya dinle ya git
ya dinle ya dinle ya dinle ya dinle ya git
bu şiddet olmazsa hiç olmaz
ya dinle ya git
ya dinle ya dinle ya dinle ya dinle yada git
bu şiddet olmazsa hiç olmaz

kokun burda rengin burda yüzümde saçlarımda
kanım kanımda akıyor ey bağdat biz hep sizleyiz

ya dinle ya dinle ya dinle ya dinle ya da git
bu şiddet olmazsa hiç olmazsa
ya dinle ya git

bağdatlım, emekçim,
kardeşim ha, kardeşim ha
tuttuğum zafer olsun hep böyle
güzel kardeşim güzel bağdatlım
tuttuğum zafer olsun hep böyle

ya şimdi, ya şimdi, ya şimdi ya hiç
ya şimdi, ya şimdi, ya şimdi ya hiç

gözüm kardeşim canım kardeşim
benim kardeşim, benim kardeşim
yarın geç olur, yarın geç olur,
tuttuğun zafer olsun hep böyle
yarın geç olur, yarın geç olur,
tuttuğun zafer olsun hep böyle

ya dinle ya dinle ya dinle ya dinle ya da git
bu şiddet olmazsa hiç olmaz
ya dinle ya git
ya dinle ya dinle ya dinle ya dinle ya git
bu şiddet olmazsa hiç olmaz
ya dinle ya git

nefretle paralel gider.

kan, et, süt, yumurta... haneke filmleri evet, bir de bizden bir şey: iffet'in kasap olan babası eti terbiye etmek için döver, kızlarını terbiye etmek için döver...

safi şiddet karşıtlığı ile meşru - meşru olmayan şiddet tanımı arasında gidip geliyor bu kavrama yaklaşım. safi şiddet karşıtlığı, hayatın tüm pratiklerinde şiddet sarmalı varken çok saçma geliyor; öte yandan meşru ve meşru şiddet ayrımını "bana olmadığı zaman meşru - bana uygulanırsa meşru değildir" gibi açıklayınca da kavram açıklanamayıp iyice silikleşiyor.