skins

1 /
devil devil
ingiltere çıkışlı 2007'de başlayan bir gençlik dizisi. her bölümde karakterlerden birine odaklanıp, onun sorunları üzerine yoğunlaşır. ana karakterler:

--girinin geri kalanı spoiler içerebilir--

tony: dizinin en şerefsiz karakteri. bu arkadaşta tip, para, zeka gibi etmenler mevcuttur,okulda iyidir, ağzı laf yapar. diğer arkadaşlarının aileleri tony'yi örnek öğrenci olarak gösterirler. okuldaki çoğu kişinin uğruna can vereceği michelle ile beraberdir, ama yine de doyumsuzdur, her fırsatta michelle'i aldatmaya yönelir, arkadaşlarına yalan söyler, ortalığı karıştırmak için insanları manipule eder. eğlence için insanların kırılmasını önemsemez.

cassie: dizideki çatlak karakter. bu kızın eating disorder dediğimiz ya yemek yememe, ya da yiyince abartma gibi bir hastalığı vardır ve bir klinikte kalmaktadır. çoğu cümlesine "vauv" diyip başlar, konuşurken sürekli gülümser, genelde konuyu uzatmadan lafa girer. ilk sezonda yavaş yavaş sid'e aşık olur ama sid'in ilgisizliği yüzünden duygusal travmalar yaşar. şirin bir kızdır.

jal: bu zenci kızımız iyi bir şekilde klarnet çalar. babası ünlü bir rapçidir, annesi ise ölmüştür. babası jal'e annesine benzememesi yüzünden soğuk davranmaktadır. kardeşleri ise jal'in aksine kıro zenci tiplemeleri olma yolunda hızla ilerlemektedir. jal etrafındaki insanlara mantıklı tavsiyeler verir ama genelde dinlenmez, michelle'in en iyi arkadaşıdır.

chris: ailesiyle çok büyük problemler yaşamasına rağmen gruptaki en neşeli insandır. para olayına fazla kafası çalışmaz. uyuşturucu ve kızlar hayatında en büyük yer işgal eden şeylerdir (gerçi bunu dizideki genel ergen alemi için söyleyebiliriz). okuldaki psikoloji öğretmeni angie'ye sırılsıklam aşıktır ve onu sürekli baştan çıkarmaya çalışır.

sid: dizideki en ezik karakter denilebilir sid için. kendisi gözlüklü, giyimine kuşamına dikkat etmeyen bir ergendir. dersleri kötüdür, çok zengin sayılmaz, şanssızdır. olamadığı ve yapamadığı şeyler yüzünden ailesinden azar yer. tony'nin en yakın arkadaşıdır ama genelde tony sid'i kafasına göre yönlendirir. sid michelle'e aşıktır ama onun kendi ayarında biri olmadığını bilir. cassie'nin kendisine olan ilgisini de anlayamayacak kadar da dangalak bir insandır kendisi. yine de favorimdir.

maxxie: bu arkadaşımız baya bi yakışıklıdır ama gaydir kendisi. tap dansçısıdır. arkadaşlarının karı kız muhabbetine pek katılmaz. anwarla sıkı dosttur ama anwarın müslüman olması aralarını biraz açar. (gizli gizli anwar'ı arzu etme gibi bir durum olabilir)

anwar: diniyle dünya zevkleri arasında seçim yapamayan müslüman genç (bi nevi türk erkeği aslında karakter olarak). kızlarla seks hayalleri kurar, içki uyuşturucu kullanır ama bir taraftan da 5 vakit namaz kılar, ailesinin dediklerine özen göstermeye çalışır. en yakın arkadaşının (maxxie) gay olması da kendisiyle iyiden iyiye çelişkiye düşürür.

michelle: gruptaki en güzel kız. tony'nin sevgilisidir, ona deli gibi aşıktır ama tony'nin gözü dışardadır. genelde bunu görmezden gelir. sid'in kendisine aşık olduğunu bilir ve tabii ki yüz vermez. annesinin genç sevgilileriyle dalaşır, yine de annesini sever.

effy: tony'nin çok sevdiği kız kardeşi. sessiz sedasız bir kızdır, ailesine iyi gözükür, gece erkenden yatar amaa ailesi yattıktan sonra pencereden kaçıp gece alemlerine akar. göze gece dışarı çıkmak için ufak gibi gelebilir ama gece evden ayrıldığında son derece rahattır, underground mekanlara uyumu inanılmazdır. sabah geldiğinde abisi onu çaktırmadan eve alır. hiçbirşey yapmamış gibi makyajını silip kahvaltıya iner, süperdir.


dizi ergen kitlesini hedef almasına rağmen yetişkin içerik oldukça fazladır. gerek argo olsun, gerek çıplaklık derecesi olsun +18 dir. dizide uyuşturucuya içki kadar normal bakılması bana ilginç gelen noktalardan. sonuçta 17 yaşında gençler söz konusu ama her türlü uyuşturucu, içki ve ot türevi maddeye rahatlıkla ulaşabiliyorlar. ailelerinin para ve özgürlük konusundaki rahatlıklarına rağmen ebeveynlerine karşı son derece asiler. evlerde argo kullanımı gerek ebeveynlerde gerek gençlerde çok yaygın (öyle ki liseli genç babasına "31ci" diye küfrediyor, ben desem öyle bişey 3. sayfa haberi olurum). aşırı özgürlüğü kaldıramama, arkadaşlarından başka kimseye saygı duymama gibi problemleri var bu gençlerin (ha saygı duyması gereken yetişkinlerin de elle tutulur, düzgün karakterleri yok gerçi, hepsi birbirinden kötü örnekler). artı acayip dağınık ve pis yaratıklar bunlar, belki çoğunlukla sarhoş olmalarının da etkisi olabilir bilemeyeceğim. 1-2 yerde amerikan dizilerine göndermeler var (friends göndermeleri gerçekten çok güzel oturmuştu), ama bu dizi pek amerikan gençlik dizilerine benzemiyor. ne gossip girl'deki fazla paranın batması gibi durumlar var, ne dawson's creek'teki, o.c.'deki gibi kim kime aşık karıştırmıyoruz, pembe dizi havası yok. sadece ergenlerin klasik sorunlarını ve ingilizlerin çarpık aile yapısını gerçekçi bir atmosferde anlatan bir dizi bu.

son olarak türk kanallarındaki dizilerin gerçekçilik olarak bu dizinin yanına yaklaşabilmesi için en az 50 sene geçmesi gerekir diyorum ben (cidden an itibarı ile böyle bir yapımı yayınlamak türkiye'de göt ister).
nordic nordic
ilk bakışta gençlik dizisi gibi görünsede ki kanımca ilk bölümde yönetmen böyle bir izlenim bırakmak istemiş. dizi asıl olarak gençlik sorunlarını ingiliz aile yapısı ile ilişkilendirerek ingiliz toplumunun içinde bulunduğu açmazı gözler önüne sermeyi hedeflemiş. ağır bir drama üzerine zekice işlenmiş mizah destekli kurgu ve ana karakterlerin bolca parti ve seks dolu hayatlarını konu alan senaryonun da çekiciliği ile keyifli bir seyirlik ortaya çıkmış. kimilerince gossip girl'den farkı olmadığı iddia edilsede, 7. sanatın her dalında olduğu gibi skins'de de avrupa gerçekciliği ve şeffaflığı, gossip girl'de yaratılan sahte gerçekliğin bir adım önüne geçerek kimi bölümlerde gönül tellerimizin cızlamasına sebep oluyor.
zengin, mutlu ve kusursuz gençlik parodilerinden sıkılanlar için skins soğuk havada yüze patlatılan bir tokat etkisi yapacaktır.

hali hazırda iki sezonu deviren dizinin 3. sezonu geçtiğimiz pazartesi yayınlandı. yeni sezonda, ilk iki sene okutup, büyütüp üniversiteye gönderdiğimiz grubun yerine bir alt kuşak ve bunların sorunları ile karşı karşıyayız. kolları sıvamanın vakti geldi.
leopold leopoldoviç leopold leopoldoviç
dizide inatla genç kuşak oynatılmaktadır. yani 25'ine 30'una merdiven dayamış insancıklar biz liseliyiz heyoo diye dolaşmamaktadırlar. ilk 2 sezon'da oynayan kadro mezun edilmiş, yerine yine genç bir kuşak gelmiştir. ayrıca oyuncu kadrosunu oluşturan genç güruh aynı zamanda diziye konsept danışmanlığı gibi birşeyler de yapmaktadır.
luthien luthien
4. sezonu büyük ihtimalle ocak ayında başlayacak, özellikle de ilk iki sezonu itibariyle soundtrack olayında aşmış dizi. bölümlerde çalan şarkıların tümünü toparladım, bir tanesi de mi falsolu çıkmaz.. dj shadow dan sigur ros a kadar. takdir ettiğim diğer bir şeyse şu ana kadar etkilendiğim, ve gerçeğe en yakın bulduğum gençlik dizisi olmasıdır, bütün oyuncuların halk arasından diye tabir ettiğimiz şekilde seçilmesine rağmen, sanıyorum çoğunun ilk kamera tecrübesi, tony stonem karakterine can veren eleman harici. ingilizlere daha farklı gözle bakmaya başladım, o derece. ama yeni grup (3. sezondaki) nedense biraz yalan geldi, umarım kısa sürede tr altyazıları da tamamlanır, burdan yetkililere sesleniyorum.
ayrıca favori karakterim için: (bkz: cassie ainsworth)
bir de köprü karakter için: (bkz: effy stonem)
ilk iki sezon:


üç ile dört:



therapy7 therapy7
ilk iki sezon muhteşemdi.üçüncü sezonla karakterler değişti gelen yapmacıklıkla gerçekçiliğini kaybetti dizi.
i̇lk iki sezona göre yorum yapıcağım.dizide çok uyuşturucu var,çok seks var,çok bunalım var ama hiçbir zaman dizi uyuşturucu veya bunalım dizisi olmadı tam bir gençlik dizisi.
intoxicated demon intoxicated demon
bir senelik ayrılığın ardından geri dönmüş ve 4. sezonda 3 bölümü arkada bırakmış ingiliz e4 kanalında yayınlanan dizidir. 4. sezon bir intihar vakasıyla açılmış ve bu olayın karakterler üzerindeki yıkımlarına odaklanarak herhangi bir gençlik dizisinden çok ötede bir yerde olduğunu bir kez daha göstermiştir.
fak badi fak badi
ilk bakışta sıradan, bol seksli bir gençlik dizisi gibi duruyor ama hiç de öyle değil. gençlerin birbirleriyle, aileleriyle, hocalarıyla olan ilişkilerini mükemmel anlatıyor dizi. bazen çok eğlendiriyor. bazen de dramın babasını yapıyorlar dizide.
skalupcur skalupcur
varlığından bu kadar geç haberdar olduğum için bizzat kendi başımın etini yememe sebep olan dizidir. dün ilk sezonunu bir günde izledikten sonra resmen ağzıma sıçmıştır. vakit geçirmek, eğlenmek amaçlı gençlik dizi ve filmlerinin varlığından rahatsız olmayan hatta özellikle izleyen biri olarak söyleyebilirim ki bu dizi şimdiye kadar izlediğim genç kitleye hitap eden hiçbir yapıma benzemiyor. bize farklı dünyalar da(sokaklarda özgürce ot içmeyi, lise çağında seks partilerine katılmayı saymıyorum) sunmuyor. yaşanılan travmalar ve bunu yansıtış şekilleri o kadar realist ki, gossip girl, the oc gibi yapımların ne kadar satışa yönelik olduğunu anlıyoruz. ingilizler bu işten anlıyorlar. aynı karşılaştırma how i met your mother ve coupling için de yapılabilir. bir de little britain var tabi ki.
leopold leopoldoviç leopold leopoldoviç
benim için özgürlük ve demokrasi ölçütü haline geldi.


televizyonlarımızda bunun gibi bir dizi sıfır sansürle yayınlandığı gün biz özgür bir yer olacağız; sanata yasak koyana ka*am g**sin.



ps: evet siz son iki kelimede 'kafam girsin' mi dedim yoksa 'kakam gelsin' mi dedim düşünün bakalım.
leopold leopoldoviç leopold leopoldoviç
4. sezonun ilk bölümünde şöyle bir geyik var;


+ now we were just about to sing a song, weren't we?
+ so what should we sing?
- rihanna!
- lady gaga!
- beyoncé!
+ those are all people, who can't really sing, don't wear very many clothes and get married far too young.
+ what do we call that sorts of people?
- americans!
+ that's right, americans.
leguin leguin
ilk iki sezonuyla insanı bağımlıya çeviren fakat üçüncü sezonda ortaya çıkan ergen kokusuyla bütün hayal balonlarını teker teker acı çektire çektire söndüren dizi.
kişiye ingiliz aksanı kazandıran dizi.
bir de cassie ainsworth diye bir karaktere sahip, adama can verdirtir zihniyetiyle.
pablohoney pablohoney
lise hayatımın keşke böyle geçseydi dediğim ve uk versiyonunda april pearson`in(michelle) hayalimi süslediği dizi. tanrım bir kız bukadarmi seksi olur.
1 /