sokak köpekleri

ankaralı bir gruptur kendileri.. adları gibi bol bol sokakda görünürler.. minibartayfasının yaşı gitgide düşer ama onlar büyümeye devam ederler.. bi ara bizizde çalmak için anlaşmışlardı olmadı..
bazen çoluk çocuğun eline demo verip satmaya çalışırlar.. iyidirler hoşturlar ama yenilenmezlerse hep aynı olmaktan silikleşeceklerdir..
yürüsünler kim tutar onları..

izmir allah belanı versin ve kanlı yılbaşı gibi eğlenceli parçaları bulunan ankaralı punk grubu.demo albümleri genelde elden ele dolaşır.haklarında istanbul a konsere gelirken yolda bilumum mağazaları yağmalamışlar abi gibi gereksiz veledi efsaneler sözkonusuydu birzamanlar.

hacettepe şenliklerinde sabahın köründe çalan grup

(bkz: itünün köpekleri)

(bkz: sokak tavugu)

30 şarkılık demoları bulunan grup. daimi elemanları cem(vokal-gitar) ve furu"furkan"(bas-vokal) dur.

bu ülkede yıllardır bir sürü insan gibi insanın da nazarlarında bir şeyler yapmaya çalıştığı bir köpek topluluğudur,ve şöyle bir şiir vardır,basit ve acıklıdır,kimin şiiri bilemiyorum:

sokak köpekleri gülmez

acıların cehenneminde
çilem tükenmez tükenmez
ben bir sokak köpeğiyim
sokak köpekleri gülmez

sığınacak limanım yok
kahırsız geçen anım yok
çaresiz ve umutsuzum
hiç kimseye gümanım yok

adım ölüm sanım ölüm
ben doğuştun kula kulum
yaşamım sırf işkencedir
hiç biyere çıkmaz yolum

bir çöplüğün kenarında
cesedim kurtlanmış benim
ben bir sokak köpeğiyim
hiç gülmedim tek bildiğim

(bkz: kars ta kültür festivali adına köpek katliamı)

çoklukla 2,5 yaşına kadar yaşayabilen ve bu yaşlarında da ülserden ölen köpeklerdir... insan ömrü ile kıyaslarsak şu manaya gelir: açlık, soğuk, itilmek ve kakılmak, sürekli dalaşmak, dövülmek ve kovalanmak, zehirlenmeye çalışılmak sonucunda yıpratıcı, diken üstünde ve stresli bir çocukluğun ardından daha 18'ini giremeden ölmektir.

genelde gündüzleri süt dökmüş kedi gibi piyasada gezen , lakin geceleri yırtıcı bir kaplan haline gelen yaratıklardır

bilimum pisliği ve hastalığı üzerlerinde taşıyan, geceleri çeteleşerek insanlara saldıran köpeklerdir. son derece rahatsız edicidirler.

hepsi öyle mi bilemiyorum ama buralardakiler kendilerine bir bölge belirlemiş durumdalar ve bölgelerine girmeye çalışan yabancı bir köpeği uzaklaştırmak için hayvanlar gibi(!) havlıyorlar. malum, koruma iç güdüsü. hiç duymadınız mı. ama iyi ki varlar, yoksa kaldırımda oturup kimle sohbet ederdim ben.

belediye üstüne düşen görevi yapar ve aşılarını yaptırırsa, hiç sorun yaşamadan sürdürebiliriz onlarla gibi geliyor bana.

ankara punkı diye bir şey varsa temelini atanlardır.

sabahların ilk ışıklarına gülümseyen sokak çocuklarıdır onlar, gece mahallelerini ve bebeklerini korumak iki kat önemlidir gündüze göre, ve korkutucudurlar kabul ediyorum. ama sokakta aç ve açık olan ve şehirde hayatta kalmaya çalışan ben olsaydım ne kadar ''az'' saldırgan olurdum diyorum sorunun cevabından korkuyorum malesef sokakları tercih etmiyorlar kaderleri ya bakamayan biri tarafından atılmak yada atılan bir bakılamayanın yavrusu olmak , çok korunmuşluğum vardır taraflarından kapıma kadar götürüp sağ salim ve varınca bi tabak makarna indirirdim bir daha da ya iki kere görürdüm ya da hiç , ve bir o kadarda korkutulmuşluğum heleki farkında olmadan mahalleyi teftişe yakalandıysam yandım demektir bir hayli bağırırlar uzaklaşana dek, ama belki bir gece önce kankalarından ya da yavrularından biri bir arabanın altında kaldı. kim suçlayabilir,kimi suçlayabiliriz onlardan başka ?

sokak ortasında sevişen kediler ile uyum içerisindelerdir.