
#3070569 ·
· 35
99 yılında çekilmiş, sadece iki sezon oynamış olması büyük talihsizlik olan, şahane dizi.
senaryosu, jessica stevenson'la birlikte shaun of the dead'in de senaristi simon pegg tarafından yazılmıştır. ekürisi nick frost da "askeriye insanı" olarak şahane performansıyla dikkat çeker.
film, her an, herhangi bir sahnesinde, kült olmuş; çizgi film * , bilgisayar oyunu * ve filmlere * * * göndermelerle ihya eder ve de bolca çizgi roman görülebilir.
absürdlüğü ve özellikle ilk sezonda, olur olmaz sahnelerden korku öğesi çıkarma şakalarının yanında, dizideki her karakter, ayrı ayrı hikayesi çekilebilecek düzeyde ve renktedir (yan karakterler de dahil).
arkadaşlık ve hatta komşuluğun, bu denli absürd durumun içinde, sıcak bir şekilde izleyiciye ulaşması da, bence, en takdire değer başarısı dizinin.
hele ki, bir s2e5 var ki... konu ve kurgu olarak dizinin, bence, en iyi bölümü olması yanında, hayatımda en çok ve sıkılmadan- usanmadan, döne döne güldüğüm nadir geyiklerden biri sahnelenmiştir. ve girinin başından beri spoiler vermeden anlatıcam diye takındığım gazeteci ağzını bitirmek istiyorum izninizle artık.
[simon pegg kankam olsa, "hafız sözlükte övsene lan diziyi" dese, bu kadar yapmazdım herhalde mına koyim...]
son olarak,
yedişer tane, ortalama 25'er dk.'lık bölümden, iki sezon oynamıştır dizi. "altyazıya gerek yok" diyenler için, youtube'ta her bölümünün upload edilmiş olduğunu da belirteyim...
senaryosu, jessica stevenson'la birlikte shaun of the dead'in de senaristi simon pegg tarafından yazılmıştır. ekürisi nick frost da "askeriye insanı" olarak şahane performansıyla dikkat çeker.
film, her an, herhangi bir sahnesinde, kült olmuş; çizgi film * , bilgisayar oyunu * ve filmlere * * * göndermelerle ihya eder ve de bolca çizgi roman görülebilir.
absürdlüğü ve özellikle ilk sezonda, olur olmaz sahnelerden korku öğesi çıkarma şakalarının yanında, dizideki her karakter, ayrı ayrı hikayesi çekilebilecek düzeyde ve renktedir (yan karakterler de dahil).
arkadaşlık ve hatta komşuluğun, bu denli absürd durumun içinde, sıcak bir şekilde izleyiciye ulaşması da, bence, en takdire değer başarısı dizinin.
hele ki, bir s2e5 var ki... konu ve kurgu olarak dizinin, bence, en iyi bölümü olması yanında, hayatımda en çok ve sıkılmadan- usanmadan, döne döne güldüğüm nadir geyiklerden biri sahnelenmiştir. ve girinin başından beri spoiler vermeden anlatıcam diye takındığım gazeteci ağzını bitirmek istiyorum izninizle artık.
[simon pegg kankam olsa, "hafız sözlükte övsene lan diziyi" dese, bu kadar yapmazdım herhalde mına koyim...]
son olarak,
yedişer tane, ortalama 25'er dk.'lık bölümden, iki sezon oynamıştır dizi. "altyazıya gerek yok" diyenler için, youtube'ta her bölümünün upload edilmiş olduğunu da belirteyim...