starbucks yüzü görmeden yaşayan insanlar

1 /
kelamishnikov kelamishnikov
bir bardak kahveye değerinin 5 10 katı para vermeyi saçmalık olarak gören, sırf özenti piçler gidiyor diye ne bok olduğunu bildiği için gitmeyen, belli bir olgunluğa gelmiş yaşını başını almış insandır.
(edit: üstümdeki altı yedi kadar starbucks sever gidince üstüme kalmış. hayır ola!)
drama queen drama queen
yeri geldiğinde her şeye değerinin on katı para veren belli bir mertebeye erişmiş bilge kişiliklerin bulunduğu topluluk.
oraya giden insanlar da biliyor heralde içtikleri kahvenin dünyanın bir ucundan maliyetinin çok üstünde pazarlandığını. bu tercih meselesidir, biraz da daha ucuz bir alternatifin olmayışıdır. insanlar çeşit çeşit kahveleri denemekten, pek tabii orada vakit geçirmekten hoşlanabilirler. ha bunu bir bok sanıp sırf piyasa amaçlı gideni de vardır. ama her gidene ucube muamelesi yapmak da ben mualifim diye naralar atmaktır. kısaca starbucks ın tek esprisi kahvedir, kahve!
pendulum pendulum
emrah filmlerine konu olabilecek kadar dramatik bir durumu yaşayan insanlardır. starbucks yüzü görmemek kendi tercihleri de olabilir, küçüklükten gelen acı bir hatıra sonucu da. şöyle ki:

yıllar önce turuncu bıyıklı amca emrah'a:
-"emrah biz annenle starbucks a gidiyoruz oğlum, nıhahaha. siz de evde ders çalışın gülcanla." der.

yıllar sonra emrah büyümüş, genç bir delikanlı olmuştur. içi kıpır kıpırdır. yeni kız arkadaş namzeti emraha sorar:
-emrah, yarın starbucksa gidelim mi?
-nayır leyla, oraya sırf özenti piçler gidiyormuş. gel ben seni simit sarayına götüreyim hea?

(fonda: anlatamaaaaaam)
thecan thecan
ne olduğunu bilse gidip gitmeme tercihini yapabilecek insanlardır. ama bu insanlar starbucks yüzü görmemiştir. ne olduğunu bilmiyorlardır. öğrendikten sonra, tamamen tercih meselesidir. sevmezse gitmez. kimse sevmezse starbucks kapanır.
pinkegoboxx pinkegoboxx
kategorize edilmiş insanlar arasında şüphesizki en orjinallerinden birine sahip olmuşlar olarak adını ilk beş e yazdıracak topluluktur.
öncelikle üzerinde durulması gereken cümlenin garipliğidir "starbucks yüzü görmek" kalıbını türkçemize kazandıran insana sorulması gereken soru, starbucks ın bir medeniyet kıstası mı olduğudur.
starbucks, yüzü suyu hürmetine gidilmesi gereken böylesine bir mihenk taşımıdır bu insanların hayatında.
hatta kimdir ya bu insanlar allah aşkına? "sen starbucks yüzü gördün ve toplumun bizim ulaşamadığımız artık hangi lanet kesminin içindesin?" diye de sorulmalıdır.
ne yakıztır ki starbucks, gloria jeans ya da benzeri onlarcası, bunların bile sosyal statü ya da trend malzemesi yapılabildiği insanlarca en çok zararı görmekte ve toplumca bir "anti-cilikle" karşı karşıya bırakılmaktadır.
lakin bir insan yalnızca buralarda içtiği kahveleri de seviyor olabilir. ama gelinen bu noktada artık starbucks a kahve içmeye gidemezsiniz, ya gidersiniz ve onlardan olursunuz ya da kalırsınız ve bizimle "davamıza(!)" katılırsınız. bu mu artık?
tanrı aşkına gidin ve nerde isterseniz kahvenizi orada için, çünkü amerikan sermayesi dünyada hiç starbucks kalmasa bile bizi kucağından indirmeye niyetli olmayacak kadar bizi sarmalamış durumda...

not: ben has kahve evini, ya da kehve dünyasını tercih ederim. ve evet starbucks yüzü görmedim(yalnızca bir kez akşam saati tuvaletini kullanmıştım)
(bkz: #1652369)
hansvoralberg hansvoralberg
kendilerinden ciddi ciddi utanması gereken ama ben süper olduğum için aralarına dahil olmadığım insanlar. *

ben gördüm. çok tatlı bir yüzü var. akşam annemlere söyledim, yemekte pilavıma kaşığı batırdım. yarın istemeye gidiyoruz.
1 /