televole

2 /
nvr ws a crnflk grl nvr ws a crnflk grl
shockhaber com'un zamanında hakkında şöyle şahane bir marş yazdığı programdır;

"çıktık valla nasıl da, on yılda her savaştan;
on yılda onbeş milyon tiki yarattık her yaştan,
başta bütün sanatçıcıkların korktuğu can tanrıyar,
derin flaş.. flaş.. flaşlarla gördük her rezaleti dört baştan.

televoleciyiz, magazinin ismimiz tunç siperi;
televoleye durmak yaraşmaz, her pazartesi ileri!

bir hızla sanatı, eğitimi, kültürü boğarız,
skandalların üstüne güneş gibi doğarız,
televoleciyiz, bütün başlardan üstün olan başlarız;
rtük'ten önce vardık, rtük'ten sonra varız!"
regulus regulus
türkiye'de kalitesiz magazin programcılığının sembolü olmuştur.
ancak gerçekten bu program ilk yayınlandığında çok ama çok güzel bir programdı. yaptığı ise, futbolcuların, saha dışındaki hayatını yayınlamaktı. evlerine gider, beraber dışarı çıkarlar öyle gezerlerdi sen de aa ne güzel diye izlerdin. yeni transfer falan olunca çarşıya pazara gidip millete sorarlardı. spor programı gibiydi daha çok. gerçi okocha geldiği zaman pazarcının biriyle yaklaşık beş dakika süren okaça? hehe okaça diye bir muhabbet vardı, pazarcı da o kaça bu kaça yok hepsi aynı fiyat diye cevaplıyordu. yani espriler çok da parlak değildi. hakan şükür esprileri de programda yerini alırdı.
sonra konu mu bulamadılar ne yaptılar, futbolcularla birlikte, mankenleri, şarkıcıları da kattılar işin içine. önceleri ilginçti. mankenlere futbol hakkında gereksiz şeyler sorulur onlar bilemez, sen de mehe mehe diye gülerdin ekran başında. tam o aralar, artık futboldan yavaş yavaş kopmaya ve manken-şarkıcı programına dönmeye başladı. oradan sonra film koptu zaten.
bir de ilk zamanlarında star'da, süper frikik diye bir çakması çıkmıştı bunun. sonra bitti hemen.
bir kanal daha bir taklit yapmıştı onun adını bilemeyeceğim, evinizde vole vuramayacağınız, kumandayla frikik atamayacağınız program geliyor diye geri zekalı bir tanıtımı vardı.
paleface paleface
bir dönemin fenomeni olan program...

tamamen magazine dönmeden evvel sadece futbol odaklı olan bunun yanında işin magazinel kısmını da oldukça eğlenceli bir şekilde veren bir programdı. 90'lı yıllarda ilkokul, ortaokula gidenler daha iyi bilirler.

yayın hayatına o dönem kanal d kadrolarında olan şansal büyüka ve ekibi döneminde başlamıştır. şansal büyüka da yamulmuyorsam serdar çakman ile kanal d ekranlarında yapıyordu maraton'u.

televole de yine melih gümüşbıçak tarafından sunuluyordu.

şansal büyüka ekibini toplayıp show tv'ye transfer olunca, bu program da show tv'ye geçti haliyle... kanal d programı aynı formatta ve isimle devam ettirmeye çalıştıysa da, show tv'nin televole yüzü haline gelmiş melih gümüşbıçak'a karşılık kanal d yine yamulmuyorsam yalçın dümer'i sürmüştü televole yüzü olarak...

show tv'deki ekip o formatta artık kaşarlanmış olduğundan, haliyle daha fazla izleniyordu ve kanal d programını yayından kaldırmak zorunda kaldı.

kanal d döneminden kalan popüler muhabir akın sel'e, acun ılıcalı show tv döneminde eklendi işte... kompela'nın "bana pezevenk diyor" cümlesine ilk kahkahayı attığımız dönem bu programın dönemindedir işte...

"siyasiler" diye bir bölümü vardı, bugün aynısını yapsalar yarıla yarıla güleriz emin olun ama yine bugün tayyip erdoğan'ın cümlelerini montajlasalar tayyip erdoğan 50 tane dava açar. 90'larda daha hoşgörülüymüşüz lan mizahı daha iyi anlıyormuşuz...

necmettin erbakan'ın "gulu gulu dansı yapıyorlar" repliğini zihinlere kazıyan bu programdır... tansu çiller'in halüsinasyon diyememesi de zihnimize bu programla kazınmıştır...

ahanda yarılma garantili siyasiler... yarılmazsanız paranız iade...




lan o değil de, cine5'ten yayın haklarını almak için uğraşan bimaş'a ne gider yapmışlar... kanal d'deki versiyon da karşı atak yapmış... *

baskıya bak...

alpay özalan, cansel özengin'i bu programla tavlamıştır... o zamanlar mustafa sandal'ın "araba" adlı şarkısı listeleri sallıyordu alpay da bir otomobil tanıtımında boy göstermiş cansel'e "onun arabası var" diye seslenmiş, havuza taklalar atmak suretiyle görüntüler vererek belgesellere malzeme olacak şekilde veriler sağlamıştı...

böyle işte, nostalji yapalım istedim...

nereden baksan, anlattığım 15 senelik mevzu ve hepsi de şahsımın fil hafızasında kalan kırıntılardan derlenmiştir...
isparoz isparoz
tam anlamıyla bir külttür. çünkü, "televole kültürü" diye bir tabir hediye etmiştir o günlerden bu günlere. bugün, birçok düzeysizlik, bu tabirle anılmakta,ve reklam aşklarına örneğin, televole aşkı denilmekte.

kanal 6'da stadyum programını yapan şansal büyüka, çok genç bir yetenek olarak keşfettiği güntekin onay'a, kanal d'de televole'nin sunumunu teslim etmişti. o ilk televole, gerçekten herşeyiyle çok düzeyli olan bir futbol magazini idi ve ertesi güne esprileri taşınıyordu sadece. daha sonra, star'a geçti güntekin ve televole sundurmakta ısrar ettiler güntekin abimize. tabi ki, olmadı.. öte yandan, televole melih gümüşbıçak ile yola devam etti. başlarda çok yadırgandı, zira ekranda ilk gözüküşüydü gümüşbıçak'ın. bir yandan da "stadyum" devam etti yayın haklarını elinde bulunduran show tv grubunda. daha sonra da bir klasik haline gelen maraton'a dönüştü.

yani, televole, futbol yorum programlarına giden sürecin bir doğum sancısıydı. sürekli izleri yaşatılmaya çalışıldı "telegol" gibi düzeysizliklerle. bu arada güntekin onay daha fazla dayanamadı ve sadece teknik futbol konuşmak, ve kavga gürültüden uzak olmak için ntv'ye geçti. şansal amcamız da digitürk'ün kaptan köşkündeydi. ortak kararlarla televole tarzı yayıncılık tarihe gömüldü. erman toroğlu tarzı ve akımı başladı ama, o da lig tv'nin "marka değeri koruma ve yükseltme" politikasıyla ortadan kalktı. şimdi lig tv yayınları çok düzeyli gerçekten. erman toroğlu da ahmet çakar ile birlikte bir yerlere çakıp duruyor fakat eskisi kadar ses getiremiyor.

kısacası dostlar, televole bir dönemin ibretlik bir fotoğrafıdır.
yaşanmış ve bitmiştir.

not: "televole-siyasiler" köşesini hazırlayanların mizah yeteneğini 2000'lerden sonra köreltenler hiç bir zaman "kült" olamayacak. recep ivediklere gülen toplum isteyenler de ivedik filmlerine kült der durur ve biz neremizle ve nasıl güleceğimizi şaşırır kalırız.
benkendimveben benkendimveben
soundtrackları ile aklıma kazınmış ve aynı akşam iki farklı kanalda yayınlanmış magazin programlarıdır.ü

televole 1 albümü:


[04:31] 01. the nıght
[03:57] 02. gıve a lıttle home
[02:54] 03. tıamo
[02:50] 04. samba de jenerıo
[03:40] 05. fıesta moreno
[04:16] 06. aıcha
[03:50] 07. tıc tıc tac
[04:20] 08. where are you
[03:49] 09. ı ll be mıssıng you
[05:37] 10. get a way
[05:39] 11. vıbes
[03:50] 12. day by day
[04:15] 13. fıesta
[03:34] 14. freed from desıre
[03:34] 15. equador

televole 2 albümü:

[03:29] 01. alarma
[03:30] 02. horny
[03:44] 03. formula 1
[03:56] 04. are you ready
[04:31] 05. la copa dela vida
[03:47] 06. un americana
[04:02] 07. carnaval de paris
[03:19] 08. ıt s just
[03:48] 09. latribu de dana
[03:55] 10. ain t no sunshine
[04:01] 11. guaglione
[03:30] 12. god ıs a dj
[03:14] 13. feel ıt
[03:23] 14. where are you
[03:51] 15. you re my heart


televole 3 albümü:
[03:39] 01. bailamos
[04:08] 02. believe
[03:30] 03. boom boom boom
[03:03] 04. chery chery lady 99
[04:16] 05. do valemore
[04:22] 06. ıt s not rıght but ıt s ok
[03:48] 07. mambo no 5
[03:42] 08. strong enough
[03:01] 09. tarzan jane
[03:20] 10. would you
[03:18] 11. 9 pm till a go
[03:44] 12. baby one more time



...

ve bu albümler gider durur tam on üç tanedir.
ropte ropte
spor programı olarak başlamış, zamanla magazine evrilmiş program. geçen bir arkadaş ortamında bahsi geçti, televole'nin bir spor programı olduğunu söylediğimde çok şaşırdılar. gerçi o dönemlerde bu arkadaşlar kundaktaymış. ondan bilmiyor olabilirler bak asggdfh

yaşlanmışız emenike. neyse, spor programı olarak başlamış sonradan boka sarmış, kanal kanal dolaymış, aynı anda birkaç kanalda yayınlanmış değişik program.
skipper skipper
olay olay olay...kim? kim? kim? ne olacak? neden? gibi soruları halen kulaklarımda olan program. i̇ntrosu bile beynimde çalmaya başlamıştır.
2 /