"bir erkek karınızı elinizden aldığı zaman, karınızı ona bırakmaktan daha büyük bir intikam yoktur."
sacha guitry
üzerinde biraz düşününce, çok güzel bi söz olduğunu farkettim.kadınlar için de geçerli tabi.
üzerinde şimdiye değin çok fazla çalışma yapmadığım bir alan. ne demeli nasıl başlamalı bilmiyorum. ancak anladığım ve şu aralar yaşadığım kadariyle bir paçavra gibi atılmak bütün bütün veya onca kalabalıklar içinde hiç dikkate değer bir yana sahip olamamak gibi bir şey, his, deneyim.
kendi kendime neden bu kadar paramparça ediyor insanı terkedilmek diye soracak oluyorum; kelimeler saklandıkları dağarcıktan çıkmamakta ısrar ediyorlar. acıyorlar bana anlaşılan. zira, her zaman en zayıftır terkedilen. neden? başlı başına bir anlam arayışı, bir iktidar savaşı ise ilişkiler, her zaman galip kalkacaktır masadan terkeden. galipliğini, ilk önce tanımlama yapmış olmaklığına, savaşın en acımasız ve akıllıca stratejisini kurmaklığına borçludur. oysa, terkedilen açısından çok daha vahim bir durum vardır ortada, bu savaştan geriye kalan. hemen bütün arızalı yönleri ilişkinin ve günahlar ve özürlü hatıralar yüklenir üstüne bütün bütün. gidenin gitmesinin temel nedeni bile onundur. boynu bükülür, kırılır zerre zerre, dağılır, kendine kıyar, olmadık düşüncelere, planlara kaptırır kendini ve nihayet mantığı da terk eder onu. böyle yetim bir çocuk gibi kala kalır ıssız şehirlerde, fakir sokaklar onundur hep. kendinden bile kaçar, kurduğu onca hayale acır, geleceğe küsgün olur, daha önce severek baktığı her şeye nefret saçar.
terkeden; ne kadar da gururludur. bundandır m.mungan'ın "ve şimdi mağrur bir zakkum çiçeği gibi açar içimde terkedilmek korkusu" deyişi. acı çekmez mi hiç? diye düşünüyorum mesela. çeker elbet. zira, anılar düşünüldüğünde üzerinde sıklıkla daha bir dokunur kırık tellerine gönülün. bir acıklı parça, bir harf terkedilenin hanesinden, bir zaman yaralarsa da terkedeni, o bunu kolay atlatır. zira birinci hamlede kılıcı çekmiş olan odur. can alan, kafa koparan, sakat bırakan diğer tarafı. şu halde kendiyle barışmalıdır ve vicdani sorumluluklarını çarçabuk atmalı kendi üzerinden. olmadık yalanlar uydurmalıdır. temeli yalan olan yalanlar.
bir müddet daha böyle betimlemelere devam etmek mümkündür ancak, anahtar kavramdan saptırmayarak konuyu, bir sağlam direğe bağlamak gerektir. terkedilmek, acıtır, dokunur insana, donuklaştırır, siler yaşamı perde perde. ancak üzerinde düşünülmeye, acısını çekmeye, onun için ağlamaya değer bir insansa eğer seni terk eden ve gerçekten ben onu sevmiştim diyorsan; kendinle gurur duymalısın. zira yas tutmak bizim kültürümüzde erdemdir, duyguların yücelerindendir. kendini ispat edersin, vicdanın rahat eder, içten içe yese de seni terkedilmenin verdiği aşağılanma duygusu. ne zaman biter bu acı? sorusuna verilecek en makul cevap; çekilen acı ile terkedilene duyulan sevginin şiddeti arasında doğru bir orantgı olduğudur. ona verdiğin değer, hayallerin, onun için sarfettiğin çaba vb. bunların hepsi bir araya gelir ve acının biteceği tarihi ortaklaşa bir karara bağlarlar. demek istediğim, iradi değildir çektiğinina acının ne zaman biteceğini kestirmek veya buna bir sınır konulamaz.
elbet biter, biter de yer bitirir bu arada terkedileni, perişan eder, uykulara, meyveli yoğurtlara, çikolatalara, dondurmalara hasret eder. su içersin ara ara ve bol bol da sigara.
....
sonuç; zor bir deneyimdir terkedilmek. zorluklara alışmalıdır beden, ruh aldığı darbelerle yaralanacaktır elbet. direnmelidir sevgide, terketmesine rağmen çekip giden. sen onu, o olduğu için sevmişsindir. seni bırakıp gitmeyeceği için değil. sevgi, onun yokluğuna veya varlığına bakılmaksızın sürdürülebilecek bir duygulanımdır. gerisi boş, gerisi palavradır. kim giderse, kendinden kaçar, duygularını verir yele. kalansa istikrarı, huzuru bulur çok kere. (yıpranmaları elde tutarak) ne ki; sevgi sebat ister, sulanmak ister, peşinden ağlanmak ister, unutulmamak ister. kendi kendine sevebiliyorsan eğer sevgiliyi, her şeye inat bu sevgiyi yaşamaya değer.
"kimdi giden kimdi kalan
aslında giden değil
kalandır terkeden
giden de bu yüzden gitmiştir zaten"
(bkz:
murathan mungan)
(bkz:
terk eden)
sadece başına gelen kişinin yaşadığı, dünyada yalnız kalınan, insanlara olan güveni azaltan, yaşam tarzı değiştiren, ve
terkeden kişinin peşinde koşturan davranış.
-seni sevmiyorum artık bitsin bu ilişki
- nnnasıl yani
- sevmiyorum işte uzatma
-sevdiğini sölemiştin hep
-sevdiğimi sanmıştım ama yanılmışım
-ben sensiz yaşiyamam
-unutursun........
acı + ızdırap + hüzün + alkol + sigara + gözyaşı + yeni duygular + yeni bir aşk + mutluluk + kavga + son..
(bkz:
kısır döngü)
unutursun der gider. sen daha çok sevilmeyi hakediyosun da deyip sözde bi de över. bütün teselliler manasızdır. o anda tek istediğin gitmemesidir. sen az sevilmeye razı, çok sevilme umuduyla avunan olmayı zaten göze almışsındır. iki kişinin iyiliğini bi kişi düşünemez. aşkta ortak iyilik yoktur..
ağlamaktır, hakkında yorum yapacak durumda olamamaktır, kan kaybıdır, ellerin bir süre hep titremesidir, başka bir hayata ama ruhsuz yaşanacak günlere geçiştir, hala sevildiğini hissederek acı çekmektir...
evcil hayvanların sıkça karşılaştıkları, sahiplerinin kınanması gereken durum.
dün gece beraber uyuduğunuz insanın ertesi sabaha yabancı olmanızı beklemesi durumu. sevmemeyi öğrenmeyi öğrenmek zorunda kalmak. bir kişi yüzünden yaşadığınız güven problemini tüm insanlara mal etme hatasına düşmenin temel sebeplerinden birisı...
şimdi durduk yere bu da nereden çıktı diye kendimize sorarız. hiçbir şey yapmamış gibi, her şey güllük gülistanlıkmış da öylesine bitmiş bir ilişki varmış gibi gelir. ama keşke bu kadar kolay ve basit olsaydı. giden gitmiştir. senin de bir süre sonra geç de olsa jetonun düşmüştür. terk edildiğini anlar, kaynar sular boşalır başından. önce nefret duygusu gelişir. sonrasında sakinleşirsin.
ama geri gelecek zaten diye anlamsız bir bekleyiş içine de girersin. hayatına başkaları girer bu aşamada. amacın unutmaktır ancak içindeki ses, sen yine de bekle, nolur nolmaz der. hani sen anlam veremiyordun ya neden bittiğine; işte bir nedenini bulamadığın içindir bu beklemeler. aradan aylar geçer, bir ses alabilmek için harekete geçersin. gelen cevap nettir. gerçekten terk edilmişsindir. ve bir anda silersin. biter içindeki adam, kadın, ruh.
başka terk etmelere, başka terk edilmelere yelken açarsın. ve onu severken yaptığın resimleri çöpe atarsın.
ayrılınılan kişi ile daha az polemik yaşanan ilişki bitme şekli. baş ağrımaması için en ideal seçenektir. baktınız ilişkinin tadı yok; bırakın o terketsin. siz duygularınızla keyfinize bakın.
beklenen son olup, bile bile acı çekme sebebidir. bilinen son madem yaşamayayım diyen ne yapar? önce davranıp terk eder, son aynı son...