the cure

hayatımda tanıdığım bilumum arıza hatunun dinlediği müzik grubu. bir zamanlar çok severdim.

1976'dan bu yana çizgisini yitirmemiş robert smith önderliğinde kaliteli müzik yapan kendi tarzını oturtmuş etkileyici grup.
insan hayatının her döneminde keyifle dinlenebileceğini düşündüğüm söz müzik uyumunun yıllardır değişmeyen adı

(bkz: lovesong)

(bkz: charlotte sometimes)

dünyanın en güzel aşk şarkısının sahibi olan gruptur.love song'u bilmeyen bir insan gerçekte aşkın anlamını bilmio demektir..

ing : ilaç, çare

sly stallonenin oynadığı cobra adlı filmden hatırlarız
-you are the disease, i'm the cure

müzikleri gothic rock veya new wave ile ilişkilendirilmeye çalışılsa da tam olarak sınıflandırılamayan, karanlık tınılı ama umut pırıltılarıyla bezenmiş parçalar icra eden bir ingiliz müzik toluluğunun adı. şarkılarından ful randıman alınması için loş bir odada gece 10 ile sabah 7 arası dinlenmeli, bu sürenin sabah 5-6 arasında kalan bölümünde bir cam açılıp, evdeki tüm ışıklar söndürülüp güneşin doğuşu şarap ve puro eşliğinde seyredilmelidir. bunu ikinci yapışınızdan sonra siz de bir cure hayranı olacaksınızdır.(bkz: robert smith)(bkz: disintegration)(bkz: where the birds always sing)(bkz: in your house)

banner da ne zaman resimlerini görsem tıklama hissiyatı beslediğim,anlamsız bi şekilde heycanlandığım grup
şahsım için müzik denildiğinde akla ilk gelenlerden ve akıldan hiç silinmeyeceklerden biri

2004 yılında çıkardıkları albümün adıdır aynı zamanda.

4 yıl sonra beklenen the cure albümüdür.robert albüm hakkında "eğer bu albümü beğenmezseniz the cure'u beğenmezsiniz" şeklinde konuşmuştur.

(bkz: project curestanbul)

bu sene hayırlısıyla mtv icon olacak grup.

birmingham ın kıyısında yetişmiş, disintegration wish vb birçok albüm ortaya çıkarmış üstün insan topluluğu

bloodflowers adlı parçalarıyla bizi bizden alan, love song'la gönül tellerimizi tir tir titreten grup.

solisti sürekli koyu renk göz makyajı, ruju ve bembeyaz teniyle ortalıkta dolanarak kabus ögesi haline gelmiştir.