the silence of the lambs

(bkz: kuzuların sessizliği)

başrollerinde jodie foster ve anthony hopkins 'in oynadığı başarılı gerilim filmi.

kitabının yanında sönük kalan bir film.

(bkz: hannibal)

(bkz: red dragon)

hannibal serisinin ilk bölümü,
kitabı okuyupta filme bakmayanlara bakmamaları tavsiye edilir..

gelmiş geçmiş en iyi filmler listesinde baş sıralarda var olan, jodie fostera en iyi kadın oyuncu oscarı kazandırmış olan film. karanlık bir odada, yalnız başına izlenince gerilimi oldukça artmaktadır. gerilim filmi, korku filmi arasındaki farkı oldukça güzel yakalamış, insanların suratına kan fışkırtmadan, abartılı efektler kullanmadan da gerebilen bir sinema klasiği.

serinin aslında ikinci kitabıdır.
birincisi red dragon olup kitapta önceki dedektife yapılan atıflar vardır. üçüncü kitap da hannibal'dır.

ne sesli ne de sessiz hiç bir kuzu'nun bulunmadığı bir film.

(bkz: kuzuların sessizliği)

sükunet-i cemaat_ul kuzu

1991 yapımı ayrıca 5 büyük oscarı (film, senaryo, erkek oyuncu, kadın oyuncu, yönetmen) kazanan 3 filmden biridir.
(bkz: one flew over the cuckoo s nest)
(bkz: it happened one night)

dr hannibal senatörle pazarlık için gittiğinde , ikisi arasında geçen diyalog , filmin en unutulmazları arasındadır.
hannibal lecter : söyleyin senatör ,catherine i kendiniz mi emzirdiniz?
senatör : ne?
hannibal lecter :ona kendi memenizi mi verdiniz ?
senatör:evet ..
hannibal lecter :meme uçlarınız sertleşti , öyle değil mi?
(bu arada senatörün adamları dehşete düşmüş , lecteri susturmaya çalışmaktadır .)
hannibal lecter :bir adamın bacağını kesin , sanki bacağı gıdıklanıyormuş gibi hisseder , söyle anne ;catherine i morg sehpasının üstünde gördüğünde senin neren gıdıklanacak ?

jodie foster ın ve anthony hopkins oyunculukları, filmin kurgusuyla aklıma kazınan muhteşem bir film. filmde ilginç bir sahne vardı, onu aktarayım:

hannibal hücresinden iki gardiyanı öldürerek kaçmıştır. bunun sonrasında ise üçüncü katta durmuş orada katliamına devam etmiştir. diğer polisler içeri girerler ve yerde yatan polisi görürler. çok kötü bir haldedir, yüzü parçalanmıştır (hannibalın dişleriyle). acilen ambulansa bindirilir (evet, ambulansa genelde acil binilir). ambulansta ise işin rengi değişir ve yaralı polis birden elini yüzüne atar, parçalanmış yüzünü bir tarafa atar. evet, aslında o hannibal dı. şimdi ben testere filmini bu filmden önce izlemiştim ve orada da benzer bir kurgu vardı (hannibalı görünce testere daha sempatik geldi, çünkü orada en azında maske niyetine kullanılan şey gerçek insan yüzü değildi.). testere filmi çok etkilemişti ancak şimdi düşünüyorum da daha önceden çekilmiş bu filmde ve öncesinde kitapta benzer sahne yapılmış. dikkatimi bu çekti. (bkz: hayal kırıklığı), (bkz: saw)

jodie foster her daim takdir ettiğim oyunculardandır. filmin başında performansı biraz zayıf gelmişti ancak filmin bütününe baktığımızda yine muhteşemdi. bir de hannibal a değinmek istiyorum ki burada anthony hopkins in yanlış bir tercih olduğunu düşünüyorum. şöyle ki; anthony hopkins daha sıcak, daha oturmuş karakterleri canlandırmaya uygun bir profil çiziyor. filmde clarice (jodie foster) ile arasında geçen değişik bir iletişim de anthony hopkins in kesip doğramaya değil de tabir-i caizse babacan tavırlarda daha şık duruyor. bu iki karakter birbirlerini takdir etmekteler aslında. hannibal ın muhteşem psikanaliz yeteneğine hayran olmamak elde değil. clarice in kararlılığına da.

film an itibariyle imdb en iyi filmler sıralamasında 27. konumdadır. yazanın, yönetenin, oynayanın, emeği geçen herkesin ellerine sağlık.

1991 yapımı jonathan demme'nin yönettiği film. en büyük 5 oscar 'ı alarak oscar grand slam'i tamamlayan 3. ve son film olarak tarihe geçmiştir.