torbacı

1 /
radiance radiance
yurdumun çeşitli köşelerinde simitçi midyeci vb. gibi kişilerin yaptıkları ek iştir..
simitçiden istenebilcek 10gr simit olayı çözümlemekte pek bir etkili olabilir
himmelfahren himmelfahren
insan kaynakları departmanında çalışmak isteyen biri bu sektröde staj yapabilir zira inanılmaz bir insan giriş çıkışı vardır genelde 18 yaş altını çalıştırırlar ki hapiste çok yatmasınn. inanılmaz bir personel devinimi var
-ahmet nerde
-metris dinlenme tesislerinde abi
dünyayı kurtaran adam dünyayı kurtaran adam
plastik sektörünün alt dallarında poşet, torba üretenlere verilen isim. özellikle istoç, hadımköy taraflarında birçok ismin önüne bu kelime getirilerek lakap gibi kullanılır. yoğurt ve sütçülere plastik kap üretenlerin lakabı ise daha ilginçtir.

(bkz: kovacı)
cokciddiyimaslında cokciddiyimaslında
arkadaşım, dostum, kardeşimdi. artık eskisi gibi değiller. cumartesi pazar tatil yaparlar. ararsın kafasına göre açarlar, açmazlar gelicem der gelmezler. hasta ediyorlar. götleri kalktı ipnelerin.
dumrul dumrul
son iki sayıdır yeni harman dergisinde röportajı yayımlanan meslek grubudur. torbacıları şahsen sevmem. sevene karışmasam da kendi adıma ottan mottan nefret ederim ama röportaj serisi fazlasıyla başarılı ve eğlenceli olmuş mutlaka okuyun.
kirke halanız kirke halanız
hiç unutmam,tamamen yasal sebeplerle telefon görüşmesi yapmak zorunda kaldığım bir tanesi "mahallede adımızı torbacıya çıkarmışlar,biz zaten kurtuluş'ta oturuyoruz,dolapdere değil orası" demişti. eh be ablacım, yedi cihan biliyor da benim derdim bu değil ki" diyemedim. ben üzülüyorum aslında. çünkü en alakasız mevzuda bile sürekli bunlar üzerinden ya da işte etnik aidiyetleri üzerinden savunmaya geçiyorlar. roman derneğiyle bi proje yapıyordum zamanında, ve muhtelif insan tanıdım. bütün uyumsuzluğum, asosyalliğim, sosyal fobime rağmen, çogzel diyaloglar geliştirebildik. öyle ki evlerine misafir oldum, düğünlerine gittim falan fistan. fakat gelin görün ki ucu kendi yaşam alanıma dokunmaya başladığında pes ettim sanıyorum. ya da gerçekten bu seferki farklı. uzun zamandır i̇stanbul'un oldukça merkezi bu yerinde ikamet ediyor sayılırım. bir sokak aşağımızda kalabalıkça bir aile var. bu arkadaşlar ne zaman geldiler, ne zaman kolonileştiler takip edemedim zira kendilerinde önce son derece sakin bir ortam mevcuttu. neyse, yapacak bir şey yok, o da bi yer bulup yaşamak durumunda nihayetinde fakat üzülerek belirtmeliyim ki ben böyle bir şey görmedim... koskoca mahallede niye kimse bir şey yapmıyor (daha doğrusu yapmışlar ama bir yerlerde bi arka çıkan varmış sözde) anlamıyorum. ne yaptıkları, nasıl geçindikleri,illegal geçmişleri zerre umrumda değil. beni huzursuz etmediği sürece bunlara müdahale etmek de benim işim değil. bu çok basit bir örneği fakat an itibariyle olduğu gibi uykumdan edilmemek istiyorum mesela. arada bi ehlileştikleri dönemler oluyor, o zaman bi liboşluğum tutuyor, diyalog olaylarını mı örgütlesem diyorum ama " zaten gideceğiz", "zaten yaşlı ve tahammülsüz bu insan oldum" diye salıyorum artık.bir hışımla bu kadar yazdım fakat imam osururken biz cemaat naapsın? yani olay sadece bu arkadaşlarla alakalı değil şüphesiz. devlet bana diyor ki: bi tane bokum gibi ağaoğlu sikkoland konutlarında sekiz artı bir daire bulup gömülün, sonra da üreyin. junior pelinsu'larınız, sümeyyenaz'larınız, berkecan'larınız raad ve güvende olsun. biz de şehrin dokusunun, tarihinin, kültürünün içine edelim, yaşam alanı bulamayan, iş bulamayan suça itilsin, iyice yabanıllaşın, işte geri kalan da başının çaresine baksın vs vs.
1
dumrul dumrul
"konya'da, uyuşturucu operasyonunda durdurulan otomobilde 25 kilo eroin ele geçirildi. araçtaki kuryenin narkotik şube polisi m.b.y.'nin olduğu, talimatıysa adana başsavcılığı terör suçları soruşturma bürosu'nda görevli savcı osman yarbaş'ın verdiği belirlendi."

https://www.diken.com.tr/teror-savcisi-uyusturucu-baronu-polis-kurye-cikti/

diyelim ki siz uyuşturucu işine gireceksiniz. kurye olarak kimi seçersiniz? polise gidip "abi ben uyuşturucu işine girecem bana kuryelik yapar mısın?" demek aklınıza gelir mi? ya da eroin menbaınız var. savcıya gidip o işi organize etmesini ister misiniz?

istemezsiniz çünkü işin içinde olmadığınız için polisin savcının işinin böyle şeylerle mücadele etmek olduğunu zannediyorsunuz.

ama bu adamlar işin içindeler. bu işlerin hiç de sizin zannettiğiniz gibi olmadığını biliyorlar. buna benzer çok olay biliyorum. bana çarpıcı gelen tek çete yıllar önce ortaya çıkan kapkaç çetesiydi. 8 tane polis sahipsiz çocukları kaçırıp işkenceyle kapkaça zorluyorlardı. yani azıcık düzgün olma ihtimali olan bir polise böyle bir çeteye katılma teklifinde bulunabilir misiniz? ya da teklif ettiğiniz bütün polisler çeteye katılmış olabilir mi? bir tanesi de tırsıp "yok ben öyle şeyler yapamam abi" dememiş midir?

ne demek istediğimi anlıyor musunuz? başka birine olta atmak riskli olmayabilir ama polise savcıya böyle bir işi teklif etmenin normalde çok riskli olması gerekir ama değil. çünkü bizim gördüklerimiz, bildiklerimiz, haberlerde duyduklarımız buzdağının görünen yüzü.
5
sihirlimantar sihirlimantar
sigarayı gazete kağıdıyla alan bir neslin evladı olarak biliyorum ki bu buzdağının görünen kısmı.
daha neler var neler...
dünya üzerinde en çok getirisi olan ve sadece cashlerin konuştuğu üç işten birisi uyuşturucu ticareti.
diğeri de kadın ve silah.
türkiye bu üç işin de üçünü dolu dizgin yapan bir ülke.
milletvekilinden savcısına hakiminden polisine herkes.
baskın yapılan mahallelere ilk önce haber gider. yarın sabah baskın yapacağız bize göstermelik biraz mal verin bir de üç beş günah keçisi sonra yine devam edersiniz ticaretinize.
tabii bizi de görmek şartıyla! yok öyle bir dünya...
bu 90'lardan belki de 80'lerden beridir böyle.
alıştık be anam alıştık. en kötüsü de bu ya alıştık.
dumrul dumrul
dün paylaştığım haberin ana kaynağı sabah paçavrasıydı. paçavraya ve benzerlerine tıklamayayım diye haberin orijinaline bakmamıştım. meğer olay benim burada paylaştığımdan çok çok daha ilginçmiş.

birincisi, torbacı narkotik polisi 30 ekim 2021'de yakalanmış. kullandığı araç savcıya aitmiş ama akp'nin hakimler ve savcılar kurulu adamı açığa almak için tam 6 ay beklemiş. çete elebaşı savcının tutuklanması için ise 8,5 ay beklemişler.

başka? uyuşturucu çetesinden bir değil dört tane narkotik polisi çıkmış.

bitti mi? tabii ki hayır. "terör savcısı" bir de fetö borsası kurmuş. fetö borsasının ne olduğunu hatırlayanlar el kaldırsın. diyelim ki sen fetöcüsün, senin hakkında hazırlanmış bir soruşturma var. fetö borsasının elemanları adama giderek diyor ki "senin hakkında soruşturma var. şu kadar para bayılırsan seni soruşturmadan çıkarırız. bayılmazsan şu kadar cezan cepte... sonuç olarak da parayı verenin dosyaları kapatılıyor, vermeyen içeri atılıyor. kısacası paralı fetöcüler münasip bir ücret karşılığı aramızda gezdirilirken parasızlar içerde sürünüyor. e biz fetöyü bildiğimiz kadarıyla bunların çulsuz tayfası zaten militan değil. onlar yıllarca erduğan'ın götünün kılıyık, hocaefendinin paspasıyık diye ortada gezip bankasya'ya para yatıran, zaman'a ve sızıntıya aboone olan, örgütle başka bir ilişkisi de olmayan tipler.

dünkü soru ise ortada duruyor. bu savcı kaç polise bu işi teklif etti. dört polise teklif edip dördünden de olumlu cevap aldıysa oturun bunun anlamını düşünün. yok daha fazla polise teklif etti ve sadece dördünden olumlu cevap aldıysa diğerleri yine bokun içinde kalıyor. biri de işini yapmamış oluyor.

e ne olacak ki? bunların en üst derece sorumlusu olan sülü'nün birlikte poz vermediği bir tane mafyacı, bir tane uğursuz, blr tane şerefsiz mi var? çürümenin, organize leşliğin zirvesinde, ortalığı bok kaplamış bir ülke burası.
1 /