türk

1 /
oldz oldz
savaşçı bir ırk, asil bir ırktır, özgürlüğüne düşkündür gelin görün ki kültür bombası onuda yavaş yavaş kemirmiş ve kirlenen ırklar sayfasına adını usulca yazmıştır.
azureel azureel
gösterince insanları ürkütme potansiyeline sahip, dağ delebilen, düz duvara tırmanabilen, tamamını üstün insanların oluşturduğu ırk.
favorius favorius
bir tanesi dünyaya bedel olan, ama bir araya gelip toplaştıkça bu değerlerini kaybeden ve nihayet hepsinin bir tane japon'a eşit olduğu dünya üzerindeki en garip ırk.
cellman cellman
ispanya'ya giden bir vatandaş orada kiliseleri gezer. gezi sırasında kilisenin içine gömülmüş olan aziz mezarlarını fark eder. oradakilere sorar:
+ ne yapmış ki bunlar aziz olmuşlar?
- türklerle kahramanca savaşmış ve bu uğurda ölmüşler
+ hadi yaa, ben de türkiye'den geliyorum
- olabilir ama bu azizler senin gibilerle değil, devasa boyutta, deli gibi savaşan insanlarla savaştı ve öldüler
fidelmiyo fidelmiyo
iki arada bir derede kalmış ırk. köprü değil mi türkiye doğu ve batı arasında? unutmayalım ki köprü ne sağa aittir ne sola.
doğu ve batı arasında yalpalayan ırk. kopmuş kültür. 700 senelik tarihini unutmak isteyen, kendisi unutunca avrupalı da unutur diye düşünen uyuyan dev. colin powell ılımlı islam cumhuriyeti deyince apışan ırk. meksika yı nafta ya aldılar doğru, ama bizi almayacaklar avrupa ya. olmaz. . .700 sene gırtlak gırtlağa savaşmışız.
tanzimat fermanı ile "avrupalı olduk," diye sevinç naraları atan o zaman avrupanın yüzde yirmibeşine sahipken alınmaktan ziyade parçalanan ama hala trakyacığıyla avrupa yalakalığına devam edip hayal kurmaktan bıkmayan ırk. atatürk yaşasaydı kesinlikle böyle olmazdı.
bınar bınar
tek tek bireylerin başarısızlığı, soysuzluğu, gavur özentiliği, iki kültür arasında sıkışıp kalmışlığı, bi ülkenin kökenine, bağlarına, kültürüne, arasına, deresine laf ettirmeyi meşru kılmaz dedirten, türkiye olarak avrupa birliğine girmek için saçmalamaması gereken soy..
leftwinger leftwinger
bu başlık mâalesef lüzumsuz faşist öğeler içeren girilere zemin hazırladığı için çok gereksiz olmuş. millet mefhumu hakkında kolayca atılıp-tutulacak kadar önemsiz ve afâki bir konu değildir. akl-ı selim sahibi insanlar da gerek bu konuda, gerekse bir birikime ihtiyaç duyulan benzeri bir diğer konuda her yerde öylesine konuşacak kadar fütursuz olamazlar. irk kelimesinin çağrıştırdığı anlam antropologların hareket sahalarının dışında mânalara manipüle edildiğinden, millet ve medeniyet teşekkül edebilmek gibi asırlara mâl olan insanlık mirasının ifade ettiği muazzam içeriği hiçe sayan bir yerde durduğundan, insanlar arasında insafsızlığın ve itidal eksikliğinin sivrilmesinden başka bir işe yaradığını görmemişizdir. (en azından biz türkiye'de yaşayanlar).
azureel azureel
günlerden bir gün arkadaşlarımızla kafa kafaya verip, age of empires 2'de 1'e 7 hardest denemelerimizden birini gerçekleştiriyorduk. haliyle 20 dakikada telef edildik ve adamların gelişim eğrilerini ayrıntılı olarak gözlemlemek için oyunu gözlem modunda baştan itibaren izledik.
haritada* herkes çok güzel ilerlerken, bir tanesi hep farklı gelişiyordu; tarlaların yerleşiminden sayısına, odunculardan domuz/geyik kesen avcılara kadar hepsi darmadağın town center'ın çevresinde koşuşturuyordu, ilk 5 dakikaya hızlı giren bu sarı renkli kavim, sonradan durgunlaştı. aoe alimi, hayal gücü hayvanı favorius, engin yorumunu yapmıştı: "bu kesin türktür".
ve evet, inadına haritadaki 6 yapay zeka*dan farklı gelişen, çarpık kentleşmeden, düzensiz nüfusa, olabilecek tüm salaklıkları bünyesinde barındıran bu ırk, türklerdi.
hayırdır inşallah, "herkes gider mersine biz gideriz tersine" lafımızı duymuş olmalı oyunun yapımcıları da, ki türkleri böylesine "aleme tezat" geliştirmişler.
düzen ve kargaşa düzen ve kargaşa
"bu ülke, dünyanın beklemediği, kesinlikle ummadığı bir müstesna varlığın yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. bu sahne en aşağı yedi bin yıllık bir türk beşiğidir. beşik doğanın rüzgarlarıyla sallandı. beşiğin içindeki çocuk doğanın yağmurlarıyla yıkandı. o çocuk doğanın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından önce korkar gibi oldu sonra onlara alıştı. onları doğanın babası tanıdı; onların oğlu oldu. türk oldu. türk budur. yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir."

gazi mustafa kemal atatürk
1 /