türk sanat müziği
aşkın
can yoldaşıdır.
yalnızlıktan bunaldığınızda sığınırsınız şarkılara, yalnızlığınızı göz yaşlarınız, şarkılar ve yıldızlarla paylaşırsınız.
gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar,
yeryüzünde sizin kadar yalnızım.
bir haykırsam belki duyulur sesim.
ben yalnızım, ben yalnızım, yalnızım.
sonra bir gün o çıkar karşınıza. birdenbire girer yalnız yüreğinizin en derinine. onsuz geçen günlerinizi yaşanmamış sayar, hem ona hem kendinize sorarsınız şarkılar eşliğinde bugüne kadar nerede olduğunu.
bir bahar akşamı rastladım size
sevinçli bir telaş içindeydiniz
derinden bakınca gözlerinize
neden başınızı öne eğdiniz..
içimde uyanan eski bir arzu
dedi ki yıllardır aradığım bu
şimdi soruyorum büküp boynumu
daha önceleri neredeydiniz..
çapkınlığınız dillere destandır. i̇nanmak istemez sevginize. seviyordur ama güvenmiyordur. eski aşklarınızın geçmişte kaldığını onun tek ve özel olduğunu anlatırsınız şarkı mısralarında. sevmesi yeterlidir sizin için, sevginin adı kardeş sevgisi bile olsa.
ne olur güzelim sevsen beni
yar deyip de sinene sarsan beni
bir gün öldüreceksin gibi
en sonunda sen beni
dalgalandım da duruldum
koştum ardından yoruldum
binlerce güzel sevdim de
en son sana vuruldum
yaktın yıktın kül ettin
erittin beni
mecnuna döndürdün
mahvettin beni
aşık gibi sevmezsen
kardeş gibi sev beni
aşkınız kavuşulmaz aşklardan olmuştur. siz seversiniz o sever ama farklı nedenler kavuşmanızı engeller. sığınağınız yine şarkılardır.
gönlümde açmadan solan bir gülsün
her zaman yalnızım her zaman üzgün
beklerim yolunu aylar boyunca
yeter ki gel bana senede bir gün
ağarsın saçlarım, solsun yanağım
adını anmaktan yansın dudağım
bu aşka canımı adayacağım
yeter ki gel bana senede bir gün.
ayrılık vakti gelir ardından bakarsınız başınız öne eğik. ağlamayacaksınızdır. i̇çiniz kan ağlasa da ona hissettirmemeye and içersiniz.. ama dayanamazsınız. bir damla yaş süzülür yanaklarınızdan. ve kızarsınız kendi kendinize bir iç hesaplaşma başlar yüreğinizde.
hani o bırakıp giderken seni
bu öksüz tavrını takmayacaktın
alnına koyarken veda buseni
yüzüme bu türlü bakmayacaktın
gelse de en acı sözler dilime
uçacak sanırdım birkaç kelime
bir alev halinde düştün elime
hani ey gözyaşım akmayacaktın
onsuz bu şehir yaşanmaz olmuştur. her yer, her iz onu anımsatır, onu ararsınız her köşede.
bu akşam bütün meyhanelerini dolaştım istanbul' un
seni aradım kadehlerdeki dudak izlerinde
canım doya doya sarhoş olmak istiyordu
seni aradım kadehlerdeki dudak izlerinde
zaman geçer. bir gün yolda ortak bir dosta denk gelirsiniz. ümitle sorarsınız. acaba o da unutamamış mıdır? sizi, sizin onu düşündüğünüz kadar arıyor ve anıyor mudur? ve dostunuz acıyla bakar gözlerinize. o zaman anlarsınız ki; o, sizin onu sevdiğiniz kadar sevmemiştir sizi. o duymasa da siteminizi dökersiniz mısralara.
duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini
yazık olmuş o gözlerden sana akan yaşlara
bir zamanlar sevginle ateşlenen başımı
dizlerinin yerine dayasaydım taşlara
hani bendim yedi renk hani tende can idim
hani gündüz hayalin geceler rüyan idim
demek ki senin için aşk değil yalan imiş
acırım heder olan o en güzel yıllara
bu sitem hem ona hem de yüreğinizedir. hak etmeyen değeri verdiğiniz için.