türkiye nin geldiği nokta

1 /
driving einstein driving einstein
ülkede sadece okuma itibarsızlaştırılmadı... trajik boyuttaki işsizlik normalleşti ve asgari ücretle geçiniliyor yalanıyla çocuklara asgari ücretle çalışmak geleceğiniz denildi...
1
ila ila
herkes anne-babasından ya da diğer aile büyüklerinden dinleyebilir aslında 20 yıl, 30 yıl, 40 yıl ve daha öncesinde bu ülkenin yaşadığı sefalet ve karanlığı. o zaman gelinen noktayı daha iyi analiz edebiliriz sanırım.
oley oley
küçük şehirlerde çok sayıda afgan var. herkes parasına bakıyor. mobilyacı, ikinci elci, nakliyeci, tekstil atölyesi, su dağıtımı yapan yerler, lokanta ve kafeler(mutfak ve bulaşık) ucuz diye afgan çalıştırıyor. sırf sigorta ödemese zaten çalışan başına 5879-4253=1626 lira kar ediyor. daha ucuza çalıştırdığını düşünürsek afgan başına kar 2000 lirayı bile buluyor. yanında 5 tane afgan çalıştıran nakliyeci sırf bu şekilde 10 bin tl havadan kar ettiği sürece bu mülteci sorunu çözülmez. kaçak işçi çalıştıran her işletmeye cok ciddi ceza kesilmesi gerekir. bi ihbar hattı yeter diye düşünüyorum.
atkısıyla dolaşan adam atkısıyla dolaşan adam
12 eylül sonrası halkın pasifleşmesi ve edilgenleşmesi, devletin baskısını omuzlarında hissettikçe mantıklı düşünme yollarının tıkanması, bir yandan da küreselleşme ve lüks tüketime alışmanın etkisiyle "su akar yolunu bulur" moduna girilmesi, konfor için özgürlükten feragat edip konforundan da olunca nihayet aklının başına gelmesi(ya da gelmemesi)… neticesinde türkiye'nin intikal ettiği varsayılan noktadır. özünde türkiye hep buydu, sadece konforları bozulan insanlar bunu yeni yeni fark ediyorlar. (kısmi) konforlarını kazandıkları zaman eskisi gibi sıkıntıları görmezden gelmeye devam edeceklerdir.
okuzabi okuzabi
ulaşılmasında halkın da parmağı olan noktadır.

oportünist ve her fırsatta patronaja bulaşmaya meyilli bir halkız.

en muhalifi bile iş bulma adına iktidara yanlarken şikayet etmek abestir.
1 /