türkiyenin sömürge ülke olması

sihirlimantar sihirlimantar
rahmetli oktay sinanoğlu bunu zamanında bi lale'ye anlatır gibi anlatmış.
bakınız;



bu sömürülen halimizi kabul etmeyen arkadaşlarım var benim. anlatıyorum anlamıyorlar.
inatçı bi kişiliğim var aslında onlar anlayana kadar anlatmaya devam edeceğim. biz 1945 senesinden beri sömürülen istimlak edilen bir ülkeyiz. ben sen o bu şu hepimiz istimlak ülkesinin vatandaşlarıyız. öncelikle bunu kabul edelim ve olayların seyrine bir bakalım.

buradan da sizlere sesleneyim istedim. güzelim sözlüğümüzde böyle bir başlık olmaması beni saçma sapan düşüncelere zort etti. evet zort etti.
sıcacık yatağımdan kaldırdı ve klavye başına dikti.
uyuyamadım. uyuyamıyorum. ağır bir insomnia problemi yaşıyorum. günde bazen 1 öğün bazen ise hiç öğün yemek yiyorum. buraları geçelim size ne bunlardan.

ikinci dünya savaşının bittiği tarih olan 1945 senesinde herhangi bir tarafta olmamamıza rağmen tek bir kurşun dahi atılmadan ülkesini kaybeden tek milletiz. bunu da zaten bizden başka bir millet başaramızdı. oktay sinanoğlu anlatımı ile 1945 senesinde türkiye'de cereyan eden bazı olayları karşılaştıralım hemen.

-3 ocak 1945 - türkiye, japonya ile ilişkisini kesti.
-23 şubat 1945 - türkiye, almanya ve japonya'ya savaş ilan etti.
-15 nisan 1945 - zeytinyağı karneyle satılmaya başlandı.
-2 eylül 1945 - ikinci dünya savaşı sona erdi.

altıncı yılını geride bırakmış bitmeye yakın bir dünya savaşına katılmak için bu kadar acele etmeseydik keşke. biraz daha bekleyebilirdik. amerika, ingiltere ve sovyetler birliğinin yalta konferansında aldıkları karar neticesine göre almanya ve japonya'ya savaş ilan etmiş olsak bile bu konunun istimlak edilmiş olmamız ile bir bağının olduğunu düşünüyorum. dönemin devlet başkanı ismet inönünün yine aynı yıl içerisinde yaptığı çok partili döneme geçiş konuşmasını da tamamen buna bağlıyorum.
(bkz: ismet inönü 19 mayıs 1945 tören konuşması)
1946 yılında türkiye cumhuriyeti'nin ilk çok partili genel seçimi yapılmıştır. (bkz: şaibe seçim)
8. yasama dönemi ile ipin ucunu amerika'ya bir veriyoruz bir daha da geri alamıyoruz.


eeyyyyy ameriga sen kimsin yaa diye böğüren uzun adam yirmi bir senedir onlar ne derse yapıyor. sadece o değil gelen, gelecek olan, geçmiş olan herkes ne derlerse yaptılar. yapacaklar. yapmak zorundalar. başkanlık sistemi zaten direkt olarak amerikanın planıdır. bununla ilgili de bir makale vardı fakat bulamıyorum. bileniniz duyanınız varsa paylaşırsa sevinirim.
1945 senesinde bir kurtuluş savaşını daha kaldırabilir miydi bu millet?
bilemiyorum...
bağımsızlığımızı ilan etmek için artık çok geç diyebilir miyiz?
bunu biliyorum...