kapitalizmin bir gelişim evresi olan
emperyalizm çağında ortaya çıkan merkezileşme ve eşitsiz gelişimin sonucunda ortaya çıkmış olan ulusal eşitsizliklere ilişkin sorunları çözmeye yarayan bir siyasal taktik. ulusların kaderlerini tayin hakkı( bundan sonra ukth olarak adlandırılacak) içerisinde eşitsiz gelişimi gidermeye yönelik bir formülasyonu taşımakla beraber kapitalizmin kendisinden ortaya çıkan emek ile sermaye arasındaki çelişki gibi doğrudan bir sorun olmaması nedeniyle ucu açık bir meseledir. ukth, wilson ilkelerinde olduğu gibi
self determinasyon şeklinde ifade edilebileceği gibi
marksist bir yaklaşımla ezilen ulusların ezen uluslardan ayrılarak emperyalizmi daha hızlı bir biçimde çözülmesi şeklinde de ifade edilebilir.
bu uzun girişten sonra ulusal sorunlara komünistlerin bakış açısını aktarmak gerekiyor. ancak meselenin çok detaylı ve üzerine kitaplar yazılacak kadar uzun olması nedeniyle olayları tek tek parametler halinde almamakta fayda var. o nedenle bu yazı yalnızca marksist klasiklerin ve özellikle lenin'in ifadelerini buraya aktarmakla sınırlı kalacaktır. ulusal soruna dair bir yazı ise daha kapsamlı, her türlü görüşü içeren bir biçimde ele aldıktan sonra günümüz dünyasına dair bir takım aktarımlar yapılabilir. bu sınırlı alanda yapabileceğimiz tek şey ise bir kaç aktarım yapmakla sınırlıdır.
ulusal sorun ve bu sorunun çözümüne dair komünistler her ülkede ve pek çok zaman diliminde pek çok şey yazmış, çizmiş ve somut adımlar atmıştır. sadece teoriye dair adım atmamış aynı zamanda ezilen ulusların da sesi olmayı başarmışlardır. ancak biz şimdilik burada teorinin bir iki parçasını aktaracağız. bu nedenle ulusal sorun ve ukth deyince akla ilk gelen lenin'den aktarmakta fayda var. lenin'in
bundcular ile yaptığı bir tartışma esnasında şunu ifade etmektedir: " kapitalizm, gelişmesi sırasında, ulusal sorun konusunda iki tarihsel eğilim gösterir. birincisi, ulusal yaşamın ve ulusal hareketlerin uyanışıdır, her türlü ulusal baskıya karşı savaşım, ulusal devletlerin yaratılmasıdır. ikincisi, uluslar arasında her türlü ilişkilerin gelişmesi ve çoğalmasıdır, ulusal çitlerin yıkılması ve sermayenin, genel olarak iktisadi yaşamın, siyasetin, bilimin vb. enternasyonal birliğinin yaratılmasıdır. " ( ulusal sorun üzerine eleştirel notlar, v.i. lenin, 1913, s: 9) bu leninizmin ulusal sorunun gelişimine dair görüşünü net olarak ifade eden bir cümledir.
bu gelişimi ortaya koyduktan sonra lenin komünistlerin bu sorun üzerindeki siyasal çizgisini şöyle ifade ediyor: " kim ulusların ve dillerin eşitliğini tanımıyor ve savunmuyorsa, kim her türlü ulusal baskı ya da eşitsizliğe karşı savaşmıyorsa, o, marksist değildir. bundan hiç kimsenin kuşkusu yoktur." ayrıca ekliyor:" ama şundan da hiç kimsenin kuşkusu olmaması gerekir ki, başka bir ulusun marksistini "ulusal özümleme" fikrine sahip çıkmakla suçlayan sözde-marksist de, gerçekte basit
küçük burjuva milliyetçisinden başka bir şey değildir" ( ulusal sorun üzerine eleştirel notlar, v.i.lenin, 1913, s:9) yani buradaki püf nokta ulusal sorunda sosyalist bakış açısı diğerlerinden oldukça farklıdır. ayrıca lenin aynı eserinde işçi sınıfının her türlü siyasi ve ekonomik yapıda her türlü ulustan yapısıyla birlikte örgütlenmesini öneriyor.
lenin aynı dönemde pek çok yazdığı makalede ukth'yi ısrarla savunmuştur. ancak ukth'yi marksizmin ana unsuru haline getirmemiştir. ulusal sorunun çözümünde her türlü siyasal, kültürel ve ekonomik eşitsizliklerin giderilmesini savunurken ukth ile ilgili görüşünü şöyle ifade etmektedir: " ulusların kaderlerini tayin hakkı dahil, demokrasinin çeşitli istemleri mutlak şeyler değildir, bunlar, dünya demokratik hareketinin (bugün sosyalist hareketinin) tümünün bir parçasıdır. bazı somut durumlarda, parçanın, bütün ile çelişkiye düşmesi olasılığı vardır; o zaman parça atılır. bir ülkedeki cumhuriyetçi hareket bir başka ülkenin entrikalarının aleti olabilir ve bu işe kilise, mali çevreler ya da kralcılar katılabilir; biz o zaman, bu somut hareketi desteklememekle görevliyiz, ama bu bahane ile uluslararası sosyal-demokrasinin programından cumhuriyet sloganını silmek gülünç olur. " ( ulusların kaderlerini tayin hakkı üzerine bir tartışmanın özeti, v.i.lenin, 1916, s:24) buradan da görüleceği üzere ukth kesinlikle mutlak bir doğrultu değil, uygulanması gereken şey özün bütüne uygulanmasıdır. başka da bir şey değil.
toparlamak gerekirse ukth pek çok açıdan ulusal sorunun çözümünü ifade etmekle beraber ukth mutlaklaştırılan bir siyasi başlık değildir. ulusal sorun her türlü şekilde komünistlerin çözmesi gereken bir sorundur. ancak buradaki temel meselemiz her türlü ulustan işçilerin birbirleri arasındaki düşmanlıkları yok ederek ortak örgütlenmelerini yaratmalarıdır. burada aktarılan ifadeler yalnızca giriş maksatındadır. dahası
lenin'in belkide bu ifadeler ile ters düşecek kimi ifadeleri olabilir veya başka marksistlerin. aynı şekilde ukth marksistlerin tekelinde bir meselede değildir. ancak burada ana aktarılmaya çalışılan şey olayın özüne ilişkin komünistlerin bakış açısıdır. günümüze dair tartışmalar ise bir başka yazının söz konusudur.