gökhan kırdar'ın "tutunamadım" albümünde yer alan güzel şarkı.
bıraksan da elimi
sevgim bana yeter
susarım öpüşüne
avunurda söylemem
belki yalandır oyundur
derim ya, yine de korku basar
yazık ki ağır ağır
çökmüş yüreğine
nefret değil mi bu
yalan sevişmeler
sen değilsin sanki yarısı
yatağımın
üşürüm sarılsam bile
isyanım yanışıma ölüm bile
susuyor
ardına dönüp giden sen misin
a kadın
gururum yere düşer
yeter ki bak yüzüme
üstüme basıp geçme
yar
yerine sevemem kadar bilinmemesi yazık olan
gökhan kırdar şarkısı.
yabancı damat adlı dizinin kapanış şarkısı olarak da bilinir. kısaca "yerine sevemem 2" olarak da adlandırılabilir.
kesinlikle mükemmel bir gökhan kırdar şarkısı.. herkes dinlememeli, eskimemeli..
bünyelerde bağımlılık yapma potansiyeli oldukça yüksek olan bir şarkı. bir kere dinlemeye başladığınızda bırakamıyorsunuz.
türkçe müzik dinleten ender insanlardan olan gökhan beyin, mükemmel şarkılarından sadece biri.
aşktaki gururu çok özel ve güzel bir biçimde anlatan şarkı. kişinin hayatında bazı yaşanmışlıkları varsa gece yarısı yatakta dinlerken kişiyi ağlatabilir.
gururum yere düşer yeter ki bak yüzüme
bundan daha güzel sevgi belirteci bir söz olabilir mi?
bir bütün gibi duran, bir taneymiş gibi kokusu bile karışmış, sıcak, birbirine dolanmış iki bedenin çok sonra bir caddeden, bir sokaktan veya bir koridordan geçerken bir diğeri yokmuş gibi değmeden, bakmadan geçmesi ne kadar üzücü bir yokedicilik... bunu içine sindirebilmek, o sokaktan yürüyüp yoluna devam etmek, o sokakta hiçbir hüzün bırakmamak ne yazık ki mümkün değil. zamanın dinlendirici, avutucu azaltıcı etkisinin bile her şeyi bir yere kadar yokedebileceğini geçte olsa öğrenip, o sokaktan öylece çıkamıyacağını bilmeli insan. yanından geçen yabancının yüzüne bile bakmadığında, hayatından artık geçip gitmiş olsada içinde bıraktığı ayak izlerinin hatrı kırlacaktır muhtemelen seni de kıracaktır. nereye kaçarsan kaç aynı gökyüzü altında olma mecburiyeti vardır ve ne kadar istemesende bir gün seni o sokağa sürükler,ittirir, götürür ve bir zaman bedeninin parçası gibi hissettiğin bir gölge yanından geçip gittiğinde herşeyin rengi kaçar.
gururum yere düşer,
yeter ki bak yüzüme,
üstüme basıp geçme yar....
nasıl olurda o arasında hava kabarcığı bile kalamayacak gibi sımsıkı ellerin arasında çin seddi gibi bi duvar örülür, üstelik sadece hissi engeller, görürde gördüğünle kalırsın. nasıl olurda o an orda istese durup her şeyini verebileceğin birinin yüzüne bile bakmadan geçip gidersin, bakmadığın halde ezbere bildiğin o yüzün sana neler yaptırdığını ve yaptırabileceğini bildiğin halde kendini nasıl bu kadar kolay kandırırsın...
üstüne basıp geçtiğinde orda kalan ve dönüp hiç bir zaman alamıyacağın eski sevgilerin ve eski sevgililerin zamanla silinen ama hep lekesi kalan izleri kadar acıtan şey azdır heralde, o kadar eskimek içini yakar ama yoluna devam eder, belki beş dakka sonra unutur, içinde sızlayan ayak izleriyle kalırsın......
bir rica ya da acımasız sevdiceğe olan yakarışı dile getiren dinledikçe hatta hatırladıkça bile sizi bunalıma sokma potansiyeli olan defalarca dinlenilesi gökhan kırdar şarkısı.
"ardına dönüp giden sen misin
a kadın
gururum yere düşer
yeter ki bak yüzüme
üstüme basıp geçme
yar"
o çok sevdiğiniz güvendiğiniz sevdiceğinizin yaptıklarına akıl sır erdiremediğinizde, bunu yapan bana bunları söyleyen o mu gerçekten diye düşündüğünüzde aklınıza gelen şarkı.
"ben ne yaptım ki sana, bana bunları layık gördün? beni bu kadar seven sen; bunları yapan gerçekten de sen misin???"
ilk cümlesinden kalitesini belli eden şarkılar vardır ya.
gökhan kırdar yapmış yapacağını.
"
bıraksan da elimi sevgim bana yeter"
giriş kısmındaki ud taksimi ile beni darmadağın eden parça o taksimi çalan üstadın parmakları sanki udun tellerine değil de benim yaralarıma dokunuyor.
bütün sözleri insanı derinden etkileyen şarkı. ancak "isyanım yanışıma ölüm bile susuyor" cümlesi vardır ki akıllara zarar. bu kadar güçlü bir ifade hele hele günümüz şarkıları arasında ender rastlanan cinsten.
isyanım yanışıma ölüm bile susuyor...
bıraksan da elimi sevgim bana yeter
susarım öpüşüne avunur da söylemem
belki yalandır, oyundur derim ya
yine de korku basar
yazık ki ağır ağır çökmüş yüreğine
nefret değil mi bu, yalan sevişmeler
sen değilsin sanki yarısı yatağımın
üşürüm sarılsam bile
isyanım yanışıma ölüm bile susuyor
ardına dönüp giden sen misin a kadın
gururum yere düşer yeter ki bak yüzüme
üstüme basıp geçme yar...
kesinlikle hiçbir zaman eskimeyecek...
...yazık ki ağır ağır çökmüş yüreğine
nefret değil mi bu
yalan sevişmeler..
sen değilsin sanki yarısı yatağımın
üşürüm sarılsam bile...
başka kelam etmeyeceğim.
bi 10-15 sene sonra şimdi yerine sevemem için ne hissediyorsa bu toplum, aynı hisleri bu parça için hissedecek. nasıl bi girişi var, tonlarca kez dinledim hala çözemedim arkadaş ya.
'' dur '' diyecek duruma gelirseniz birine hiç ağzınızı açmayın, bu çalsın bi köşede.
klibi ile müstesna bu güzel şarkı ne zaman dinlense sanki bir yıldız kayacak gibi. sanki biri gidecek, biri kalacak gibi. gökyüzünden yere doğru usul usul kırmızı bir şal bir çift ayağın önüne düşecek gibi.. çok güzel, çok içli. gökhan kırdar'ı özleten şarkı.