
#18082637 ·
· 2245
etkisini hayatın hemen her alanında hissettiğimiz, türkiye'nin en büyük kangrenidir. bunu bir kenara not aldıktan sonra neden ve ne için olduğunu dilim döndüğünce aktarmaya çalışacağım.
vasatizm; yaşam standartlarının genel olarak orta düzey ve altına yerleştiği, toplumun ise bu durumu son derece doğru ve uygun bulduğu bir yaşam biçimini temsil eder.
vasatı norm olarak kabul etmiş toplum eğitimden sağlığa, ekonomiden teknolojiye kadar yaşam kalitesi ne kadar düşerse düşsün ortalama çıtada kaldığı sürece durumdan tatmin olabilir. gemi batarsa batsın, aynı gemide olmak önemlidir bu kişiler için. gemiyi yüzdürmeyi denemek veya geminin neden yüzdürülmediğini, kurtarılmadığını sorgulamak vasatı kabul etmiş güruh için imkansız hale gelir zamanla. sorgulayan kişiler ise vasatın dışına çıktığı için toplum tepkisiyle karşılaşabilir.
vasatizme saplanmış bir toplum için "kendini gerçekleştirme" gibi bir şey söz konusu bile olamaz. her birey elindekiyle yetinmek zorundadır. birey sınırlarını genişletmeye çalıştığı anda çevreleyen toplum lastik gibi gerilerek kişiyi artan bir şiddetle daraltmaya çalışır. böylece vasatist, kaskafa aileler baskılanmış pasif agresif çocuklar yetiştirirken bu çocuklar ise kendi idealleri ve vasat arasındaki gerilim nedeniyle yitip giderler. bir gelecek üretemeden vasatın içine sürüklenir ve bu yengeç sepetine alışmaya çalışırlar.
vasatizme maruz kalan birey emek harcayıp şansın da yardımıyla kendisini kısır döngüden kurtarabilirse kanatlanıp uçar, kurtaramazsa sürekli dünyayı suçlayan ancak hiçbir üretimi olmayan kahvehane müdavimine dönüşebilir.
öğrenilmiş çaresizlik olgusu vasatizmi gönülden benimseyenler için değildir. vasatizmi benimsemiş kişiler vasati standartları zaten son derece uyumlu biçimde karşılar. vasata maruz kalan, içten içe bunu benimsemeyen ancak tembellik veya şanssızlık neticesinde kendisini kurtaramayan kişiler ise öğrenilmiş çaresizlikle tanışır. ne vasati kitlenin ne de kendini gerçekleştirme yoluna gitmiş grubun bir parçası olamaz tam anlamıyla. kişinin içinde biriken nefret, ezilmişlik ve yetersizlik duyguları farklı kanallardan dışarı taşmaya başlar. öte yandan kişi ne kendisini geliştirebilir ne de içinde bulunduğu yengeç sepetiyle mücadele eder. yengeç sepetinin içinde kalıp diğer yengeçleri küçümsemeye çalışan bir surete bürünür. görünen o ki bu büyük bir yalnızlıktır.
bir üretim ortaya koymadan "ağbi elon musk tam bir balon, aziz sancar o kadar da şey değil" diye söylenen ve kendisini "biz dünya lideriyiz" diye tanımlayan grup sürekli vasatın üstüne çıkanları küçültme gayretine girer. dünya algısını küçültmek, birey veya grup için "dünya içinde ne kadar küçük kaldığı gerçeği" ile yüzleşmekten evladır.
vasatizmin etkisi kişilerin komşularıyla ilişkisinden internet üzerinde sergilediği personaya, kariyer hayatından siyasi tercihlerine kadar etki gösterebilir.
sonuç olarak vasatizm; toplumun aynı gemide batmaya mutlulukla razı olurken, gemiyi kurtarmaya yanaşmaması, kurtarma gayreti gösterenlere zorluk çıkarması ve gemiden atlamak isteyenlere ise engel olma çabasıdır.
vasatizm; yaşam standartlarının genel olarak orta düzey ve altına yerleştiği, toplumun ise bu durumu son derece doğru ve uygun bulduğu bir yaşam biçimini temsil eder.
vasatı norm olarak kabul etmiş toplum eğitimden sağlığa, ekonomiden teknolojiye kadar yaşam kalitesi ne kadar düşerse düşsün ortalama çıtada kaldığı sürece durumdan tatmin olabilir. gemi batarsa batsın, aynı gemide olmak önemlidir bu kişiler için. gemiyi yüzdürmeyi denemek veya geminin neden yüzdürülmediğini, kurtarılmadığını sorgulamak vasatı kabul etmiş güruh için imkansız hale gelir zamanla. sorgulayan kişiler ise vasatın dışına çıktığı için toplum tepkisiyle karşılaşabilir.
vasatizme saplanmış bir toplum için "kendini gerçekleştirme" gibi bir şey söz konusu bile olamaz. her birey elindekiyle yetinmek zorundadır. birey sınırlarını genişletmeye çalıştığı anda çevreleyen toplum lastik gibi gerilerek kişiyi artan bir şiddetle daraltmaya çalışır. böylece vasatist, kaskafa aileler baskılanmış pasif agresif çocuklar yetiştirirken bu çocuklar ise kendi idealleri ve vasat arasındaki gerilim nedeniyle yitip giderler. bir gelecek üretemeden vasatın içine sürüklenir ve bu yengeç sepetine alışmaya çalışırlar.
vasatizme maruz kalan birey emek harcayıp şansın da yardımıyla kendisini kısır döngüden kurtarabilirse kanatlanıp uçar, kurtaramazsa sürekli dünyayı suçlayan ancak hiçbir üretimi olmayan kahvehane müdavimine dönüşebilir.
öğrenilmiş çaresizlik olgusu vasatizmi gönülden benimseyenler için değildir. vasatizmi benimsemiş kişiler vasati standartları zaten son derece uyumlu biçimde karşılar. vasata maruz kalan, içten içe bunu benimsemeyen ancak tembellik veya şanssızlık neticesinde kendisini kurtaramayan kişiler ise öğrenilmiş çaresizlikle tanışır. ne vasati kitlenin ne de kendini gerçekleştirme yoluna gitmiş grubun bir parçası olamaz tam anlamıyla. kişinin içinde biriken nefret, ezilmişlik ve yetersizlik duyguları farklı kanallardan dışarı taşmaya başlar. öte yandan kişi ne kendisini geliştirebilir ne de içinde bulunduğu yengeç sepetiyle mücadele eder. yengeç sepetinin içinde kalıp diğer yengeçleri küçümsemeye çalışan bir surete bürünür. görünen o ki bu büyük bir yalnızlıktır.
bir üretim ortaya koymadan "ağbi elon musk tam bir balon, aziz sancar o kadar da şey değil" diye söylenen ve kendisini "biz dünya lideriyiz" diye tanımlayan grup sürekli vasatın üstüne çıkanları küçültme gayretine girer. dünya algısını küçültmek, birey veya grup için "dünya içinde ne kadar küçük kaldığı gerçeği" ile yüzleşmekten evladır.
vasatizmin etkisi kişilerin komşularıyla ilişkisinden internet üzerinde sergilediği personaya, kariyer hayatından siyasi tercihlerine kadar etki gösterebilir.
sonuç olarak vasatizm; toplumun aynı gemide batmaya mutlulukla razı olurken, gemiyi kurtarmaya yanaşmaması, kurtarma gayreti gösterenlere zorluk çıkarması ve gemiden atlamak isteyenlere ise engel olma çabasıdır.