yaşama sevinci

1 /
travis acherontia styx travis acherontia styx
kaynağı,sevgi dolu bir evde büyümek olan bir tür sevinçtir.sevmeyi öğrenince unutamıyor insan;yıllar geçse,yaşlansa da kişinin yaşama sevinci hiçbir zaman solmuyor.tıpkı bir martının denize kanat çırpması gibi,her daim,böyle bişey işte.
mia wallace mia wallace
hayata karşı dirençtir, salıvermeme sebebidir. hiç bir sebep yokken bile hayata sıkıca bağlanmak, karşılıksız sevmektir.

yıllardır hastanede aynı odayı paylaşan iki adam vardır. biri iyimser, biri kötümserdir. iyimserin yatağı pencere kenarındadır, kötümserin değildir. kötümser bir gün titremeye başlar. acı çektiği bellidir. iyimser halini sorduğunda "ölüyorum" cevabını alır. iyimser:

"saçmalama, kalk hemen. ölüp beni yalnız bırakamazsın" der ve doktoru çağırır. doktor bakar, "yapılacak bir şey yok, çünkü yaşama sevinci yok" der ve gider. bundan sonra iyimser, kötümsere yaşamı sevdirmeye çalışır. bir sürü şey anlatır. pencere kenarına geçer ve bir dede ile torun gördüğünü, baloncudan balon aldıklarını anlatır. kötümser, bunları ona boşa anlattığını, ölmek istediğini söyler. iyimser vazgeçmez. dede ile torun masalına devam eder. kötümser hiç dinlemez. iyimser, torunun dededen ayrıldığını ve şu anda torunun karşısında bir araba, çocuğa doğru hızla geldiğini söyler ve susar. kötümser duru, gözlerini açar, devam etmesini bekler, ilgisini çekmiştir. fakat devam etmeyeceğini anlayınca "eeee?" diye sorar.

+ne eeesi?
-ne oldu çocuğa?
+fren sesini duymadın mı? araba durdu, çocuk kurtuldu ve koşarak dedesinin yanına gitti. baloncudan ateş kırmızısı balon aldılar. şimdi yaşama sevincinden yaşamanın mutluluğuna koşuyorlar. dede bile koşuyor, oynuyor.

kötümserin dünyasına umut doğar. doktor bunun bir mucize olmasına, yaşama sevincinin hastalığına bir ay gibi doğmasına şaşırırlar.

kötümser her gün iyimserden dede-torun hikayeleri dinler. sonunda kendi gözleriyle de görmek istediğini dile getiri. iyimser kesinlikle karşı çıkar. kötümserin ise tek tutkusu, onu yaşama bağlayan dede ile torunu seyretmek olmuştu. iyimser, pencerenein kenarındaki yatağın kendine ait olduğunu, o pencereden yalnızca kendisinin bakabileceğini söyler ve kötümserin seyretmesine engel olur.

bir gün iyimserin krizi tutmuştur. kötümsere zile basıp doktoru çağırması için yalvarır. ama kötümser, iyimserin ölmesini sağlayıp, pencere kenarındaki yatağa sahip olmanın peşindedir. yapacağını yapar. iyimser ölür. kötümser yatağa sahip olur. onun için mutlu an gelmiştir. pencerenin yanına geçer. heveslidir. perdeyi açar, bi bakar ki pencere asansör boşluğunu bakıyordur. kiremitlerden başka bir şey görünmüyordur. iyimserin onu yaşama bağlamak için oynadığı bir oyunmuş bu.
major tom major tom
arada bir geriye, karanlıklara çekildikçe insanın içinde ışıyan ve hep varolmayan, olması ile renkleri parlatan gönenç.

salona jakuzi de kurdurtur, küvete sandoz da doldurtur ama insan uzun bir yolda yürürken yanına almak isteyeceği en iyi şeydir yaşama sevinci.
1 /