yaşlılık

1 /
hell guardian hell guardian
biyolojik olarak, türkiye'de insaların 60-62 yaşından sonra girdiği, ömrün son zaman dilimi. katabolizma reaksiyonlarının anabolizmayı yendiği evre.

fiziksel olarak, yine ülkemizde 60-62'den sonra, insanın çökme ve hastalıkların bir bir sebepsiz vurmaya başlaması ile geçirilen, hastalanılmasa bile performansta genellikle büyük bir düşüşe geçilen, kimine de estetik görüntü açısından çok zalim davranan ölüme yaklaşma evresi.

ruhsal olaraksa; her yaşa olabilecek, dünya düzenine taş gibi sağlam ve sert bir gerçekçilikle bakıp inzivaya eğilim gösterme durumudur. ruhça olgunuğun abartılmış şeklidir.
venom venom
yaşın artmasıyla şahısların doğanın kanunu gereği kendilerini içinde bulmak zorunda kaldıkları, ilerki zamanlarda vucütta saç dökülmesi ve saç ağarması, tende kahverengi lekeler çıkması, unutkanlık ve akabinde bunama, çocuklukta geçen olayları özleme, yakın zamanı hatırlayamama gibi gerilemelere sebep olan mevzu-bahis olay
gülümsün gülümsün
yolları gözlemektir, eskileri düşünüp iç geçirmektir bazen.
sevildiğini görmektir en büyük istekleri. hasta yataklarında konuşamasalar da torununun gelmesiyle gözlerinin içi güler. anlatmak, sormak ister ama nefesi ağır gelir, susar. masmavi gözleri sadece bakar; etrafındakiler güzel sözler söylerler ve hepsi biraz sonra açığa çıkacak olan gözyaşlarını zor tutarlar.
cheetosyiyenpenguen cheetosyiyenpenguen
doğumdan sonra büyümeye başlayan bünyenin ölüme doğru küçülmesidir yaşlılık. hayat temelinde yiyip, içip, sıçmaksa, yaşlılık da diğer evreler gibi hayata eklenmiş bir expansion packdir. diğer evrelerden farkı** hepsinin özetini bünyede barındırmaktır. o kadar bilgi ve tecrübeyle ben bu hayata pabucunu ters giydiririm artık mertebesine ulaşılmışken sağlık sorunları peydah olur ve yapılabilecek inanılmaz olayların ancak küçük bir kısmı gerçekleştirilebilir. beyazıt öztürkün çok güzel ifadesiyle, bir nevi ansiklopedi olmaktır. en lazım olunan ve en işe yaranılan dönemde rafa kaldırılmaktır. yaşlılık güzeldir, bu zamanda görmek herkese nasip olmaz..
subaquatic subaquatic
yamalı bir hırkadır yaşlılık. artık hiç bir işiniz yoktur. un elenmiş ve elek duvara asılmıştır. gençlikte hayat mücadelesi içinde ertelenen hayallerin gerçeğe dönüşme vakti gelmiştir. gidilmeyen uzak diyarlara gidilecek, öğlenlere kadar uyunacak, en sevilen dünya klasikleri yeniden okunacaktır.
ama dizleriniz uzak diyarlara gitmenize, fizyolojiniz öğlene kadar uyumanıza ve de gözleriniz yaşlılıkta okumak için topladığınız o birinci baskıları okumanıza müsade etmez. bunun adı yaşlılıktır. yamalı bir hırkadır, sırtınıza verirler bir daha da çıkartmazlar.
subaquatic subaquatic
bu defa farkına vadım ki ihtiyarlamışım,
hayatı bir camın ardında gösteren tılsım bozulmuş;
anlıyorum çıktığım seyahatte.
cihan ve ben değiliz artık eski halette.
mısır ve suriye pek genç iken hayalimdi,
o topraklarda gezerken kayıtsızım şimdi...

yahya kemal beyatlı

en güzel yaşlılık hikayelerinden bir tanesi bu şiirdedir, okunmalıdır, candır.
heidi heidi
cinsiyet olarak erkektir muhtemelen. kadın yaşlanmaz da erkekleşir, arzu nesnesi olmaktan çıkar, yeni kimlik kazanır, lafı dinlenir olur. kadın olduğundan değil olamadığından güçlenir. bir yastıkta kocamayı becermişlere bakınca zaten bariz olarak görülebilir.
stylebrisbane stylebrisbane
erkek için: bir kız telefonda "bana gel" dediğinde "sen bana gel" demek.

kadın için: alışverişten sıkılmak, üşenmek. bir erkek öpmeye yeltendiğinde "yanağım ağırıyor" demek.
1 /