yaz bitti

1 /
centrocampista centrocampista
yaş kemale ermiş, itü kazanılmıştır. bundan 3 yıl öncesi. düşülür istanbul yollarına. kulakta bi şarkı sana durumunu anlatır. arabalı vapurla gelirken walkmanden çalıverir bi anda. belki şarkıdakilerin bi kısmı gerçekleşmemiştir daha, ama az kalmıştır. "yazacağım canım" kulaklarda çınlar. kalpler istiladadır muhtemelen.

yaşar'ın 91 yazı için yazdığını söylediği çok güzel bi şarkı. yazı erken bitirenlere, bana...

yaz bitti aşıklar şehre döndüler
yarıda kaldı sabah biten geceler
daha vardı yaşanacak tatlı günler
yaşanamadı erkenden bittiler
yazacağım canım dendi dolu gözler
alındı birer birer adresler
ya kalem bitti ne naz, bu yalan gibi biraz
ya istilada kalpler sessiz
yazılmadı postacılar işsiz
mevsim biterken böyle aşklarda biter
başka biriyle başka başka şehirler
yaz yaklaşınca düşer akıllar başa
sonra postacılar işe yağmurlar bitince...
zibidi zibidi
yaz bitti
mevsim yine son bahar
kim özler kim bekler bu kadar
sofrandaki kırıntılar kadar bile mi olamadım
allahın varsa..
bu akşam adres defterinde
s harfinin olduğu yerde
bulup ya çiz ya yak adımı
ya da sessizliği koy yerine
allahın varsa..

die giden bir sezen aksu şarksı da vardı.
ahmak ı hayal ahmak ı hayal
yazın bittiği her yerde söylenir...
söylenmeyen şeyler kalır geriye...

ve sonra hiçbir şey olmamış gibi...
ağır, usul bir hazırlık başlar...
uykuya benzer yeni bir mevsime...

orda burda, ev içlerinde, kır kahvelerinde, deniz kenarlarında...
incelen yazın akşam esintilerinde...
zaman usulca sıyrılır aramızdan...
ta içimizde duyarız gelecek günlerin geçmişini...
başka ne gelir elimizden...
büyük bir uzaklığa gülümseyerek...
geçiştiririz...
ıskaladığımız şeyleri...

yatıştırıcı rüzgârlar...
dışavurur içimizdeki lodosu, poyrazı, günbatımlarını...
saklar bizi...
gözlerimizdeki hüzne "dinginlik" adını verir...
"seni iyi gördüm", diyenler...
biz de iyi hissederiz kendimizi...
elimizden başka ne gelir ki...

köşe başları, akşamüstleri, kokular...
tozar gider zamanın boşluğunda...
karışır anların kuytu belleğine...
belki sonraları bir gün...
hatırlanır aynı kederle...
yazın bittiği her yerde söylenir...
söyleyenler inanır bir şeylerin sahiden bittiğine...
yaz biter...
eskir geceler, serin, hüzünlü...
yeni mevsime hazırlık: ömrün teyel yerleri...
bir yanı telaş, bir yanı ürperten yaz sonu ikindileri...
çıkarır sizi dalgın derinliğinizden...
yaşadığınızı duyarsınız teninizde...
bir zamanlar okumuş olduğunuz kitapları özlersiniz...
sıcak odaları, beyaz, temiz yastıkları...
ahşap pancurları...
yaz bitti...
bitmeyen şeyler kaldı geride...

yaz bitti...
yaz bitti...
yüksek sesle söylüyorum bunu kendime...
her yerde söylendiği gibi...
yaz bitti...
yaz bitti...
hiçbir şey hiçbir şey...
hiçbir şey...
yalnızca üşüyorum şimdi...
nina nina
içerden televizyondan gelen sesle farkettiğim hadisedir. televizyondan gelen ses ne miydi? 'binbir gece 11 eylül akşamı başlıyor'. evet yine bir dizi silsilesi, yine bir yeni sezon çalkalanmaları vs. yaz bitiyor, dinginlik de gidiyor sanki...
hürrem hürrem
sokaklarda ellerinde öss matematik,öss türkçe kitaplarıyla dolaşan liselileri görünce anladığım şey.evet yaz bitmiş...
shadowboxer shadowboxer
bir parkta oturuyorduk..
ankara'nın zengin semti çankaya'da, cepte yokken beş kuruş para, parklar paklar yazın bittiğini kabullenemeyen gönülleri ve alınır birer ince mont üste, bir battaniye akşamdan sulanmış nemi üzerinde çimenlerin üstüne sermeye. açmışız tavlayı önümüze ama iki leyla (mecnunlar çoktan dökülmüş sulara, yaz bitmeden evvel inek içmiş o suları, dağa kaçmış, yanmış bitmiş kül olmuş aşkın alevinden maşuklar, sonbahara kala kala gene iki leyla kalmış) ne tavladan haberimiz var, ne zardan.. pul pul olmuş tenlerimiz yazın ardından. biraz nem lazım belli, denizin kokusu kalmış üzerimizde, tuzu çoktan akmış gitmiş ankaranın yeraltı tünellerine..gülüyoruz ya, neye güldüğümüzün bir önemi olmaksızın, yüreklerimize çökmeye başlamış olan "sonbahar geliyor" ağırlığının ayırdına varmamak için bu vara yoğa (daha ziyade yok olanlara) gülme telaşı. bir telaş var sahi üzerimizde, yaz gelirken yaşadığımızdan başka, ozamanki telaşın içerisinde barındırdığı, o kafayı inlerimizden çıkarıp "sokaklar şöyleymiş" deme merakı. şimdi ise telaş, bir "yakalama" telaşı.. yaz bitiyor, son günlerini kaçırmamalıyız, bir daha nereden buluruz sırtımızı ısıtacak, kemiklerimize dolacak güneşi, kendimizi atalım parka ve son demlerinden demlenelim bakalım inceden diyerek..
o gün işte, o battaniyenin üzerinde dedim ki "yaz bitti" galiba.. ayağa kalktığımızda, bir iki adım atmıştım ki daha, daldan bir yaprak koptu, yavaş, salına salına geldi düştü ayakkabımın burnuna. tamam dedim, yaz bitti..
beraberinde götürdüklerine üzülüp, diğer mevsimlerin getirecekleri ile pek de ilgilenmeden, üzülerek baktık birbirimize.
şimdi mevsimler geçsin diye bekleme zamanı..
kardayürüyensincabınayakiziderinolur kardayürüyensincabınayakiziderinolur
hümeyranın "yıllar sonra" adlı albümünde yer alan hoş bir parça.

bu akşam yıldızlar düşüyor sanki gözlerime
dalgalar okşuyor ruhumu sonsuz bir hüzün içinde

yaz bitti yaz bitti esiyor başımda bir deli rüzgar
yaz bitti yaz bitti kalbimde yaşıyor o kırık duygular

tatlı bir rüyaymış gibi
sönmeyen bir ateşmiş gibi
çölde suya hasretmiş gibi
yaşıyorum sevgimi her yaz

yapraklar düşüyor dallardan sanki yüreğime
martılar uçuyor haykırarark dalgaların üstünde

yaz bitti yaz bitti esiyor başımda bir deli rüzgar
yaz bitti yaz bitti kalbimde yaşayacak hatıran kalbimde her yaz

tatlı bir rüyaymış gibi
sönmeyen bir ateşmiş gibi
çölde suya hasretmiş gibi
yaşıyorum sevgimi her yaz
onuraydin onuraydin
geriye dönüp bakıldığında, en masumca, en heveslice, en yüreklice, en delice, en tutsakça, en güzelce yaşanan ilişkilerin sona erdiği dönemdir.

eylül ayında da her gün pazartesi gibi geçer. niye gittin yaz deriz, yanındayken değerini bilmediğimiz biri gibi.

galatasaraylıyım, yazın bitmesi sanki uefa'yı kaldırdığımız andan sonrası gibi. süper kupa da verseler, onun yerini tutmuyor.
1 /