yazarları üzen durumlar

her bi bokun siyasi çekişme konusu yapılması tabi ki!
adam, siyasilerin maç kazanılınca sporcuların başarısını sahiplenmesine kızıyor, takım maçı kaybedince yine siyasilere sövüyor.
iki yüzlülüğünüzü sizin ben ne yapayım ha...
ne yapayım şaklabanlar sürüsü!!!!????

gece eve dönerken canının alkol çekmesi ancak her yerin kapalı olması. daha da üzen durum ise alkolü içecek kafa dengi insan(lar)ın olmaması. meh. adaçayı kaynatayım en iyisi.

sözlükte eksi yedi diye ağlaşan eksi ağlakçılarını görünce içim parçalanıyor.
tek derdiniz bu olsun genşler.

lö şuhane'nin kadına şiddet olaylarına duyarsız kalması ve açıklamada bulunmaması...

çilek mevsiminin geçmesi.

benim gibi seri eksi ağlakçilarina karşı verilen rencide edici tepkilere uzulüyorum.

ne yapmışız? adam mi öldürmüşüz? hirsizlık mı yapmışız? siyasal islama mi bulaşmışıź? maske mi takmamışiz? sümüklü sevgilinizin " yapma bokunu yiyem" tadinda özel mesajlarını mı ifşa etmişiz?

şurda efendi gibi ağlıyoruz. ne ehlaksizlığımız kaldı, ne bişeyimiz. ayıptır.

aile içinde aldığım(ız) kararlar uygulanmıyor ve en son ben duyuyorum. ulan reva mı bu bana, nispeten genç yaşımda baba muamelesi görmek.

ps: babalık kariyerimi zirvede bırakıyorum, nah aile kurarım.

mesleğim gereği el aletleri ile epey vakit geçiriyorum, elektrikli ya da alenktrünksüz hepsini çok seviyorum.
hırdavatçılar lunapark, yapı marketleri disneyland adeta. pense veya kaynak makinesi hepsi birden canımıniçi. toys for big boys bir nevi eğer aktarabildiysem sevgimi, anlarsınız birazdan üzüntümün nedenini.

ya hani bir yere çakarken çekiçten 'fiyuuv' diye kurtulurya çivi, arar bulursunuz ama yamulmuştur gövdesi... işte o çiviyi mutlak suretle düzeltmeye çalışrım tekrar kullanmak için, bazıları ısrar eder doğrulmaz eskisi gibi, o çividen vazgeçme durumu hüzne boğar beni.

yürüdüğüm kıza başka birinin yürümesi. ben şu olaya da karşıyım mesala. erkek arkadaşın kızdan ayrıldı mı o kıza yürünmezmiş. sikmişim sizin değer yargılarınızı benle kafası uyuşuyorsa çıkarım valla hiç kusura bakmayın!

her şeye küsen tiplere dert anlatmaya çalışmak

insanca konuşacak çok az insana sahip olmak. ha şimdi derler az insan çok huzur falan filanda. yine de farklı düşünceler, ölçülü davranışlar etrafında bilgi, fikir alış-verişi, gelişime yönelik şeyler çok az, tek başına bazen bir yere kadar... bunu düşününce zaman zaman üzüntü oluyor.

beğendiğim çizmenin flo da 1500tl olması

belirsizlik,insan egosu

gün geçtikçe ağırlaşan hastalığı sebebi ile çok sevdiğim birinin evimde gün gün ölüme yaklaştığına şahit olmak…

hiçbir şeye üzülmediğimi farkettim. böyle daha iyi galiba.