"hocam şu soruyla da çok karşılaşıyoruz: seçim öncesi özellikle muhalefet ve ekonomistler diyordu ki, iktidar böyle yaparsa çöküşe gidiyoruz, şöyle devam ederse ekonomi çöküyor. ama baktık ki ekonomi çökmedi, çökmüyor. elbette çökmesin de o halde niye çöküyor deniliyordu işte çökmedi. neden?
efendim
ekonominin çökmesi değil,
durgunlaşarak çürümesini yaşıyoruz. çürüme ve dağılma diye de bir süreç var. uzun sürerse doğal hal budur diye; en kötüsü
afyon gibi alışırsınız,
hayat budur diye. örneğin ortalıkta serseri mayın gibi dolaşan diplomalı işsizleri veya geleceği olmayan üniversite öğrencisi gençleri bünyesinde barındıran, zaman içinde bu durumu artıran toplumsal bir ortam…
çöküşten daha kötü bir şey bu. çok uzun sürerse,
çürümeye alışırsan bir türlü yaşar gidersin. diğer bir uçta da o vahşi kapitalizmden nemalananlar,
büyük rantları gelire dönüştürerek parazitleşen yaşam tarzlarını sürdürenler var."
www.gazeteduvar.com.tr
"cumhuriyetin 100. yılını bitirmemize günler kala şu soruyu size bilhassa sormayı çok önemsiyorum. türkiye cumhuriyeti'nin 100. yılında, vadettiklerini de düşünerek geldiğimiz noktada sermaye ve emek açısından tahlili nasıl yaparsınız?
(korkut hocanın burada yüzü gölgeleniyor. susuyor ve önüne bakıyor. sonra, bunu koymayalım söyleşimize, diyor. neden hocam, diyorum. "kötümserim de onun için" diyor. artık üzgün ve sessiz. sessizliği ben bozuyorum)
bunu niye soruyorum biliyor musunuz hocam? bir yandan türkiye'de siyasal i̇slam'ın 20 yıllık etkisini her şekilde hissediyoruz elbette ama ben esas sorunun şu olduğunu düşünüyorum: türkiye'nin, cumhuriyet tarihi boyunca öyle ya da böyle korunduğu
vahşi kapitalizme topyekun teslimi yaşanıyor artık. tüm
kural ve hukuku yok ederek, özelleştirmeler yoluyla,
emeğin örgütlülüğünün kırılmasıyla, sermayenin kuralsız hırçınlığıyla, küçük ayrıcalıklı grupların reel iktidarıyla bir vahşi kapitalizme sürükleniyor türkiye. oysa
cumhuriyet fikri öyle değildi. siz ne düşünürsünüz diye merak ediyorum.
son yıllardaki gelişmeleri, sermayenin istikrarlı tahakkümünü sağlayan bir modelden, giderek vahşileşen bir kapitalizme geçiş olarak da nitelendirebiliriz. saray'ın neoliberal programı, bu dönemde sermayenin ölçüsüz ve hızla ihya edilmesini hızlandıran bir kargaşaya dönüştü. bu ortamda kredi pompalamaları ölçüsüz servet eşitsizliklerini besleyerek gelir dağılımındaki abartılı kutuplaşmanın kaynağı oldu. enflasyon, kârları şişirerek beslendi. bugünlerde yeni ekonomi ekibi sermayenin neoliberal (ama yürüyen) biçimine, gelir ve servet dağılımındaki kutuplaşmaları koruyarak dönüş çabasında. erdoğan, dört yıllık iktidar garantisini güvenceye alırsa, imf'nin hedeflediği türde sermaye tahakkümüne razı olabilir. o modeli on iki yıl uyguladı.
öte yandan
toplumsal çürümenin,
kapitalizmin vahşileşme konjonktürünün ötesine giden
i slamcı faşizm boyutu da var. emekçi sınıfların saflarında i̇slamcı faşizmin kök salmasını önleyecek tek direnme gücünün, cumhuriyetçi ve sosyalist bir muhalefet cephesinde olduğunu düşünüyorum. bu seçenek, bugün sadece türkiye'nin birkaç parçaya ayrılmış olan sosyalist, komünist, devrimci partilerinde, örgütlerinde var. ve bu partilerin bugün hareketsiz olan geleneksel cumhuriyetçi kalabalıklarla, örneğin chp'nin kitle tabanıyla bütünleşmesi gerekiyor."