yılanı öldürseler

lightblue lightblue
dam üstüne çul serer adlı türkünün bir mısrasıdır.

ahanda sözleri:

dam üstüne çul serer
leyli de yar loylu da yar loy loy loy
bilmem yar kimi sever
a leylim nenni de kınalım nenni de belalım nenni de nenni

onun bir sevdiği var
loylu da yar leyli deyar loy loy loy
günde on çeşit giyer
a leylim nenni de kınalım nenni de belalım nenni de nenni

seni bana verseler
loylu da yar leyli deyar loy loy loy
cihana bildirseler
a leylim nenni de kınalım nenni de belalım nenni de nenni

varsam yarin yanına
loylu da yar leyli deyar loy loy loy
sabahtan öldürseler
a leylim nenni de kınalım nenni de belalım nenni de nenni

al taşı kaldırsalar
loylu da yar leyli deyar loy loy loy
yılanı öldürseler
a leylim nenni de kınalım nenni de belalım nenni de nenni

küçükten yar seveni
loylu da yar leyli deyar loy loy loy
gurbete cennete gönderseler
a leylim nenni de kınalım nenni de belalım nenni de nenni
evrenin sonundaki babil balıgı evrenin sonundaki babil balıgı
yaşar kemalin 50 lerde kaleme aldığı,abidin dinonun da güçlü ve kıvrak çizgilerle resimlediği eserdir.yaşar kemal akdeniz de bir köyde tanık olduğu bir olaydan esinlenerek yazmıştır bu romanı."yılanı öldürseler" bir trajedi örneğidir.
yıllar öncesinde yeşil çam a uyarlanmıştır.yaşar kemalin deyimiyle o ceren gibi anadolu kadınını türkan şoray oynamıştır.*
teması:
türk köylüsü ana yı kutsal görür,kadını aciz.
ana baştacıdır.ana candır ya yine de kan kokusu,ana kokusunu savurur götürür.küçük bir çocuğun elinde patlayan sedefli bir tüfeğin rüzgarıyla.yılan;yeşildir,kızıldır.ateştir,dehşettir.korkudur,silahtır.töredir,şiddettir.kadındır yılan.kadın yılandır.şeytandır.ne var ki kıyamazlar öldürmeye.
güzeli vurmak,büyük günahtır.
taştozu taştozu
okuyup bitirdikten sonra rakel dink'in, "bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılmaz" sözünü aklıma getiren romandır..
240485 240485
yaşar kemal romanı.

'babası öldürüldüğünde hasan ya altısında, ya yedisindeydi' cümlesiyle başlayıp okuyucuyu mükemmel betimlemelerle çukurova yöresinde gezdirip hasan'ın içinde bulunduğu duruma ortak eder yaşar kemal.

hasan'ın annesi esme -dünyalar güzeli esme- kendi köyünden abbas'ı, abbas da esmeyi sever. ama halil -hasan'ın babası- esme'yi kaçırır ve zorla nikahına alır. bir akşam hasan, annesi ve babası yemek yerken abbas halil'i vurur ve esme'yi kaçırır. çok geçmeden abbas bulunur ve öldürülür.

ama abbas'ın öldürülmesi yetmez ve kan davasının çözülmesi için birisinin daha öldürülmesi gerekecektir. bu kişi de esme'dir. hasan'ın annesi esme.

romandaki olaylar genel olarak yukarıda anlatılan şeyler etrafında gelişir. halil'in kardeşleri vuramaz esme'yi. bütün aile daha sonrasında bütün köy bu işi yapacak kişi konusunda hasan üzerinde karar kılarlar. hasan sever annesini ama toplumun sevmediği bazı şeylerin hasan'ın sevgisinden daha ağır bastığını anlatır roman bir bakıma bize.

bir toplumun bir çocuğa katil sıfatını nasıl kazandırdığının romanıdır yılanı öldürseler. hasan konuşmaz, kaçmaya çalışır. annesinin ölmesi gerektiğine kendi de inanmaya başlamıştır. uzaklaşmaya çalışır. tam burada romandaki şu bölüme dikkat edilmelidir bence:

"biliyordu, biliyordu yaptığını... bir iyice apaçık biliyordu. anasını öldürsünler, amcaları anasını öldürsünler, diye kaçmıştı."

toplumun baskısının ne denli etkili olduğunu da çok güzel anlatır şu bölümde yazar:

"bir düş içinde yaşıyordu hasan... bir deliliğe kapıp koyvermişti kendini. her gün her gün böyle sözleri dinlemek için köye çıkıyor... bir gün anasından babasından söz açılmazsa içindeki boşluk onu deliye döndürüyordu. alışmıştı. bu sözler onun yaşaması için koşuldu. onlarsız edemiyordu. bellemişti artık, kim babasından anasından durmadan söz ediyorsa artık onun yanına gidiyordu. susup babasının hortlaklığını, anasının orospuluğunu, deliliğini, kanının yerde kaldığını, babası üstüne binbir hikayeyi bir arada, dinliyor dinliyordu. yeni bir hikaye kalmamışsa halil hakkında, bu sefer kendisi yaşıyor, kendisi uyduruyordu. hem de inanaraktan. düş mü gerçek mi, düşü gerçeği unutup gitmişti. hortlak babasını, dünya güzeli anasını sarmış bir düş dünyasına taşıyıp duruyordu. köylü de onun gibi olmuştu. onlar da durmadan bir şeyler uyduruyorlardı. hem uyduruyorlar, uydurduklarını bile bile, az sonra da uydurduklarını gerçeğe çevirip inanıyorlardı. esme de inanıyordu artık her uydurulana. bu sefer oğlunu da verseler ona, verseler de haydi git deseler, gidemezdi esme. vay esme, olan olmuştu ona. hasan, köylüler, büyükana, esme bir büyüdeydi."

'ana hiç öldürülür mü?' diyen azınlık ve 'babanın rahat uyuması için ananı öldür' diyen çoğunluğun arasında kalan hasan vurur annesini. 'tetiği çeken mi katildir her zaman?' sorusunu kendimize sormaya başlarız biz de.

kitap akıcı ve güzel. içerisindeki abidin dino'ya ait desenler de ayrı bir güzellik katmış kitaba.