yunanistan

canımızdan insanların yaşadığı, sofrası bizim soframıza benzeyen, hali tavrı ile bizim ikizimiz olan insanların ülkesi. biz bizden ayrılmak isteyen bayrağımızdan rahatsız olan vatandaşlarımızdan çok onlara yakınız. gel gör ki bizi onlara düşman ilan eden resmi tarih asyanın çöllerindeki çekik gözlülerle kardeş olduğumuzu iddia ediyor. gel de bu işe şaşma.

dillerimizde çok fazla ortak kelime barındırdığımız komşu ülke. topraklarına yerleşip "burası artıkın bizim vatanımızdır, haydi anam geçmiş olsun" dediğimiz ve bunu ısrarla kabullenemeyen, sindiremeyen insanların şu an öbekleşmiş bulunduğu ülke.

edit: kabüllenmek ne ola ki? kabullenmek olmasın?

büyük ihtimalle euro 2008'e katılamayacak olan, ayrıca şampiyonlar liginde 3. ön elemede fenerbahçe'nin seribaşı olmasını, kayserispor'un da turu geçince direkt uefa'ya çıkmasını sağlayabilecek ülke.

mottosu veya türkçe karşılığı olarak şiarı eleftheria i thanatos yani özgürlük veya ölüm olan, ulusal marşının ismi imnos eis tin eleftherian yani özgürlüğün ilahisi veya özgürlük ilahisi olan ülke.

şuan ki yunanistan bayrağında ki haç yunan ortodoksunu simgelerken alt alta çekilmiş 9 düz çizgi ülkenin şiarı olan eleftheria i thanatos kelimesinin sahip olduğu dokuz heceden kaynaklanır.

batı avrupa'nın yarattığı refah coğrafyasına güncel hiçbir katkısı olmadığı halde sırf hristiyan olduğu ve soğuk savaş döneminde batı blokunda yer aldığı için pastadan pay kapmasına göz yumulmuş avrupa'nın en köylü halkına sahip şark kurnazı hristiyanların ülkesi. bize ne kadar çok benzediklerinden, sirtakiden, uzodan, cacıktan, bok püsürden bahsetmekse devletlerin davranış kalıpları konusundaki derin bilgisizliğin dışa vurumundan başka birşey değildir. yüzyıllar boyu denizin bu tarafındakilerinin efendi diğer tarafındakilerinin teba olarak aynı ülkenin sınırları içinde yaşamış olmasından kaynaklanan göç hareketleri nedeniyle memleketimin ezik insanlarının soyunun öbür taraftan geldiğini mağrurca dile getirmesi ise batı'nın edirne'den hemen sonra başladığını zannetmekten kaynaklanır. oysa batı hala viyana'nın ardıdır.

kavala gibi minik, şirin, turistik bir sahil kentine sahip, gezilesi ülke.

çok tatlı bir ülke.türk halkına her yönden en fazla benzeyen milletin ülkesi.sonrada ispanyolların ülkesi geliyor.yerli halkı çok sevimli ve bizim yitirdiğimiz , zorla yozlaştırdığımız değerlerimizi onlar hala koruyorlar.bu yüzden tebrik ve takdir ettiğim halk.yunan-türk sorununa hiç girmicem bize göre onlar onlara göre bizler kötüyüz bok püsür.bunlar hiç konuşulmasa , iktidar ve politikalar değil sadece halklar kardeş olsa keşke.halklar düşmanlık yapmasa hükümetlerde bunlardan nemalanamazdı..ohi yanlış şeyler bunlar.

eurovision da ülkece şarkısını en çok merak ettiğimiz,neredeyse her konuda sidik yarıştırdığımız komşumuz.

son bir aydır gelişen olaylarla -youtube olsun cumartesi geceki mac olsun- insanlarıyla kişisel bir derdimizin olmadığını fakat kitleler düzeyinde baya bir dolu olduğumuzu anlamamızı sağlayan halkı barındıran ülkedir. estirilen dostluk rüzgarlarının pek de etkili olmadığını gerek şu an sol kolonda en üstteki dört başlıktan;
(bkz: kemak was gay)
(bkz: 17 ekim 2007 türkiye yunanistan maçı)
(bkz: survivor türkiye yunanistan)
(bkz: 24 mart 207 türkiye yunanistan maçı)
gerekse de youtube'a turkey greece yazınca açılan videoların yorum bölümlerindeki tartışmalardan görebiliriz.

su istediğinizde size soda benzeri bir çeşit madeni su getiren müesseselere sahip ülke. bildiğimiz su ise gittiğiniz her yerde illaki ikram edilir, para katiyen alınmaz.

turistik mağazalarında genel olarak 3 şey satılan mağaza. bunlar tespih, nazar boncuğu ve tavladır. bu bile ne kadar benzediğimizin en açık kanıtıdır. öte yandan başta ingiltere olmak üzere büyük güçlerin aramızı bozmaya çalıştıkları ve bunda da oldukça başarılı olan ülke. halbuki iki ülke didişmek yerine işbirliği halinde olsa pek çok şey başarılabilir kanımca...

zamanında bu ülkeyle aramızda gerginlik yaşandığında devlet büyüklerimizden biri çıkar kusluk vakti ciksak kahvaltiyi atina da yapariz der ve yüreklerimize su serperdi.yıllar geçtikçe nufuslarının 10 milyon kalması hem akıllarda soru işareti bırakmış ,hemde bu tezi bir nevi doğru çıkarmıştır
(bkz: yunan erkekleri gay mı)

kendisi ve vatandaşları bir çok yanlış genellemeye kurban giden ülke.

(bkz: biri buna artık dur desin)

siyasetten, kıta sahanlığından, izmir'e bardağa kola döker gibi döktük edebiyatından geçtik; artık iklimsel değişikler vasıtasıyla da husumet sebebi haline getirebiliyoruz şu ülkeyi. iddialara göre; yunanistan yağış potansiyeli taşıyan bulutlara yağmur bombası ataraktan ihtiyacı olan suyu temin etmeye çalışırken türkiye'nin de suyunu çalıyormuş. şu toprak, su, hava edebiyatı uğruna harcanan nöronları toplasak, buradan yunanistana bulut olacakmış da haberimiz yok.

yahu sen ormanlarını yakar, kesilmedik ağaç bırakmaz, dere yataklarının yolunu değiştirerek akıntılarını bozarsan, yunan ne yapsın? onun da ihtiyacı varsa bastıracak parayı, alacak bombayı, atacak ve de giderecek ihtiyacını. küresel ısınma denen nanenin sadece türkiye'yi etkilemediği göz ardı edildiği gibi birkaç gün tepemizde takılan gezgin bir bulutun yirmi yıl boyunca tepemizde sabit kaldığı mı sanılıyor, nedir anlamadım. ne geniş gönüllü milletmişiz ki tepemizden geçmesine izin verdiğimiz bulutlarla israil topraklarını suluyormuşuz bunca yıldır farkında olmadan. inanılır gibi değil.