'
siz kim' dedirten inceliği ucuz şoven yaklaşım.
egemen burjuva iktidarla bütünleşen bilinçli gericiler ve bunların bu faşist iktidarlarla elbirliği içinde afyona belediği yığınların bilinçsiz edimleri ve eylemleri, en deli saçması mevzuda dahi deli saçması bir haletle dünya halklarını da aşıp komşu halklara kadar uzanan bir halk düşmanlığına hizmet ediyor elbet. öte yandan, bilinçsiz yığınların, kendilerini hiçe sayan, en berbatını kendilerine reva gören iktidarın politikalarına da yedeklenmesi elbet ironik bir durumu değil, her türlü araçla donanmış kapitalist düzenin iyiden iyiye başarısına delalet oluyor.
kısaca bunlar elde bir iken; başlı başına bir provokasyon olan
kıbrıs sorununun başını çektiği türk devleti-yunan devleti krizi, her iki gerici iktidarın da kendi ekonomik, politik, sosyal hedeflerini mümkün mertebe sorunsuz gerçekleştirmelerine yardımcı oluyor. faşist-kapitalist iktidarlar çıkarları söz konusu olduğunda gayet iyi anlaşırlar; bu durum yunan ve türk iktidarları için de geçerlidir. buna gerçek anlamda ihtiyaç olduğunda bu güne değin yaratılan düşmanlık bir anda kendini sahte kardeşliğe bırakır. zaman zaman bunun hasıl olduğu da bilinen bir gerçektir.
basit bir türk-yunan kardeşliğinden dem vurmak bile ciddiye alınmıyor artık. o halde ne denmeli? sen,
yunanistan'ı bilmem ne kadar mühlette almaya yelteneceksin ve o ülkenin halkı seni buyur mu edecek? bu ülkenin onurlu halkından daha mı onursuz yunan halkı? bu noktada sorulması gereken esas soru şudur:
sen kimsin? ne olarak; kime, neye hizmet ederek bu provokasyonu dillendiriyorsun? halkına her yaşam alanında yabancılaşmış; işsizliği; açlığı; sinmiş, mutsuz, travma geçiren, çökmek üzere olan bir toplumsal yaşamı dayatan bir gerici iktidarlar silsilesine hizmet etmenin nasıl gerçek ve doğru yanı olabilir... kardeşliği körüklemek var iken, dünya halkları üzerinde artık ezberlenen taktiklerle oynanan emperyalist yayılmacı oyunları bozmaya gayret etmek var iken; tependeki,
bir tek komşusuyla dahi ilişkileri iyi olmayan türkiye iktidarlarının niye borazancılığını yaparsın? türk milliyetçiliği adı altında tüm menfi yaşanmışların, dayatmaların müsebibi bir iktidarın zihniyetine ortak olmak esas bu ülkenin özgür, bağımsız geleceğine ihanet değil midir? benzer gerçekler ve vahamet kapitalist yunan egemen iktidarı ve tebasındaki halkı için de geçerli.
halkları birbirine düşman etmek ve boğdurtmak her daim faşist iktidarların politikası ve eylemidir. bu durumda tarihi yaşanmışlıklar da bu noktadan düşünülüp değerlendirilmelidir. yoksa elbet çok kolaydır resmi ağızlardan konuşmak, resmi tarih yazıcılarının dilinden yazmak.
lakin bütün bunlar iş olsun diye yazılıyorsa; bilinsin ki, şu kısacık insanlı hayatta bilerek kardeşliğe çomak sokan, faşizmin yaveri olan zihniyet ve savunucuları her daim tarihin çöplüğüne atılmıştır.
ölüm, savaş oyun olmasa gerek!