90lı yıllarda doğmuş kuşaktır.
maalesef hakkında çok olumlu şeyler söyleyemeyeceğimiz bir kuşaktır bu. x kuşağının evlatlarıdır bunların çoğu ve x kuşağının gördüğü darbelerden en ağır şekilde etkilenmişlerdir.
"olaylara karışma" diye büyütülen x kuşağı z kuşağını da bu şekilde büyütmüş, sokağa çıkmayan, cep telefonu, internet ve televizyonun içinde doğan bir kuşak yaratmıştır. bu kuşak steril bir kuşaktır, şımarıktır, el üstünde tutulmuştur, üzerine titrenmiş bir kuşaktır. cep telefonu ve kulaklığı olmadan düşünelemeyen bir kuşaktır bu.
dersane kültürünü ağır bir şekilde yaşamış kuşaktır. kız-erkek ilişkilerini en özgür yaşayan kuşaklardan biridir. politik hiçbir düşünceleri yoktur bunların. kitap okuma oranı da çok düşük bir kuşaktır. okuyanlar da antin kuntin vampir hikayeleri okurlar. akımlar, filozoflar, kuramlar hakkında söyleyecek hiçbirşeyleri yoktur. kısacası kendine kadar olanı skine takmayan bir güruhtur ama alternatif olarak çok güzel bir dünya yaratma düşünceleri de yoktur.
bu kuşağa hakim olan müzik raptir. varoşlardaki arabesk rap dinler, şehirdeki sagopa kajmer ya da ceza dinler, zengini eminem dinler, tek farkları budur. bu kuşağın marjinalleri rapperler ve emolardır.
90 model insan olmaz, 90 model aksesuarlı doğan s olur, sl olur, çelik jantlı slx olur diyen ben kişisine, gezideki direnişe olan katkılarıyla ders vermiş kuşaktır.
onlardan gelsin
(bkz:
sis atma oç)
sözlükteki nesilcilikten sonra kuşakçılığı ortaya çıkaran kuşaktır.
genellemeler içinde kaybolan insanların özü ve özeli görmesini beklemek pek mümkün değildir. pek diyorum çünkü genelleme içinde kaybolmak istemiyorum.
her nesil kendi şahsi özellikleriyle ve farklılıklarıyla ortay çıkar. bunu kötülemek yerine sizden farklı olandan keyif almayı bilmek gerekir.
sen teknolojiden hala bir haberken 5 yaşındaki "genç" sana ders verir nitelikte bir şeyler biliyorsa eğer, sendeki olumlu yön ile bunu birleştirmeye bak.
ne sosyal konuştum aferin bana abisi.
mümkün oldukça uzak durmaya çalıştığım sinirlerimi oynatan kuşak. 90larda doğmuş birine herhangi bir nedenle denk geldiğimde elim ayağım titriyor. tembel, amaçsız, çabalamaktan bi haberler. z kuşağının adını "no future kuşağı" olarak değiştiriyorum an itibariyle.
bu z kuşağı dedikleri "mütezeki"ler, fincandaki suyu hint okyanusu belleyen karınca gibiler. kafatasları içindekini zeka sanıyorlar. şaire nispetle müteşair (yani, şiire yeteneği olmadığı halde olduğunu vehmeden heveskar) neyse zekiye nispetle mütezeki odur.
zekası kendi kabullerinden menkul z kuşağı da tastamam mütezeki. zeki filan değil. zeka incedir, kör parmağım gözüne değil. zeka bağırmaz. zeka hitap eder, konuşur ve bazen müzikteki es gibi susar. zeka slogan değil, fikir üretir. kemal-i zeka egoya değil vicdana yöneltir insanı. kibre değil tevazuya. bu vehmettikleri zekalarıyla mağrur veletlerde hangisi var ki?
gezi olayları sırasınca sıkça duyduğumuz kendilerine apulcu diyen tayfa.
hazırcı kuşağı. üstelik dünyada olaylar kopar çoğunun haberi olmaz. sürekli kimlik bunalımındalardır ve acı çektiklerini zannederler.
2 dünya savaşı'ndan sonra, nesillerin isimlendirilmesine göre en son kuşaktır.
z nesli, 2000 yılı ve sonrası doğanlara denir. en büyüğü 13 yaşındadır. i̇nternet ve mobil teknolojileri kullanmayı seviyorlar. günümüzde yaygın olan akıllı telefonlar, ipad?ler ya da tablet bilgisayarlar ile her alanda aktifler. özellikle internet aracığıyla sosyalleşmeyi tercih ediyorlar. diğer nesillerden farklı olarak, internet ve teknoloji ile doğdukları tabir edilir. ülkemizin %17sini oluşturuyorlar. oyuncak yerine ipad?lerle oynarlar ve teknoloji ile birlikte büyürler. bu yüzden de çabuk tüketen bir nesildir. fakat internet ile fazla haşır neşir olduklarından aynı anda birden fazla konu ile ilgilenebilme yeteneklerinin gelişeceği tahmin ediliyor.
kaynak: http://www.acikbilim.com/2013/09/dosyalar/nesiller-ayriliyor-x-y-ve-z-nesilleri.html
(bkz:
x kuşağı)
(bkz:
y kuşağı)
şanssızdırlar.
biz medieval total war'de stratejinin, myst 3: exile da gizemin, quake 3 arena'da görselliğin, soldier of fortune da adrenalinin, roller coaster tycoon da pazarlamanın, championship manager da ingilizcenin ve direktörlüğün dibine dibine vurmuşken, kendileri ne yazık ki görsel açıdan hiçbir şey vaad etmeyen basitoğlubasit tablet oyunlarıyla vakit geçiriyor.
biz her sabah uyandığımızda küçük golcü tsubasa, pokemon, şirinler, taş devri, jetgiller, hatta bazen şeker kız candy yi izleyerek büyürken, rugrats ı hey arnold ı ren ve stimpy i sevimli canavarları merakla beklerken, kendileri caillou denilen sevimsiz bebeyle muhattaptırlar.
bizler michael jordan ı izleyip finali kobe bryant ile yapmışken kendileri james harden i superstar zannetmektedir.
bizler iki taş üstünde kale yapıp futbol oynayarak pota bulduğumuz her yerde basketbol oynayarak büyürken, bugün sadece sitelerde yaşayan şanslı azınlık bu imkana erişebiliyor.
bir escape from monkey island a bakıyorum, bir minecraft a, bir bugs bunny e bakıyorum bir ben10 a, bir shaq a bakıyorum, bu kuşağın shaq ın tırnağı bile olabilecek bir karşılığı yok be kardeşim.
şanssızlar şanssız. sevin onları çok sevin, şanssızlıklarını unutturun. neden şanssız olduklarını bilmesinler, bizim çocukluğumuzu anlatmayın onlara, bilirlerse mutsuz olurlar. caillou ne lan? minecraft ne olm!
90-95 arası y kuşağının sonu denilen kuşak doğumluyum. z kuşağı ise 96-00 arası. iki kuşak arasında ki uçurum mu desem evrenler arası geçiş mi desem bu kadar farklı olamaz. z kuşağı dünyayı gerçek anlamda tanımıyor, doğayı, yaşayışı tanımıyor, musluk tamir etmeyi bile bilmeyen bir kuşak. işleri güçleri internet. elektrik ile interneti elinden alınsa muhtemelen sıkıntıdan kendilerini bitirirler. halbuki 10 senelik süreçte 2 kuşak arası bu kadar farklılık olması çok garip. z kuşağının duygu ve düşünceleri sanal ve ötesinde taklitlerden oluşuyor. 90-95 kuşağı sonrası doğanlara karşı istemsiz bir çömez muamelesi yapıyorum.
yanlış isimlendirmeye kurban gitmiş kuşak. alfabedeki harfleri bitirmişsiniz amk sondan başlanır mı. ikibinlilere ne diyecez biz şimdi
93-94 ve 95 doğumlu iş arkadaşlarım ve her gün sohbet ettiğim analitik profiller neticesinde yorum yapabildiğim kuşak.
çok kolay alternatif üretebiliyorlar, eleştirinin zor terbiye edebileceği profiller, öz güvenleri yüksek, sürdürülebilir bir kariyer hedefleri yok, yalanı yaşamaya alışkınlar, ışıkları daha parlak, daha start-up projelerin insanları kesinlikle, daha meraklılar, almak istedikleri vermek istediklerinden kesinlikle çok daha fazla, kolaycı veya pratikler.
yeni nesil insan modeli.
kimse acı gerçekler için kusura bakmasın çünkü gerçekler siz gücenince değişmez.
eski kuşaklardan şanslı olanlar, ailesinden kendilerinin leylekler tarafından getirildiğini dinlerken bu kuşak play store puanlarına ve indirme sayısına bakıp en iyi vpn uygulaması ile konusuna göre beğendikleri en çok tavsiye edilen yasaklı sitelere eriştiler ruhunuz duymadı.
az çalışmaları tamamen bilgiye istedikleri zaman erişebilmelerinden kaynaklıdır. sadece bilginin kendisini değil, neyi bilmeleri gerektiğini de kolayca bulabiliyorlar.
12 yaşında bir çocuk daha önce hiç bu tarz bir teknolojiyi kullanmamış olsa dahi googlemap / streetview / yandex harita vb. uygulamaları kullanarak istediği yeri bulabiliyor.
7 yaşında kendini doğru şekilde eğitmenizi isteyen; "bana bu şekilde davranman çok yanlış, psikolojimi bozabilirsin. çocuklara xyz davranmalısın!" diyen bir nesil ile karşı karşıyayız.
her yeni neslin, ufuklarının daha geniş olması nedeni ile hayatı daha doğru tanımlaması beklenir. bizim hayata bakışımız farklı ise bizden sonraki nesli gömerek örtülü kendimizi yüceltme arzumuzun farkına varıp kendimizi bir kontrol edelim zira "google" yanılıyor olamaz.
son olarak, kuşakları tanımlama sırasını bu nesil devralınca bizi fena gömecekler mhk demedi demeyin.
algoritma ve programlamaya giriş dersinde bok gibi yığılan kuşaktır efendim. acelecidirler, emek harcamadan, sabretmeden her şeye ulaşmak isterler.
iyi bir üniversiteden mezunsa yaraaa yediniz.
şirkete geldiğinin 2. ayında arkadaşlarına "beni destekleyin müdür olayım" diyeni biliyorum.
hadi hırslısın da niye gerizekalısın?
plazalarda seçim var sanıyor mal. arkadaşlarından oy istiyor.
bu tabii ki gerizekalı olanına örnek, diğerleri ise, "ben zaten müdür olacağım, neden bekliyorum ki" havasında.
büyük şirketlerde "bu jenerasyonu kazanmanın yolu" diye müdürlere bi sürü sikik sokuk seminer veriliyor.
"bunlar alıngan, hemen küserler, pek çalışmak istemezler, o nedenle fazla iş vermeyin onlara, çabuk yükseltin çünkü çabuk sıkılıyorlar" gibi ampır ampır şeyler söylüyolar.
yukarıdan geldi diye de ses çıkaramayan müdürler, bu yeni arkadaşları "merak etme sen müdür olacaksın, diğerlerinin a.koyayım, sen tek başına kurtarırsın bu şirketi, diğerleri zaten vasıfsız eleman, ama seeen, sen bir tanrısın/tanrıçasın" diye gazlıyor.
ben şirket sahiplerine, ik'cılara, müdürlere ya da bu işi bildiğini sananlara sesleneyim:
beyaz yakanın hali iyi değil ben size söyleyeyim. altın neslin değerini bilin. bu kuşak ebenizi skecek sizin. instagramda gezip müdür maaşı alacaklar. bugün 30-40 yaşındaki insanları köpek gibi çalıştırıp 3 kuruş maaş veriyorsunuz ya hani onların intikamını bu çocuklar alacaklar. "google ofisi istiyorum, armutsuz şirketin anasını skeyim" diyecekler, siz de köpek gibi gidip armut alacaksınız. o şımarık çocuklar artık iş dünyasında
fyi